YASAL DAYANAK NEDİR?
4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesine göre, yapılan iş çalışanın sağlığını veya yaşamını tehlikeye atıyorsa, çalışan bu nedenle işten ayrılırsa kıdem tazminatı hakkı doğar. Yani işin, kişinin sağlığını olumsuz etkilediğinin belgelenmesi çok önemlidir.
HEYET RAPORU ŞARTI
Bu hakkın kullanılabilmesi için:
Çalışanın sağlık sorununun iş koşullarıyla doğrudan bağlantılı olduğunun uzman doktorlardan oluşan sağlık kurulu (heyet) raporuyla kanıtlanması gerekir.
Raporda, işin niteliği sebebiyle çalışanın sağlığı veya hayatının tehlikede olduğunun açıkça belirtilmiş olması şarttır.
İŞVERENİN RAPORA İTİRAZI HALİNDE
Eğer işveren bu rapora itiraz ederse, konu mahkemeye taşınabilir. Mahkeme:
İş güvenliği uzmanlarının da yer aldığı yeni bir bilirkişi incelemesi talep eder.
Yeni rapor, işin çalışanın sağlık durumu üzerindeki etkisini değerlendirmek üzere hazırlanır.
Mahkeme bu rapora göre karar verir.
Eğer iş ile sağlık sorunu arasında doğrudan ilişki kurulamazsa, sağlık nedenleri kıdem tazminatı için geçerli olmaz. Örneğin, iş dışında gelişen bir hastalık bu kapsamda değerlendirilmez.
EMEKLİ SONRASI ÇALIŞANLARIN DURUMU
Emekli olduktan sonra çalışan işçiler de aynı kurallara tabidir. Emekli çalışan, haklı bir neden olmadan işten ayrılırsa kıdem tazminatı alamaz. Ancak işveren, geçerli bir sebep göstermeden işten çıkarırsa kıdem tazminatı hakkı doğar.
Özetle;
Sağlık sorunları nedeniyle işten ayrılmak isteyen çalışanların:
İşle sağlık sorunları arasında bağlantıyı kanıtlayan heyet raporu almaları,
İşverenin itirazı durumunda yasal süreci takip etmeleri,
Ve işin gerçekten sağlığı tehdit ettiğinin mahkeme tarafından onaylanması halinde kıdem tazminatı alması mümkündür.
Bu süreçte hak kaybı yaşamamak için yasal yollara başvurmak ve sağlık raporlarını eksiksiz tamamlamak önemlidir.