Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Özbekistan ve Kore ziyareti öncesi Atatürk Havalimanı'nda açıklama yaptı.  Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "Aday değilim açıklaması ile ilgili değerlendirmelerinin sorulması üzerine  Erdoğan, "Ben bu konuyla  ilgili hiçbir değerlendirme yapmayacağım zaten Sayın Gül değerlendirmeleri  kendileri de yaptılar. Sadece sizlere de teşekkür edeceğim. Seçim meydanı herkese  açıktır ve seçim meydanı da bu noktada zaten temenni ederiz bir an önce her  siyasi parti adayını belirler ve ona göre de biz de kampanyamızı çok daha değerli  kılacak adımlarımızı atarız" dedi.

ANKETLERDE ÖNDEYİZ...

Anketlerde cumhur ittifakının önde olduğunu vurgulayan Erdoğan şunları dile getirdi: "Şu anda benim anketlere dayalı olarak neyi paylaşırız dersek, paylaşacağım tek şey var. Hamd olsun anketler cumhur ittifakının açık ara önde olduğunu gösteriyor. Ama rakamsal bir şeyi bizden beklerseniz rakamsal bir şey vermeyeceğim. Onu zaten sizler yayın grubu olarak da yapıyorsunuz. Sizler de bunu görüyorsunuz. Ama açık ara cumhur ittifakı çok olumlu gayet güzel bir yerde."

BEDELLİ ASKERLİK

Bedelli askerlik ile ilgili soruya da yanıt veren Erdoğan, "Bedelli askerlik şu anda hükümetimizin gündeminde değil, böyle bir  durum yok. Hele hele bir tarafta Afrin, bir tarafta malum Fırat Kalkanı Harekatı.  Bunların olduğu bir dönemde bunu gündemimize almak şehitlerimize, özellikle  gazilerimize, onlara karşı bir saygısızlık olur. Bu işlerin tabii istismarını  yapanlar da çok çok fazla. Hayırlısıyla şu önümüzde seçim bitmiş olsun, inşallah  başkanlık sistemine geçiş dönemi hallolduktan sonra bunlar tekrar masaya  yatırılır. Ona göre atılması gereken adım bu konuda varsa o zaman bu adım atılır  ama şu anda böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil." dedi. 

ÜNİVERSİTELERİN BÖLÜNMESİ...

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İstanbul Üniversitesi'nde  bölünmeye dair ciddi bir tepki var, özellikle Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden.  Kendisi de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunu olan Aziz Sancar ile dün görüştünüz.  Bu konuda size akseden veya sizin bölünmeye ilişkin görüşünüz, düşünceniz nedir?"  sorusuna şu karşılığı verdi:  "Aziz Sancar hocamızın böyle bir derdi, böyle bir sıkıntısı kesinlikle  yok. Yani bunların hepsinde istismar var. Bir defa 'İstanbul Üniversitesi niye  ikiye bölünüyor?' Bunun üzerinde durmamız lazım. Biz bir karar aldık, dedik ki  'Öğrenci sayısı itibarıyla nitelik-nicelik, bunu yakalamamız lazım.' Şimdi  İstanbul Üniversitesi'nin öğrenci sayısı 105 bine ulaşmış durumda. Burada bir  kalite maalesef olamıyor, düşüyor kalite. İstanbul Üniversitesi bir marka, tarihi  itibarıyla eski bir üniversite, eyvallah ama tarihi itibarıyla eski bir  üniversite olması demek burada öğrenci sayısının azaltılmasına mani bir hal var  demek değildir. Peki biz İstanbul Üniversitesi markasını ortadan kaldırıyor  muyuz? Hayır, öyle bir şey de yok. Bazıları bana soruyor, bakıyorum koskoca  profesör, 'Bundan haberin var mıydı?' diyorum, 'Ha ben öyle olduğunu  bilmiyordum.' diyor. Bilmiyorsan bunu bize niye sormadan böyle bir şey  söylüyorsun. Tamam önce İbni Sina ifadesi söz konusu oldu. Arkadaşlarla müzakere  ettik, tamam İbni Sina ismini kaldıralım. E ne olacak? Şimdi bir tarafta İstanbul  Üniversitesi başlı başına bir isim, öbür tarafta da İstanbul Cerrahpaşa  Üniversitesi şeklinde oluyor. İstanbul yine oluyor. Ama bu 500 yıllık maziye  sahip olan isim, korunuyor. Ortalama 50 bin civarında öğrenci bir tanesinde  kalıyor, 50 bin civarında öğrenci bir tanesinde kalıyor. Bunlar da adrese teslim  değil. Onu da bilin. Şimdi diyorlar ki 'Cerrahpaşa diye bir şey yoktu'. Nasıl  yoktu? Ben kendimi bildim bileli Cerrahpaşa var. Ama şimdi İstanbul Üniversitesi,  Cerrahpaşa olarak ayrılmıyor. İstanbul Cerrahpaşa Üniversitesi diyoruz. Böyle bir  üniversite oluyor. Öbür tarafta da asli yapısını koruyarak İstanbul Üniversitesi  diyoruz. Altında fakültelere baktığımız zaman hemen hemen birçok fakülte her iki  üniversitede de olacak. Her iki üniversitede de ayı fakülteler olmaz diye bir şey  yok. Biz dengeyi koruyalım diye bir tarafta iktisat fakültesi kalmıştı ki iktisat  fakültesinin 15 bin civarında öğrencisi var. Onu hemen diğer tarafa kaydırmak  suretiyle rakamı dengeleyelim dedik. Mesela işletme fakültesi bir tarafta  kalmıştı. Orada da dengeyi koruyalım dedik. Ortalama 50 bin civarında bir rakamla  bunu sağlamış olduk. Dert nerede? Dert diye ideolojik. 'Efendim bunlar da işte  bizim camiadan.' Kusura bakmasınlar, bizim camia, şu camia, bu camia diye bir şey  yok. Her şeyde ideolojik yaklaşımdan uzak, dürüst olacağız. Biz nitelik mi  arayacağız, yoksa nicelik mi arayacağız, biz buna bakıyoruz."


