"Tarım hamlesi" başlıklı yazımın yayımlandığı günün sabahında, Tarım Bakanı Pakdemirli'nin "affını isteyerek" istifa etmesiyle uyandık... Dünkü yazımı şöyle tamamlamıştım: "Cumhurbaşkanı Erdoğan, pandeminin başlarında, “Üreticilerimizden ricam, tek karış boş arazi bırakmadan tarlalarını ve seralarını ekmeleri ve ahırlarını dolu tutmalarıdır” demişti… Artan maliyetler karşısında, üreticilerin ek destek olmadan bu işin içinden çıkması mümkün değildir!.. Tarımın önemini bilen biri olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni bir dönüşüme öncülük yaparsa, bu ülkede çok şey değişir!.. Yoksa, üretici bu haliyle bırakılırsa ithal ayçiçeği ve buğdayla ekmek ve yağ fiyatları, uçar gider!.. Bu yaşanan olumsuz durumu, fırsata çevirerek, topyekün bir tarım hamlesi başlatabilirsek, hem ülke hem de üretici kazanır!.. Maharet, krizleri avantaja dönüştürmektir!.." Cumhurbaşkanı Erdoğan, o günkü yazımı okuyup, böyle bir karar vermedi elbette ama tarım politikalarındaki öngörüsüz uygulamalar ve yanlış bilgilerle yüklü söylemlerle üreticilerin tepkisini çeken bir bakanla "hamle" olmayacağını bizlerden daha iyi biliyordu... İktisat Fakültesi çıkışlı Tarım Bakanı Pakdemirli'nin istifası ya da istifa ettirilmesi, yerine de bakanlığın çeşitli kademelerinde "teknik adam" olarak çalışmış Ziraat Fakültesi kökenli Prof. Dr. Vahit Kirişçi'nin getirilmesi, bir anlamda tarımda hamlenin başladığının ilk işaret fişeğidir!.. Bu arada, fındıkta yanlış rekolte bilgileriyle üretici aleyhine söylemlerde bulunan Pakdemirli, dönemin MHP'li Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt tarafından en ağır biçimde eleştirildiği için disiplin kurulu kararıyla partisinden atılmıştı... Sadece Enginyurt değil!.. AK Parti içinden de Pakdemirli'nin uygulamalarına kamuoyuna "cılız" biçimde yansıyan şikayetler vardı... O yürekleri yakan orman yangınları sırasında da Bakan Pakdemirli’nin, “ormanların korunması ve yangınlarla mücadelede belediyeleri sorumlu” olarak göstermesi de parti içinde sıkıntı yaratmış, İçişleri Bakanı Soylu da Muğla'daki basın toplantısında, “Lütfen yerel yönetimlerle, belediyelerle hükümet arasında hangi siyasi parti olursa olsun, nifak sokup milletin çalışma güdüsünü çalışma kuvvetini aşağıya almayalım” diye uyarıda bulunmuştu... Yani, Pakdemirli'nin istifası ya da istifasının istenerek görevden el çektirilmesi, hem tarım politikalarının geleceği için yararlı olmuş hem de genel seçimler öncesinde AK Parti'nin elini rahatlatmıştır!.. Bakanlık görevine tarımı bilen bir bilim insanının getirilmesi, "At adımına göre değil, adamına göre yürür" atasözünün yerindeliğini bizlere gösterecektir!.. Bir zamanlar tarımda kendi kendine yeten ülke olan Türkiye'nin, hiç vakit kaybetmeden bereketli toprakları yeşertmek mecburiyeti vardır!.. Ülke için "Hayırlı olur, inşallah" diyorum!..