Sadi Kaymaz / Pekin, 11 Ağustos () - Çin’in, bugün yaptığı 1993 sonrasının en büyük devalüasyonu, Asya’da kur savaşı riski taşıyor. Devalüasyon ile ucuzlayacak Çin mallarının, Türkiye'nin dev dış ticaret açığını da artırabileceğine dikkat çekiliyor.

Çin’in isdihdam deposu olan ihracatın son aylarda küçülmesi Pekin yönetimini harekete geçirdi. Dolar kurunu suni olarak sabitleyen Çin Merkez Bankası, bugün ani bir hamleyle dolar/yuan kurunun resmi orta noktasını, yüzde 2.0 artışla 6.1162'den 6.2298'e yükseltti. Bu, Çin’in 1993 yılından bu yana gerçekleştirdiği en büyük devalüasyon oldu.

Söz konusu hamle, ekonomik büyümenin yavaşladığı ve ihracatın küçülmeye başladığı bir dönemde geldi. Hafta sonunda ihracatın Temmuz ayında yüzde 8’den fazla daraldığı açıklanmıştı.

Çinli ekonomistlere göre, devalüasyon kararında IMF raporunun da etkisi bulunuyor. Geçen hafta açıkladığı raporla yuanın rezerv para birimleri arasına alınmasında bir takım zorluklar bulunduğunu belirten IMF, özellikle döviz kurundaki suni sabitlemeye ve bunun neticesinde ortaya çıkan dengesizliklere işaret etmişti.

Bu bakımdan, Çin Merkez Bankası PBOC’un bugün yayımladığı açıklamada “arz talep ilişkisini” vurgulaması dikkat çekti. PBOC’un açıklamasında, “gelecekteki hareketlerin döviz piyasasındaki arz - talep şartlarıyla uyumlu olması gerektiği” ibaresi yer aldı ve şöyle denildi:

"Çin'in mal ticareti görece yüksek düzeyde fazla vermeyi sürdürdüğü için reel efektif yuan kuru, küresel para birimleri karşısında görece güçlü kalmaya devam ediyor. Yuanın bu güçlü durumu da piyasa beklentileri ile örtüşmüyor, sapma gösteriyor. Bunun önüne geçmek için, piyasanın da ihtiyaçlarını karşılamak için yuanın orta noktasını daha da iyileştirmek gerekiyordu."

Başbakan "Devalüasyon istemiyoruz" demişti

Diğer yandan, Çin’in parasal gevşeme yoluyla yavaşlayan ekonomiyi destekleyeceğini düşünenler için bugünkü devalüasyon sürpriz oldu. Pekin yönetimi, küresel finans kriz sonrasında bile devalüasyon hamlesine yeltenmemişti.

Çin ekonomisinin dümenini tutan Başbakan Li Keqiang, Mart ayında Financial Times’a verdiği mülakatta, “Devalüasyon görmek istemiyoruz. İhracatı devalüasyon aracılığıyla arttırma yöntemine dayanamayız” demişti. Li ayrıca, büyük ülkelerin para birimlerini devalüe etmelerinin “döviz kuru savaşlarına yol açabileceğini” söylemişti.

Bugünkü karar, bir yandan Çin’in 1978’den sonra 30 yıl kullandığı büyüme silahı olan ihracata yeniden sarıldığı anlamına gelirken, Asya’nın doğusunda döviz kuru savaşı riskini ağırlaştırdı.

Ekonomistler, Güney Kore, Japonya, Çin, Tayvan ve Vietnam gibi ekonomilerin ihracat avantajı sağlamak amacıyla para birimlerini değersizleştirme yarışına girebileceğini, bunun da Asya’da kur savaşlarına yol açabileceği konusunda son dönemde uyarılarda bulunuyordu.

Türkiye'nin aleyhine

Çin mallarına ihracat avantajı sağlayacak olan devalüasyon, Türkiye’nin Çin’e karşı verdiği 23 milyar dolarlık dış ticaret açığının daha da ağırlaşmasına yol açabilir.

Devalüasyonla Çinli ihracatçıların sağlayacağı avantaj, tekstil gibi sektörlerde dış pazarlarda Çin ile rekabet eden Türk ihracatçıları için de kötü haber anlamına geliyor.