 Öğrenci sayısı itibarıyla kaliteyi artıracak adım atmak istediklerini  belirten Erdoğan, İstanbul Üniversitesi'ne Hasdal tarafında 700-800 dönüm bir  arazi tahsis ettiklerini, burada İstanbul Üniversitesi'nin asli kampüsünün veya  külliyesinin olacağını söyledi. Üniversite oraya taşındığı zaman çok daha farklı bir konuma  ulaşacağını anlatan Erdoğan, "Önce biz Çapa'yı da düşündük. Çapa'nın zaten deprem  riski sebebiyle birçok binasının yıkılması gerekiyor. Oralar yıkılacak, orası  belki İstanbul Üniversitesi'nin merkezde bir irtibat bölümü olacak. Oradaki  tarihi tescilli binalardan bazıları kalacak. Zaten Beyazıt'taki bina tartışılmaz.  O zaten bütün hususiyetiyle, özelliğiyle ortada ve bütün bunlar üzerinde YÖK  çalışmalarını sürdürecek." diye konuştu.

 TALEPLER VAR...

  Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'da Gazi Üniversitesi ile ilgili de bazı  spekülasyonların olduğunu anlatarak, sözlerine şöyle devam etti: "Aynı buradaki uygulama ne ise orada da onu yapacağız. Ama bunların  sayısı sadece ikisi değil ki ama ikisinde maalesef bir tezgahtır gidiyor. Şu anda  biz 20'ye yakın üniversitenin bu şekilde değişimini yapıyoruz. Kimisinde sayı 80  bine, 90 bine ulaşmış. Buralardan halkın bizden talepleri var. Oralardan  milletvekillerimizin halkla olan görüşmeleri var. Bu talepler üzerine bu adımlar  atıldı. Bu salt, hükümetin almış olduğu bir karar değil. YÖK'e talepler var, bize  talepler var. Bu talepler üzerine de yapılan çalışmalar var. Daha önce bu konuda  attığımız adım var. Konya'da Selçuk Üniversitesi'ni ikiye böldük. Biri Erbakan  Üniversitesi oldu, birisi Selçuk. Hiç böyle bir ses çıkmadı. Şu anda bu şekilde  devam ediyor. Olmaz diye bir şey yok. Aynı şekilde Kayseri'den talep var, oradan  da şu ana kadar olumsuz bir yaklaşım yok. Ama hep ideolojik yaklaşım."
 

