Onları her sokakta ellerinde kirli dev çuvaldan yapılmış çekçekleriyle çöp kutularında kağıt, karton, atık madde toplarken görebilirsiniz. Kirden ala bula olmuş yüzleri, siyaha dönmüş elleri, hırpani giyimleriyle dikkat çeken bu insanlar, çöplükten ekmek parasını kazanmak için sabahtan akşama dek sokak sokak koşuştururlar. Akşamdan dolan çöp kutularını büyük çabayla karıştırarak, kağıdı, kartonu, geri dönüşüme uygun atık maddeleri arabalarına yükleyip satmaya gider, evine üç beş kuruş girmesini sağlarlar. Aralarında üniversite mezunlarının da bulunduğu 500 bin yoksul insan çöplerin arasından kağıt toplayarak geçimini sağlar. Ekonomiye yılda 10 milyar lira katkı sağlayan bu insanlar, işsizlikten sağlıklarını tehlikeye atarak günde 50 ile 100 lira arasında para kazanırlar. Her gün 20 kilometre koşuşturan kağıt toplayıcıları çıplak elle, maskesiz her türlü riski üstlenip, adına “vahşi toplayıcılık” denilen mesleği yerine getirirler. Ailelerinin geçimini sağlamak için her türlü zorluğa göğüs gererler. Güvencesiz ve sağlıksız koşullarda ekmeğinin peşinde koşan kağıt toplayıcılarına gerekli belgeleri olmadığı gerekçesiyle İstanbul’da belediye zabıtları ve polis tarafından müdahale ediliyor. Aralarında yabancı sığınmacıların da bulunduğu bu kişilerin çekçeklerine el konulurken, kaçak sığınmacılar ülkelerine geri gönderildi. İstanbul Valiliği, izinsiz-ruhsatsız atık toplama ve ayırma faaliyetlerinin, başta çevre ve halk sağlığı sorunları olmak üzere, kayıt dışı istihdama yol açması, kamu zararı ve haksız kazanca sebebiyet vermesi gerekçesiyle çekçeklere el konulduğunu açıkladı. Aslında, kağıt toplayıcılarına gelene kadar toplumda izinsiz-ruhsatsız o kadar çok iş yapan, haksız kazanç sağlayan, halkı soyan kişi ve gruplar var ki… Dudak uçuklatan kazanç ve gelirlerine karşın paralarını vergi cenneti ülkelere kaçıran iş insanları, üreticinin ve emekçinin emeğini gasp edenler, yasal hakları olmasına karşın sendikalaştıkları gerekçesiyle işçiyi kapının önüne koyan patronlar, davet usulüyle kamu ihalesi alan müteahhitler… Toplumu rahatsız eden böylesine haksız kazananlar ortada iken, sırf evine ekmek götürme uğraşındaki güvencesiz çalışan gariban kağıt emekçilerini hedef almak hangi vicdana sığar? Eğer, o yoksul insanlar kayıt altına alınacak, sosyal güvenceye kavuşturulacak ve insanca çalışma koşulları sağlanacak, ellerine daha fazla para geçmeleri sağlanacaksa kesinlikle meslek statüsü verilmeli, gerekli yasal düzenlemeler hayata geçirilmeli. Atıkların yüzde 80’ini sokaklardan toplayan ekonomiye yaklaşık 10 milyar lira katkı sağlayan, gönülleri zengin insanları ekmeğinden etmek sosyal devlet anlayışına tümü ile aykırı tutum Sahi, üniversiteyi bitirip, iş aramaktan yorulmuş, aç ve umarsız bu insanlar günde 20 kilometre dolaşarak 50-100 lira para için mi bu işi isteyerek mi yapıyor? Yokluk, yoksulluk, çaresizlik onları zorunlu olarak sokağa ve çöp kutularına itiyor. Çalmıyor, emekleriyle onurluca kazanıyorlar. 500 bini aşkın kişi çöpün, pisliğin içinde kağıt ve atık toplayarak evine ekmek götürmeye çabalıyor. Aileleri ile birlikte yüz binlerce kişi çöplükteki kağıttan yaşamaya çalışıyor. Bu insanlar çalmıyor, çırpmıyorlar. Emeği ve onuru ile ekmek parasının peşinde koşuyorlar.