İZMİR'de, 'Dur' ihtarına uymadığı için açılan ateşte, polisin tabancasından çıkan kurşunla ölen Baran Tursun'un ailesi, Baran Tursun İnsani Yardım Vakfı'nı kurdu. Polisin karıştığı olaylarda yakınlarını kaybeden aileler için çalışma yapan vakfın kapatılması için Emniyet Genel Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne başvurdu. Vakıf müfettişleri, hazırladıkları raporda kapatılma istemini reddetti.
Bayraklı İlçesi Özkanlar semtinde, 7 yıl önce polisin 'dur' ihtarına uymadığı gerekçesiyle Baran Tursun'un da içerisinde bulunduğu araca arkadan ateş açıldı. Yapılan araştırmada, Baran Tursun'un ölümüne neden olan tabancayı polis memuru Oral Emre Atar'ın kullandığı ortaya çıktı. Yaklaşık 1.5 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan polis memuru Oral Emre Atar, Karşıyaka 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırıldı. Sanık polis memuruna hareket ettiği gerekçesiyle Baran Tursun'un annesi Berrin Tursun hakkında da dava açıldı. 5'inci Asliye Ceza Mahkemesi de anneye, 5 ay 20 gün hapis cezası verdi. Ayrıca şikayetçi olan katil zanlısı polis memuru Oral Emre Atar'ın, 1734 TL'lik avukatlık ücretini de ödemesine karar verdi. Tursun ailesi, avukatlık vekalet ücretini ödemeyince, haklarınca haciz işlemi başlatıldı ve 5 milyon TL'lik gayrimenkulleri için satış kararı çıktı.
Aileyle ilgili bu yönde haberlerin çıkmasının ardından Gezi Parkı olaylarının ardından kurulan Karşıyaka Halk Forumu üyeleri, parayı kendi aralarında topladı. Bunu icra dairesine yatırıp haciz işlemini kaldırdı.
AİLEYE İKİNCİ ŞOK: KAPATMA İSTEMİ
Baran Tursun'un ölümü ardından baba Mehmet Tursun ise, oğlu ve yakınlarını kaybeden diğer aileler için mücadele etmek amacıyla Baran Tursun Uluslararası, Dünya Ölçeğinde Silahsızlanma, Yaşam hakkı, Özgürlük, Demokrasi, Barış ve Dayanışma Vakfı'nı (BARANSAV) kurdu. Vakıf, genel olarak Türkiye genelinde, polisin karıştığı olaylarda yakınlarını kaybeden aileler için çalışmalar yürüttü. Bu çalışmalarını da hep basın toplantıları ya da açıklamalarıyla hem de Vakıf adına kurulmuş olan internet sitesi üzerinden paylaştı.
İnternet sitesinde yer alan haberlerden dolayı, Emniyet Genel Müdürlüğü, daha önce de Karşıyaka Cumhuriyet Savcılığı'na Vakıf Başkanı Mehmet Tursun hakkında, 'Emniyet teşkilatı ve çalışanlarını, kamuoyu önünde hedef göstermek ve suç isnat etmek' suçlamasıyla şikayette bulundu. Ancak bu şikayet için savcılık takipsizlik kararı verdi.
MUHALEFET PARTİLERİNİ ZİYARETİ SONRASINDA, KAPATILMASI İSTENDİ
Çeşitli sosyal alanlarda vakıf çalışmalarını sürdüren Mehmet Tursun son olarak ise, Gezi Parkı olaylarında hayatını kaybedenlerin aralarında bulunduğu ailelerle, geçen 17 Şubat'ta TBMM'ye gitti. Burada muhalefet milletvekilleriyle görüşen aileler daha sonra, CHP grup toplantısına katıldı. Aileler burada, ellerindeki hayatını kaybeden çocukların fotoğraflarıyla birlikte milletvekillerinin arasına oturdu. BARANSAV'ın iki ayda bir hazırladığı 'Failinin polis olduğu ölüm olayları raporu' ile ilgili CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da açıklama yaptı. Bu rapordan alınan bilgilere konuşmasında yer verdi. Bu ziyaretten bir gün sonra, İçişleri Bakanlığı adına Emniyet Genel Müdürlüğü, Vakıfın kesin olarak kapatılması için Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne yazı gönderdi. Kapatma isteğindeki gerekçede, Vakfın yayımladığı raporlarla ve Mehmet Tursun'un açıklamalarıyla, Emniyet Teşkilatı ve çalışanlarının, kamuoyu önünde hedef gösterilmesi ile suç isnat edilmesi gerekçeleri yer aldı.