ÖZBEKİSTAN'DA İMAM BUHARİ ADINA ENSTİTÜ KURULMASINI İSTİYORUZ 

Özbekistan ve Kore ziyaretleri ile ilgili de konuşan Erdoğan, ziyaret kapsamında yarın Özbekistan'ın başkenti Taşkent'te  Cumhurbaşkanı Şavkat Mirziyoyev ile görüşmeleri olacağını belirtti. Erdoğan,  ayrıca Özbekistan Ali Meclisi'ne hitap edeceğini, Cumhurbaşkanı Mirziyoyev ile  Türkiye-Özbekistan İş Forumu'na katılacaklarını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Mayıs'ta medeniyetin kadim şehirlerinden  alimler, arifler ve mütefekkirler diyarı Buhara'yı ziyaret edeceklerini  aktararak, şu bilgileri verdi: "Buhara ziyaretimin anlamı büyük. İnşallah kendileriyle de daha önce  görüştük. Arzumuz, isteğimiz bir Buhari, biliyorsunuz Hadis Külliyatı içerisinde  en önemli eserlerden bir tanesidir. Dolayısıyla İmam Buhari adına orada bir  enstitü kurmayı hedefliyoruz. Bir de İmam Matüridi, itikadi anlayışımızda da  bizim odur ve onunla ilgili de orada bir enstitü kuralım istiyoruz. Bu konuda  aramızda bir mutabakatımız var. Bu adımları da inşallah bu gidişte inşallah  kesinleştireceğiz. Bu ziyaretimizle biz uzun yıllardır kaybettiğimiz o ivmeyi  yeniden kazanacağız. Onun için de çok geniş bir iş adamları heyetiyle  Özbekistan'a bu ziyaretimizi yapıyoruz."

'KORE FİRMALARININ ÜST DÜZEY YÖNETİCİLERİ İLE GÖRÜŞECEĞİM' 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Özbekistan ziyaretine müteakiben  Güneş Kore'nin başkenti Seul'e hareket edeceklerini belirterek, tarihi, özel  bağların bulunduğu Kore Cumhuriyeti'ni ziyareti kapsamında da 2 Mayıs'ta Güney  Kore Devlet Başkanı Moon Jae-in ile baş başa ve heyetler arası görüşler  gerçekleştireceklerini söyledi. Güney Kore Cumhuriyeti Ulusal Meclisi'ni ziyaret ederek, Meclis  Başkanı Chung Sye-kyun ile bir araya geleceğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam  etti:  "Malumunuz, Kore Cumhuriyeti bölgesinde ve hatta küresel ölçekte bir  ekonomik güç. Tabii bu ziyaretimiz de çok anlamlı bir döneme rastlıyor. Malum,  Kuzey Kore ile Güney Kore'nin bir araya geldiği dönemde, şimdi bizler de bu  ziyareti gerçekleştirerek çok anlamlı bazı öğreneceklerimizi herhalde öğrenme  fırsatını da bulacağız diye düşünüyorum. Kore Cumhuriyeti teknoloji alanında  dünya çapında bir oyuncu. Bu ziyaretimiz vesilesiyle önde gelen Koreli firmaların  üst düzey yöneticileriyle çok sayıda görüşmelerim olacak. Ziyaretim sırasında iş  birliğimizi ileriye dönük adımlarla geliştirmek amacıyla görüş alışverişinde  bulunacağız. İkili iş birliği alanların yanı sıra bölgesel ve uluslararası  konuları da ele alacağız. Ziyaretin, Kore Yarımadası'nda önemli gelişmelerin  yaşandığı bir dönemde olması buna ayrı bir zenginlik katıyor. Güney Kore  Cumhurbaşkanı ve Kuzey Kore liderinin 27 Nisan günü tarihi bir zirvede bir araya  gelişleri, bizim de onlarla olan ilişkilerimize ayrı bir zenginlik katacaktır  diye düşünüyorum. Nükleer silahsızlanma amacıyla başlatılan görüşmelerin  başarıyla neticelenmesini arzu ediyoruz. Özellikle 10 yıllardır hasretle beklenen  kalıcı barışın Kore Yarımadası'nda tesis edilmesini diliyoruz. Özbekistan ve Kore  Cumhuriyeti ziyaretlerimizin gerek beşeri münasebetler gerekse ekonomik ve ticari  ilişkiler bağlamında hayırlara vesile olmasını diliyorum."