Kur artışı sürüyor, iğneden ipliğe her şeye zam geliyor, mutfağın alevi söndürülemiyor, halkın satın alma gücü dibe vuruyor... Halkı kıskacına alan ve bunaltan olumsuz bu tablonun geriletilmesi için sivil toplum kuruluşlarının önerileri, ürettikleri seçenekler son derece önemli ve yaşamsaldır. Emekçi, emekli, çiftçi ile esnafın temsilcileri ve sözcüsü olan kuruluşlar, demokrasinin olmazsa olmazıdır. Görüşleri mutlak dikkate alınmalıdır. Milyonlarca dar ve sabit gelirli kitlenin sesi olan sivil toplum kuruluşlarının ekonomide yaşanan sorunlara ilişkin önerilerini ve taleplerini siyasi iradeye sunabilecekleri platform olan Ekonomik ve Sosyal Konsey (ESK) 9 Şubat 2009’dan bu yana toplanmıyor. Avrupa ülkelerinde hükümetlerin görüşlerine ve değerlendirmelerine son derece değer verdiği ESK, Türkiye’de anayasal kurum haline getirilmesine karşın işlevsiz konumda. İşçi, memur, işveren, esnaf ve çiftçi örgütü temsilcilerinden oluşan ESK, tam 12 yılı aşkın süredir toplanamıyor. Neden toplanamadığı da sır. Kamuoyuna da açıklama yapılmıyor. Konseyin toplanamamasından ötürü toplumu çok yakından ilgilendiren başta hayat pahalılığı olmak üzere temel ekonomik sorunlar masaya yatırılıp değerlendirilemiyor. Sosyal ve ekonomik sorunların ele alınıp, irdeleneceği, hükümete öneriler üretileceği yegane platform Ekonomik ve Sosyal Konsey’dir. Lakin, siyasi iradeden toplanmasına yönelik ses yok. Muhalefet partileri ile sivil toplum kuruluşlarının ”toplansın” çağrısına yanıt bile verilmiyor. Yani, hükümetin gündeminde ESK bulunmuyor. 12 Eylül 2010’da gerçekleştirilen anayasa değişikliği referandumuyla anayasal kurum haline getirilen ESK, düzenli olarak belirli aralıklarla toplanacaktı. Güya, konsey hükümete öneriler sunacak hem de alınan kararların topluma sağlıklı şekilde ulaşmasını sağlayacaktı. Büyük savlarla anayasal statüye kavuşturulan ESK, bilinmeyen nedenden ötürü 5 Şubat 2009’dan bu yana toplanmıyor. Varlığı kağıt üzerinde kaldı, unutuldu. Sosyal taraflar arasında diyalog sağlamak, uzlaşma ortamı yaratmak, sağlanan uzlaşma ile başta ekonomi olmak üzere toplumsal bir mutabakatla ülke sorunlarına çözüm bulmak amacıyla 2001’de kurulan, yılda en iki kez toplanması gereken ESK, bugüne dek salt 8 kez toplanabildi. Kurulduğundan bu yana sekiz kez toplanabilen konsey, bir anlamda işlevini yitirdi, hedeflenen iş barışı yeterince sağlanamadı, çözüm bekleyen sorunlar katlanarak arttı, artmaya devam ediyor. ESK, çalışma barışı adına Avrupa ülkelerinin çok önemsediği bir kurum. Hükümetler konseyin kararını dikkate alıp, kararlarını aksaksız uyguluyor. Türkiye 2001 yılında kurulan, 2010’daki referandumla yasal statüye kavuşan ESK’ya Fransa’nın ardından anayasal statü kazandıran ikinci ülke olmasına karşın, uygulamada başarılı olamadı, yeterli diyalog ve uzlaşma sağlanamadı. Eğer hedeflenen amaca ulaşılmak isteniliyorsa, sivil toplum örgütlerinin taleplerine kulak verilerek bir an önce toplantıya çağırılmalı. İktisaden geri kalmış milyonların temel sorunları can acıtırken, toplumsal uzlaşmaya fazlasıyla gereksinim varken ESK, bugünlerde toplanmayacak da ne zaman toplanacak?