Bize dosdoğru yolu göstermek, sıratı müstakimi öğretmek için sevgililer sevgilisini rehber olarak gönderen yüce Allah’a hamdu senalar olsun.  Onun Resûlu efendimiz (as) salat ve selam olsun. 
Ekim ayının ilk haftası hem MEVLİD-İ NEBİ hem de CAMİLER VE DİN GÖREVLİLERİ HAFTASI bu vesile Diyanet İşleri Başkanlığı her yıl farklı bir tema ile programlar icra etmektedir. 2023 yılı temamız “PEYGAMBERİMİZ, İMAN VE İSTİKAMET” tir. 
Allah Teâlâ peygamberleri vasıtası ile toplumlara, hakka giden, doğruluğa, erdeme ve güzel ahlaka ulaştıran dünya ve ahiret mutluluğuna erdiren dosdoğru yolu göstermiştir. Bu istikamet üzere önce peygamberleri yürümüş ve bizlere örnek olmuşlardır. “Hikmet dolu Kur’an’a andolsun ki, sen kesinlikle dosdoğru bir yolda yürümek üzere gönderilmiş peygamberlerden birisin.” (Yasin, 36/1-4) buyurmuştur.
İstikamet "dini ve ahlaki hükümlere uygun bir hayat sürme, her türlü aşırılıktan sakınma, Allah'a itaat edip Hz. Muhammed'in sünnetine uyma" anlamına gelir.
Sahabeden birinin Hz. Peygamber'den kendisine başka bir öğüde ihtiyacı kalmayacak değerde bir öğütte bulunmasını istemesi üzerine Habibullah ona, "Allah'a iman ettim de sonra da dosdoğru ol!" demiştir. Oradan ayrıldıktan sonrada peygamberimiz ashabına bu dediğimi tutarsa cennete gider buyurmuşlardır. İman edip ve sonrasında doğruluktan ayrılmayanlar için yüce Allah şöyle hitap eder; “Rabbimiz Allah’tır” deyip de dosdoğru çizgide yaşayanlar, işte onların üzerine melekler şu müjdeyle inerler: “Korkmayın, kederlenmeyin, size vaad olunan cennetle sevinin!” (Fussilet, 41/30)  ayeti ile imanın üstünlüğünü ve sonrasında da istikamete olmanın önemini ifade etmektedir. 
Hayatımız boyunca hem imanımızla hem ahlakımızla hem işlerimizle İstikamet üzere durabilmek için her namaz kılışımızda Fatiha suresini okurken  “Bizi sırat-ı müstakime ilet” diyerek dua eder rabbimizin bize yardımcı olmasını dileriz. Sırat-ı müstakim, bütün peygamberlerin yürüdükleri ve insanları da kendileriyle birlikte yürümeye davet ettikleri yolun adıdır. Sırat-ı müstakim, Rableri tarafından kendilerine nimet verilen kimselerin yoludur. Bu yol, özü sözü bir olan sıddıkların, hak ve hakikat uğruna hayatlarını ortaya koyan şehitlerin ve devamlı iyi işler yapan salihlerin yoludur. Kendilerine nimet verilenlerin kimler olduğunu da yine Yüce Rabbimiz bizlere şöyle bildirmektedir: “Kim Allah'a ve peygambere itaat ederse, işte onlar, Allah'ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddıklarla, şehitlerle ve iyi kimselerle birliktedirler. Bunlar ne güzel arkadaştır.” (Nisa, 4/69.)
Ne şartlar altında olursak olalım asla doğruluktan şaşmamalıyız. Ziya Paşa ne güzel demiş:
İnsana sadâkat yaraşır Görse de ikrah
Yardımcısıdır doğruların Hazreti Allah.
İki cihanda da Rabbimizin yardımına nail olmak istiyorsak doğruluktan şaşmamalıyız;  “Allah’a iman edip O’na sımsıkı sarılanlara gelince, Allah onları, kendinden bir rahmet ve lütuf içine daldıracak ve onları kendine ulaştıran dosdoğru bir yola iletecektir.” (Nisa, 4/175.) fermanı, bu hakikate vurgu yapmaktadır. 
İslam’da doğruluk, dürüstlük, istikamet üzere olmak, hak ve hakikat birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Bu sebeple bir Müslüman için samimi bir imandan sonra en önemli husus, bu imanın gereği salih ameller işlemek ve güzel ahlakı ile davranışları ile etrafına örnek olmaktır.
Mevlidi nebi haftamızın tüm İslam âlemine, ülkemize milletimize hayırlar bereketler getirmesini Yüce rabbimizden niyaz ediyorum. Yüce Allah bizleri sıratı müstakim üzere bir hayat yaşayan ve cennetine giren kullarından eylesin
 
Seyfullah ÇAKIR 
Samsun İl Müftüsü