Yine Emniyet Genel Müdürlüğü'nün şikayeti üzerine, Ankara 5'inci Sulh Ceza Mahkemesi'nin, 4 Temmuz 2014 tarihinde, erişimin engellenmesi kararı vermesine rağmen, vakfa ait internet sitesinin yayınlarına devam ettiği bir başka gerekçe olarak talep yazında yeraldı. Vakıfların dağıtılması yani kapatılmasını öngören 20'nci maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 101'inci maddesinin de anımsatıldığı yazıda, şöyle denildi:
"Adı geçen vakfın her ne kadar insani yardım amaçlı kurulduğu belirtilmekte ise de, www.baransav.com isimli internet sitesinde, hukuka, ahlaka, milli birliğe ve milli menfaatlere uygun olmayan yayınlarda bulunmakta ve yargı kararlarına rağmen bu yayınların ısrar edilmektedir." 
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında Vakıf raporuna değindiğinin, bunların da ulusal gazetelerde yeraldığının da kapatılma talep yazısına eklendiği ortaya çıktı.
"MÜFETTİŞ RAPORU, KÜÇÜK DÜŞÜRME YOK"
İçişleri Bakanlığı adına Emniyet genel Müdürlüğü'nün yaptığı kapatma başvurusunu, Vakıflar Genel Müdürlüğü adına İzmir Bölge Müdürlüğü inceledi. Bölge Müdürlüğü müfettişleri, hazırladıkları raporun bir örneğini Baran Tursun Vakfı'na diğerini ise Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gönderdi. Müfettişlerin üç sayfalık raporunun sonuç bölümünde, şöyle denildi:
“18.02.2015 tarihli şikayet dilekçesinde, kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin yargı kararı bulunan aynı rapor nedeniyle Vakfın TCK'nın 301/2 maddesi uyarınca, tecziyesi ve kapatılmasının talep edildiği, açıklanan yargı kararı ve şikayet konusu raporun, müfettişliğimizce incelenmesi sonucunda, rapor içeriğinin görsel ve yazılı basında yer alan bilgilerini derlenmesinden ibaret olduğu, emniyet ya da başka kuruluşları aşağılamaya dönük, herhangi bir ibare ve yoruma rastlanmadığı saptandığından, bu hususta yapılacak işlem bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır." 
EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İTİRAZ ETMEDİ
Vakıflar Genel Müdürlüğü adına hazırlanan müfettiş raporuna Emniyet Genel Müdürlüğü'nün yasal süre olan 30 gün içerisinde itirazda bulunmadığı ifade edildi. Vakıfın bu rapor sonrasında artık kapatılamayacağını açıklayan BARANSAV Başkanı Mehmet Tursun, sonuca sevindiklerini, böyle bir rapor beklediklerini ancak yine de bir hukuksuzluk ile karşılaşabilecekleri olasılığına karşı böyle biri rapor çıkmasına sevindiklerini söyledi. Tursun, şöyle dedi:
"Bu rapor olumsuz olsa; emniyet bunu alıp mahkemeye giderek vakfın kapatılmasını isteyecekti. Ama artık kapanmayacak. Türkiye'de sendikalar, dernekler, siyasal mücadele yapan örgütler varken Baran Tursun Vakfı ile ilgilenmek, kapatmasını istemek üzücü. Bizim siyasal bir amacımız yoktur, mağdur aileleri bir araya getirmek istiyoruz. Devlete karşı bir durumumuz yok. Mağdur ailelerle dayanışmayla yardımcı olduğumuz için bu emniyeti rahatsız etmektedir. Emniyet bizim yakamızı bıraksın, siyasi değilim, devlete, polise karşı bir düşmanlığımız yoktur. Bıraksınlar acımızı yaşayalım."

FOTOĞRAFLI