Diyarbakır’da görevli Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. M. Ali Kaplan, diyabet ve meme kanseri arasındaki bağı ortaya çıkararak dünya tıp literatürüne girerek 40’tan fazla atıf aldı.

Diyarbakır’da görev yapan Tıbbi onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Kaplan, tedavi edilen meme kanserinin yeniden ortaya çıkmasının diyabetle ilişkili olup olmadığını araştırdı. Yaklaşık 1 yıl süren çalışmasının ardından diyabetin, tedavi edilen meme kanserinin nüksetmesinde 2,2 kat arttırdığını ortaya koyan Doç. Dr. Kaplan, dünya tıp literatürüne adını altın harflerle yazdırdı. Doç. Dr. Kaplan’ın çalışması uluslararası Medikal Onkoloji dergisinde de yayımlanarak 40’tan fazla atıf almayı başardı.

Araştırması dünya çapında 40’tan fazla atıf aldı

Yaptığı çalışma ile ilgili bilgi veren Memorial Diyarbakır Hastanesinde görevli Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Kaplan, meme kanserinde, nüksü etkileyen, hastalık tekrarını etkileyen faktörleri araştırdıkları çalışmalarının Medikal Onkoloji isimli onkoloji alanında prestijli bir dergide yayımlandığını söyledi. Doç. Dr. Kaplan, “Bu çalışmamız meme kanserli hastalarda diyabetin protüközü etkilediğini gösteren ilk çalışma olarak tıp literatürüne geçti. 40’a yakın atıf aldı. Yani, başka çalışmalar tarafından refere edilerek, bu veri kullanılarak yaptıkları çalışmalar desteklenmiş oldu. Bu çalışmamızda 500’e yakın opere edilmiş, meme kanseri hastasını çalışmamıza dahil ettik. Bu hastalarda diğer gidişatı etkileyen yani nüksü etkileyen faktörleri de değerlendirerek, acaba diyabet tek başına bağımsız bir gidişatı etkileyen faktör müdür, onu araştırdık. Meme kanseri tanılı diyabetli hastaların 2,2 kat daha fazla nüksettiğini saptadık” dedi.

“Kanser, hücre çoğalmasını istiyor”

Diyabetik hastalarda, vücuda giren şekerin harcanması ve kullanılmasını sağlayan hormonun eksik olduğunu aktaran Doç. Dr. Kaplan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Biz de diyabetik hastalarda veya insülin direnci olan hastalarda bu hormonun aşırı salgılanması var, tükenmeden önce, aşırı salgılanan insülin hormonu da hücresel düzeyde hücre çoğalmasını arttırıyor. Yani, aslında kanserin istediği şey bu, hücre çoğalmasının artması. Diyabetin de aslında insülin salgılanmasını tetikleyerek bu yolla hücre çoğalmasını tetiklediği hipotez olarak ortaya koymuş, bizim bu çalışmamız da aslında bir nevi bunu destekler bir çalışmaydı. Diyabetik hastalarımız bu veri ile birlikte telaşlanmasınlar bizim çalışmamızda bunun analizi yapılmadı, şeker sonuçları iyi giden hastalar ile iyi gitmeyen hastalar arasında bir gidişat açısından fark var mı yok mu, ama muhtemelen bir fark olacaktır. Benim bu hastalara önerim şeker takiplerini iyi yapmalar, endokrin takibinde olmaları ve ilaçlarını düzenli bir şekilde kullanıp şeker seviyelerini belirli bir seviyede tutmaları halinde bu sorunun minimize edileceği kanaatindeyim.”