Karadeniz’den adeta hamsi fışkırıyor. Tonlarca avlanan hamsi, ucuz fiyatı ile dar gelirli garibanların yüzünü güldürüyor.
Denizlerde 1 Eylül’de açılan av sezonu öncesi deneyimli tekne kaptanlarının öngördüğü gibi hamsi çok fazla avlanıyor. Büyük teknelerin ağlarına uzun yıllardır görülmeyen şekilde tonlarca hamsi takılıyor, kasalar dolup taşıyor. Çok avlanmasından ötürü hamsinin kilogramı boyuna göre 60 ile 100 TL arasında satılıyor. Hamsi günler geçtikçe irileşiyor. Yüksek fiyatından ötürü kırmızı ete yanaşamayan, kasabın yolunu unutan yoksul kitle ucuz fiyatı ile sofralarını hamsi ile şenlendiriyor. Protein gereksinimini ucuz balıklarla karşılıyor garibanlar.
Bol avlanmasına karşın, havaların sıcak gitmesi, deniz suyunun ılıman olmasından ötürü hamsinin erkenden Gürcistan’a kaçmasından kaygı duyuluyor. Eğer meteorolojinin tahminleri doğrultusunda havaların, dolayısı ile deniz suyunun soğuması durumunda yılbaşına dek hamside bereketin sürmesi bekleniyor. Aksi durumda önceki yıllarda olduğu gibi hamsi sevinci kısa sürebilir. Zaten denizlerimiz oldukça kirli. Üzerine su da ılıman olunca balık bolluğu azalıyor, soğuk denizlere açılıyor hamsi. Soğuk suyu sevmesinden dolayı Rusya’ya erken göç ediyor. Hamsinin bu yıl iri olması balıkçılar kadar tüketiciyi sevindirdi. Zira çok küçük avlanan yavrular balık unu fabrikalarına gönderiliyor. Ancak bu sezon oldukça büyük ve etli. Karadenizli, hamside bolluğun sürmesini umuyor. Zira uzun yıllar böylesine ucuz hamsi yemediler. Şimdiden hamsi tuzlamaları yapılmaya başlandı bile.
Hamsideki bolluğa karşılık geçen sezonun gözdesi palamut kendini az gösteriyor. Çingene palamudu 150 TL, orta boy 350 TL, torik ise 1.500TL’den satılıyor. Hamsi kadar bu sezon istavrit, barbun ve mezgit de çok fazla yakalanıyor. Bu balıklar uygun fiyatı ile hamsinin yanı sıra yoksul kitlenin tercih oluyor. İstavrit ve mezgit boyuna göre 150-250, barbun 150-300 TL arasında tezgahlarda yerini alıyor.
Her av sezonu öncesi yazdığım gibi üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’de avlanan balık türü ve miktarı giderek azalıyor. Buna koşut tüketim de geriliyor. Karadeniz’in ardından en çok balık avlanan Marmara Denizi’nin dibi kirlilikten görünmüyor. Denizin kıyı ve diplerini saran müsilaj, balıkların üremesin olumsuz etkiliyor. Bir de insan eli ile kirlenme olunca Marmara Denizi’nde Boğaz’ın o eski lüferleri, kofanaları, palamutları, kalkanları azalmaya başladı. Bu sezon bol olsa bile hamside de belirgin düşüş var..
Marmara Denizi kadar olmasa bile Ege ve Akdeniz’de de müsilaj etkisini gösteriyor. O denizlerde istenilen miktarda balık yakalanamıyor. Hali ile avlanma biçimindeki yanlışlar da eklenince balık türleri azalıyor, fiyatları cepleri deliyor. Dönüşümlü olarak bir yıl palamut, diğer yıl hamsi bol olunca herkes bayram ediyor. Denizlerimizi gözümüz gibi korumamız, çöp yığını haline dönüştürmemiz gerekiyor. Tanrı’nın bize sunduğu mavi suların değerini çok iyi kavramak zorundayız.