Yayınlandıkları bölge, il ve ilçelerin sesi olan, halkın temel sorunlarını birinci ağızdan kamuoyuna duyuran, ulusal basının göremediğini ve ulaşamadığını yazan yerel basın demokrasilerde çok önemli işleve sahip. Yasama yürütme ve yargının ardından demokrasinin dördüncü gücü olarak güç koşullarda yayınını sürdüren haber ve yorumlarıyla ilgi çeken ciddi yerel gazeteler mevcut. Kotardıkları atlatma haber ve deneyimli yazar kadrosu ile adeta yaygın basın ile yarışmaktadırlar. İsmail Küçükkaya’nın her sabah programında Anadolu basınını ekranlara taşıması itici güç olmakta ve cesaretlendirmektedir. Yıllardır Anadolu’nun gür sesi olan, çiftçinin, emekçinin, kentlinin, emeklinin, patronun başı sıkıştığında ya da taleplerinde her daim yanında bulduğu yerel basın uzun süredir derin sorunlar yaşıyor. Çoğunluğu abone sistemi ile ayakta duran yerel medyanın en büyük sorunu kuşkusuz giderek artan girdi maliyetleri ve yöre halkının gazetesine yeterince sahip çıkmaması. Bugün ulusal basında köşe başını tutmuş genel yayın yönetmeni, yazar, çizer ve muhabirin yetişmesine olanak sağlayan Anadolu basını adeta birer okul niteliğinde kurumlardır. Genelde Basın İlan Kurumu’nun (BİK) ve özel sektörün verdiği reklamlarla destek bulan Anadolu basını, muhalif yazı ve haberlerinden ötürü zaman zaman bu destekten yoksun kalabiliyor. Yine de okurun sahiplenmesine güvenerek çizgi ve duruşundan ödün vermeden dik durmaya çalışıyor. Ne var ki bu süreçte çok zorlanıyor, adeta can çekişiyorlar. Malum, dövizdeki artış yurttaşın yaşamı kadar, yerel basının temel girdi maliyetini oluşturan kağıt, mürekkep, dağıtım, kendi tesisi yoksa baskı fiyatlarını doğrudan etkiliyor. Dolardaki her bir kuruşluk yükselme bile maliyetleri oldukça katlıyor. Yanı sıra muhabir, sayfa editörü, matbaa işçisi, sekreter, büro çalışanı, şoför gibi emekçilerin ücretlerinin aksamadan ödenmesi gerekiyor. Bunların toplamı gazete sahiplerine oldukça maliyet getiriyor. Yerel gazetelerde köşe yazanların çoğunluğu tutku ile eder beklemeden her gün bir şeyler karalamaya, kamuoyunu bilgilendirmeye çalışıyor. Yazarların temel amacı tutku ile bağlı olduğu gazeteciliğin yerel basın düzleminde yaşaması ve daha güçlenmesi. Kamuoyu görevini ciddiyetle üstlenenlerin yanında, az sayıda elindeki gazeteyi birilerine karşı güç ve tehdit unsuru olarak kullananların varlığı yadsınamaz. Onlar Anadolu basınının yüz karası, amaçları gazetecilik değil çıkarlarına hizmet. Olmaz olsun böyleleri. Halk bunları soyutlamalı ki ciddi kurumlar yaşamaya devam ederek kamuoyu görevini eksiksiz yerine getirsin. CHP, Anadolu basınının içinde bulunduğu zor durumu masaya yatırarak, çözüm aramaya odaklı toplantı gerçekleştirilecek. SÖZCÜ Gazetesi yazarı Saygı Öztürk’ün yazısına göre, 15-17 Ekim tarihlerinde yerel medya temsilcilerinin katılacağı toplantıda tüm sorunlar ele alınacak. Ve en önemlisi CHP, zor durumdaki Anadolu basınının ayakta durması için onlara belediyelerin topladığı emlak vergisinden belirli oranda kaynak aktararak maddi destek sağlayacak. Ödenecek bu para yerel medyaya adeta can suyu olacak. Ulusal medyanın günlük 1.8 milyon dolayında tiraja sahip olduğu dikkate alınırsa, yerel medyanın işinin daha zor olduğu net olarak görülüyor. Bölge, il ve ilçe halkı gazetesini daha çok sahiplenmeli.