Bizleri yoktan var eden sayısız lütuf ve nimetleri bize bahşeden, bizleri İslam nuru ile şereflendiren, yüce Allah’a hamd olsun. Müjdeleyici ve nur saçan bir kandil olarak gönderilen alemlere rahmet efendimiz Hz. Muhammed (sav) selat ve selam olsun. 17 Ekim Pazar Gecesi Mevlidi Nebi gecesi ve sonrasında ki hafta Mevlidi Nebi Haftası, gecenizi ve Mevlidi Nebi haftanızı tebrik ediyorum. Bu yıl Diyanet İşleri Başkanlığımız haftanın ana temasını “Peygamberimiz (sav) ve Vefa Toplumu” olarak belirledi. Vefâ, görülen iyilikleri unutmamak, iyilikte bulunanlara misliyle veya daha güzeliyle karşılık vermektir. En büyük vefakârlık, insanın Yaratanını tanıması, kulluk vazifesini yerine getirmesi ve O’nun verdiği nimetlerin kıymetini bilerek şükrünü eda etmesidir. En büyük nankörlük de kulun Rabbini inkâr etmesi, O’nun yüceliğini tanımamasıdır ve kulluk etmeyerek nankörlük etmesidir. Kişinin kendisine iyilik eden kişileri unutması, ailesini, anne babasını ihmal etmesi de vefasızlıktır. Her alanda bizim için en güzel örnek olan peygamberimizin vefa abidesidir. Rabbine karşı vefalı olmasına bir örnek verelim; Hz. Peygamber (sav) farzları ifa ettikten sonra samimiyetle nafile namazları da kılmış kendisine; kendini niye yoruyorsun diyenlere; “Allah Teâlâ’nın bana ihsan buyurduğu nimet karşılığında gereken şükrü yerine getirmeyeyim mi?” cevabını vererek rabbine karşı vefasını göstermiştir. Sadece rabbine karşı vefalı değil ailesine, ashabına ve sosyal ilişkilerinde de vefalı olduğunu görüyoruz: Annesine karşı vefasına bir misal verelim; Hudeybiye Umresi için Mekke’ye giderken yolculuk esnasında Ebvâ’ya uğramışlardı. Annesinin kabrini ziyaret etti. Ziyaret esnasında kabrini eliyle düzeltti ve hüzünlenerek ağladı. O’nun ağladığını gören Müslümanlar da ağladılar. Daha sonra niçin böyle yaptığını soranlara Sevgili Peygamberimiz; “Annemin bana olan şefkat ve merhametini hatırladım da onun için ağladım.” buyurdu. Bizler bazı şeyleri kaybedince kıymetini anlıyoruz. Onlar küçükken nasıl bizleri sevgiyle büyüttü ise şimdi onlara merhamet kanatlarını germenin sırası bize geldi, henüz sağ iken anne babamızı akrabalarımızı ihmal etmeyelim, onları ziyaret edelim. Günümüzde en çok ihtiyaç duyulan şeyin vefakarlık olduğunu ve anne-babanın duasını almanın bizi cennete götüreceğini unutmayalım. Efendimiz öyle buyurmuyor mu; anne babası hayatta iken onların duasını alıp ta cenneti kazanmayana yazıklar olsun. Peygamberimizin eşine vefası ile tamamlayalım; Bir seferinde Hz. Aişe annemize: “Ey Aişe, Hatice benim için çok önemlidir. Herkes beni inkar ederken o yanımda durdu. Herkes malını sakınırken o malını Allah için harcadı. Zor anımda bana destek oldu. Bana çocuk verdi. O, cennet hanımlarından birisidir.” Nasılda günümüze işaret etmiş efendimiz. Hayatını birbiri için feda eden eşlerin birbirlerine vefasızlık etmemeleri gerektiğini aile olmanın bambaşka bir şey olduğunu nasıl da hatırlatmış. Ailemize ve insanlara karşı sosyal ilişkilerimizde vefalı olalım. Bir çok sıkıntının çözümü, günümüzün problemlerinin ilacı aslında vefa değil mi? Yüce Rabbim bizleri vefalı olup kulluğunu yerine getiren, dünya ve ahiret saadetine erenlerden eylesin. Mevlidi Nebi haftamız; Ülkemize, Milletimize İslam Alemine ve tüm insanlığa huzur mutluluk ve güzellikler getirsin inşaallah. Allah’a emanet olunuz. Seyfullah ÇAKIR SAMSUN İL MÜFTÜSÜ