Seçildiği ilk 
günlerde
bazı uygulamalarındaki
yanlışların
kendisini ileride zora sokacağını
bizzat söylemiş,
ardından
yazmış biri olarak belirtmek isterim ki;
Büyükşehir Belediye
Başkanı Mustafa
Demir'in
4.5 yıl boyunca
yaşadığı
ya da
yaşattığı
gelişmeler,
hem kendisi hem de
önümüzdeki süreçte
belediye başkanı seçilecekler için
"ders" çıkarılacak
sonuçlar
içermektedir...
Geçmişte söylediklerimi
ve yazdıklarımı
yeniden hatırlatmak
istemiyorum...
AK Parti kurucu il başkanlığı,
3 dönem milletvekilliği,
TBMM Komisyon Başkanlığı,
eski Başbakan rahmetli Mesut Yılmaz ve eski Devlet Bakanı Güneş Taner hakkında Türkbank'ın satışına ilişkin iddiaları araştırmak üzere kurulan TBMM Soruşturma Komisyonu
Başkanlığı ve Bayındırlık Bakanlığı
yapmış bir siyasetçi;
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı
Samsun Milletvekili
Yusuf Ziya Yılmaz'ın
verdiği
kahvaltıda
"ev sahibi" 
konumunu üstlenmeseydi;
gazetecilerle
böyle bir polemik
yaşar mıydı?..
Gazetecilerin oradaki muhatabı,
kahvaltıyı veren
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı,
Samsun Milletvekili
Yusuf Ziya Yılmaz'dı...
Yani, ev sahibi
Yılmaz'dı...
Mustafa Demir, sorular gelmeye
başladığında,
"Arkadaşlar, bu kahvaltıyı
Sayın Genel
Başkan Yardımcımız, değerli büyüğümüz
düzenlemiştir. Bizler de onun misafiriyiz.
Önümüzdeki günlerde
yapacağım basın toplantısında
bütün sorularınızı
cevaplandırmaya hazırım"
deseydi;
böyle bir tablo ortaya çıkar mıydı?..
Büyükşehir'de,
özel kalem müdürü veya
danışman,
hangi sıfat olursa
olsun,
Demir'in
yakın çalışma
arkadaşlarının
görevi;
bu tür etkinliklerde ortaya çıkabilecek
olası
birtakım sorunları
yaşanmadan savuşturmak
değil miydi?..
Siyaset "ekip" işidir!..
Ekipte yer alan
deneyimli
insanlar,
liderle
et-tırnak olmak,
onu anlamak zorundadır...
Bazen
lider, tek bir söz bile
etmeden
onun
ne istediğini
bilip,
buna göre tavır almaktır...
Olması gereken de
budur!..
Ancak, tıpkı derme-çatma
yani toplama malzemeyle
yapılmış "modifiye"
bir araçla yola çıkıp;
hem hız yapmak
hem de sürüş keyfini
yaşamak,
hayalcilik
değil de neydi?..
Sıkıntının
kaynağını
Demir de
biliyor ama
ben her zamanki gibi
tekrarlamak istiyorum...
Mustafa Demir'in
süreç içinde
yaşadığı
bu olumsuzlukların
en önemli nedeni;
yola çıktıklarını,
yolda bulduğu
ehliyetsiz ve 
liyakatsizlerle
değiştirmesiydi...
Samsun'u;
şehrin
siyasal, ekonomik ve sosyal
dengelerini bilmeyen
bürokratlarla
yönetmeye
kalkışması, Demir'in sırtındaki yükleri
daha da ağırlaştırmıştır...
Yani, onu taşıması gerekenleri, o sırtına 
almıştır...
Önemli görevlere atadığı
bu bürokratların,
kanuni değilse bile
hal ve hareketlerini
toplumsal
denetime tabi tutacak
bir çevreleri
yoktu...
Bu şehirde yaşayacak olsalardı,
"Yarın yüz yüze bakacağız" diyerek,
daha özenli davranmak
zorunda kalacaklardı...
İşleri bitince 
"Sen sağ, ben selamet" deyip
çekip gideceklerdi...
Belediyede kadrolaşma
başta olmak üzere
birçok olumsuz
gelişme,
"çalışma huzuru"nu da
bozmuştur...
Bir kurumun yüzlerce
çalışanıyla
davalık olması
doğru tavır mıydı?..
Başkan Demir,
şef ya da müdür pozisyonundakilerin
ilgilenmesi gereken
küçük detaylara da girince
ayar kaçtı...
Bütün bu olup bitenleri
bir çırpıda
toparlarsak;
Mustafa Demir'in
şimdiye kadar
yaşadığı veya yaşattığı
sorunlar
zincirinin
her bir halkası;
yeniden aday gösterilecekse
hem kendisi
hem de
seçilecek
belediye başkanları için
çıkarılması gereken
"Derslerle" doludur!..
Bu dünyada;
aynı yanlışları tekrar edip, doğru sonuca
ulaşanı bilen var mı?..