"KAÇIN ARKADAŞLAR" DİYE BAĞIRDILAR 
Manisa'nın Soma İlçesi'nde, 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 8'i tutuklu 46 sanıklı davanın görüldüğü Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde, tanıkların ifadelerinin alınmasına öğleden sonra da devam edildi.
İlk olarak tanık sıfatıyla Has Karabeyoğlu, dinlendi. 8 yıldır madencilik yaptığını söyleyen Has Karabeyoğlu, "Saat 14.20'de topçu, 'Top atılacak' dedi, atıldı. Saat 14.40 gibi 'Güp' diye bir patlama sesi duydum. Birden simsiyah bir duman geldi. Anayola indim. 3. bandın motor başında temiz havaya ulaştık. Duman sıcaktı, suyla müdahale edelim dedik ama duman elimizi içine sokamayacağımız kadar sıcaktı. Birilerine haber vermek istedim ama U3 içindeki telefon çalışmadı. Dumanda koku yoktu. Daha önce de patlamanın olduğu yere 40 - 50 metre aşağıda bir göçük meydana geldi" dedi.
Has Karabeyoğlu'nun ifadesi sırasında kendisine yöneltilen sorularda, zaman zaman kurtardığını yinelediği Ramazan Demir'den, tepki geldi. Salonda bulunan Ramazan Demir, "Yeter artık iftira atma, beni sen kurtarmadın" diye tepki gösterdi. 
KARDEŞİNİ BEKLEDİ, CENAZESİNİ ALDI 
Duruşmada daha sonra mağdur tanık sıfatıyla Fethi Çantal'ın ifadesine geçildi. Yaklaşık 4.5 yıllık madenci olduğu, 4 yıldır da facianın yaşandığı ocakta, tamir tarama ustası olarak çalıştığını söyleyen Fethi Çantal, "Olay günü U3 bölgesinde, iki iş arkadaşımla elektrik panolarının yakınındayken saat 14.35'te aniden bir duman geldi. Yürüme yolundaki bantçılar 'Arkadaşlar ortalık duman oldu' diye bağırmaya başladı. Duman simsiyah oldu. Yere yakın yerde dumandan daha az etkileneceğimi düşünerek sürünerek, 20 - 25 dakika ilerledim. Maskemi açtığımda içi simsiyah küftü, kullanamadım. Biraz daha ilerledim, daha temiz bir hava buldum. Orada bir süre kendime gelmek için bekledim. O sırada rahmetli kardeşim aklıma geldi, o S panosundaydı, dumana maruz kalmış mıdır diye düşündüm. 3. bantın nefeslik bölümünde bir yaralı vardı. 4 kişi kendi imkanlarımızla onu yukarı çıkardık. Çıktığımızda ambulans hazırdı. O sırada İmbat madenciliğin müdürlerini gördüm, 'evlatlarım çıktı mı, öldü mü' diye soruyorlardı. Bizim müdür Ramazan Doğru ise takım elbiseli olarak duruyordu, hiç umurunda değildi. Bundan etkilendim" diye ifade verdi. 
Ocak içerisinde bulunduğu sırada S panosunda çalışan kardeşini de düşündüğünü anlatan Fethi Çantal, "Çevredekilere S panosundan çıkan olup olmadığını sordum. Ancak o panodan kimsenin çıkmadığını söylediler. Kardeşimi maden sahasında aradım sonra ovaktan çıkması için 6.5 saat bekledim ama cenazesini aldım" dedi.
Bu sırada salondaki bazı madenci yakınları da gözyaşı döktü. Ocaktan el yakacak kadar sıcak kömür çıktığına da şahit olduğunu savunan Çantal, "Sabit sensörleri, temiz havanın geçtiği yerlere konulmuştu. Bu nedenle temiz havadan ölçüm yapıldı. Bazı sensörlerde çalışmıyordu. Ben olayı başımdaki kişilere anlattım" diye yaşadıklarını anlattı.
Gaz maskesini de, 4 yıl önce işe girdiğinde aldığını, bir kere 'Bakım var' denilerek iş çıkışında alındığını, ertesi gün verildiğini ifade eden Fethi Çantal şunları söyledi: "Bir arkadaşım çalışma sırasında gözünden yaralandı. Bende bunun üzerine depo sorumlusundan iş gözlüğü ve eldiven istedim, ancak 'Malzeme yok' yanıtımı aldım." Sanıklar için "Sonuna kadar şikayetçiyim" ifadesini kullanan Fethi Çantal, ayrıca kendisine yöneltilen soru üzerine, müfettişlerin ocağı rahat gezmesi için, kulikarlara özel koltuklar konulduğunu savundu. Duruşmaya 19 Ekim Pazartesi günü kaldığı yerden devam edilecek.