12 Eylül sonrasında,
yurt dışına
çıkarak
iltica edenlerin
kullandığı yöntemdi bu...
Herhangi bir suçtan arandığına dair
gazete haberi, önemli bir belgeydi...
Böyle olmasa bile,
birkaç nüsha özel basılan gazeteler,
ya hatıra binaen
ya da büyük bedellerle
talep edene gizli bir biçimde
veriliyor;
bu kişi de
normal veya kaçak yollarla
yurt dışına çıktığında,
"Darbe yönetimine karşı olduğu, bu yüzden 
işkence gördüğü ve 
mahkemede yargılandığı"
gibi yalanlar
söyleyip,
belge olarak
o sipariş gazeteyi
gösteriyordu...
Bu yöntemle
çok sayıda kişi,
yurt dışına çıkmıştı...
O insanların
çoğu, siyasi sığınma
nedeniyle de
gittikleri
ülkenin
vatandaşlığına geçmişti...
Yurt dışında
başkentlerin
önemli meydanlarında,
küçük ya da büyük
yaştaki Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşına rastladığınızda;
sohbet ederseniz
söyledikleri ilk şey,
"Pekekeliyim o yüzden buradayım" 
demek olur...
Gülersiniz tabii ki...
"Yalan" olduğunu bilirsiniz ama
o ülkeye gelişleri,
siyasi değil,
insan ticaretiyle
ilişkilidir...
Terör örgütü PKK,
o ülkelerde
bedeli mukabilinde
bu insanlara sığınma hakkı almak için
uğraşır...
Terör örgütünün uyuşturucunun
yanı sıra, insan ticaretinden
kazancı büyüktür...
Kaynaklar sağlanmıştır...
Bilinenleri hatırlatmamın nedeni var elbette...
Geçenlerde Halk TV'de, Ağrılı bir gazetecinin
anlattıklarını dinlerken,
büyük bir şaşkınlık yaşamıştım...
Gazeteci, bir şebekeden
söz ediyordu...
Bu adamlar, 12 Eylül sonrasında uygulanan
yöntemle
yurt dışına
insan kaçırıyordu...
İddiaya göre,
şahıslar için
siyasi suçlu gibi sabıka belgeleri
bile düzenleniyordu...
Ayrıca, e-Devlet
mekanizmasını da
bu işe alet etmişlerdi...
Her şey bir yana
en çok
zoruma giden de
bazı Karadenizli gençlerin
Ağrı'ya gelerek,
Kürtçe öğrendikleri ve Kürt isimleri
alıp,
siyasi sığınma hakkı elde etmek için
organizasyona
katıldıkları iddiasıydı...
Bu şebekenin,
sosyal medyaya verdiği
reklamları da ekranda görünce
"pes artık" dedim...
Halk TV'nin görüntüleri ortada...
Devletin ilgili kurumlarının
ortaya atılan
iddiaları mutlaka dikkate alacağını
biliyorum...
Beni en çok ürküten 
mesele,
bunun ilan vererek
yapılacak kadar
aleniyet içinde olmasıydı...
Bu kadar cesareti
nereden bulmuşlardı,
anlamak zordu...