Gecenin en siyahında.

Umudun bittiği yerdeyiz.

Bundan böyle kazansak da kaybetsek de fark etmez.

Mucizeler gerekli.

Halbuki ne umutlarla lige başlamıştık.

Bizim için her şey tamamdı.

Baştan şampiyon ilan etmiştik.

Dereyi görmeden paçaları sıvamıştık.

Yeşil sahalardaki her maç mesaj verdi.

Anlayamadık.

Anlamak istemedik.

İçeride-dışarıda kaybettiklerimizi geçici gördük.

Her şeye rağmen katlarız bu işi diye düşündük.

Katlayıp verdiler elimize.

Oyalanın.

Akıllanın.

Çoluk çocuğa fazla güvenmeyin, dercesine.

Oynamamakta ısrar eden o çocuklar, ligi erken bitirip tatile çıkacak ortamı yarattılar.

Bizim gözyaşlarımıza aldırmadan.

İsyanımıza aldırış etmeden.

Olacak şey mi?

Şüphesiz değil, ama oldu.

Çemberin en dışında, çıkmaz sokağa sürüklediler.

Utanmadan, arlanmadan.

Yazıklar olsun.

Bu köşeden sıkça anlatmaya çalıştık.

Dikkate alan olmadı.

Hatta tepki gösterip muhalif gösterenler oldu.

Bizim Samsunspor’a olan aşkımızla adeta alay ettiler.

Çığlık atsam sessiz.

Sussam yine çaresiz.

Gölgeler içindeyim.

Patlama arifesindeyim.

Bir çift sözüm vardı ta baştan Yüksel Yıldırım’a hatırlatmak isterim.

Her şeyin göründüğü gibi olmadığı.

Futbol dünyasında güvenilen dağlara sıkça kar yağdığı.

Yollarının da geçit vermediği.

Çaresiz kalındığı.

İçten içe yanıp tutuşmaların süreklilik kazandığı.

Her neyse, hepimize geçmiş olsun.

Ders alabilirsek, seneye.

Maça gelince; hepimiz seyrettik.

İki golle uğurladılar bizi.

Koca Yılport Samsunspor’u.

Ne dersiniz?