İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından hazırlanan Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu çalışması sonuçlandı. İSO’nun açıkladığı 500 büyük sanayi kuruluşu arasında Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) üyesi 59 şirket yer aldı.
İstanbul Sanayi Odası (İSO), merakla beklenen Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşunu açıkladı. Açıklanan kuruluşlara göre Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) üyesi 59 şirket listede yerini aldı. Merkezi İstanbul, Ankara ya da başka şehirlerde olmasına rağmen üretimleri İzmir’de olan firmaların esas alındığı EBSO listesinde, geçtiğimiz yıl listede olmayan üç şirket ilk kez yer alırken, üç işletme bir önceki yıla göre sırasını korudu. 26 şirket sıralamada yükseldi, 27 şirketin sıralamadaki yerinde ise gerileme yaşandı. Bu sonuçlara göre, 2014 yılı 500 büyük sanayi kuruluşunun yüzde 12’sini EBSO üyesi firmalar oluşturdu.
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, sonuçlarla ilgili değerlendirmesinde, gelecek hafta açıklayacakları EBSO 100 büyük listesinde yer alan 43 işletmenin 500 büyük sanayi kuruluşu arasına girme başarısı gösterdiğini söyledi. Yorgancılar, "Listeye giren her bir üyemizi tebrik ediyor, ülkeye olan katkılarının üretimlerinin, karlarının artarak devamını diliyorum. 100 Büyük listemizdeki 43 üyemiz, İSO’nun 500 büyük listesindeki üretimden satışların yaklaşık yüzde 10’unu gerçekleştirmiştir. Bu kapsamda baktığımızda, 2014 yılında daralan bir ekonomide yüzde 4 gibi çok düşük bir oranda artış gösteren ihracat seviyesine, dalgalı kurun ve seçimlerin yarattığı belirsizliğe rağmen, üretim yapmaya çalışan firmalarımızın performansları kayda değer bir başarıdır” dedi.
"ÜRETİMİN SÜRDÜREBİLİRLİĞİ SORUNU İLE KARŞI KARŞIYAYIZ"
Türkiye’nin en büyük avantajlarından birinin dinamik bir özel sektörü olduğunu vurgulayan Yorgancılar, “500 Büyük firmanın Üretimden Satışları 2013 yılına oranla yüzde 10, ciroları yüzde 3.9 artarken, EBSO’nun çalışmasında firmaların üretimden satışları yüzde 5, ciroları yüzde 4,6 artmıştır. Özkaynak yapısı yetersiz olan reel sektör, gerek işletme sermayesi gerekse yatırımlar için borçlanmaya mecbur kalmaktadır. Artan faiz oranları karşısında firmalarımızın faiz giderlerinde de artış söz konusudur. Kurlardaki dalgalanmalar dikkate alınarak, reel sektörün döviz pozisyon açığına baktığımızda da, riskli bir duruma gidildiğini görmekteyiz. Gerçekçi değerlenmiş, istikrarlı kur politikası bu anlamda çok önemlidir. Finansman baskısı altında, üretimin sürdürülebilirliği sorunu ile karşı karşıyayız” dedi.
Firmalarımızın dönem karındaki artış rakamlarını da yorumlayan Yorgancılar şöyle devam etti:
Şu bir gerçek ki Türkiye için yüzde 4.5’un altındaki büyümenin anlamı daralmadır. Daralan bir ekonomide, işsizliğin artmasından daha doğal bir şey olamaz. O nedenle üretime dayalı ve istihdamı destekleyen büyüme politikasının hayata geçirilmesi gerektiği inancındayız. Bu kapsamda da bir an evvel Hükümetin kurularak, beklenen yapısal reformları hayata geçirip, Türkiye’nin yeniden atağa kalkmasını bekliyor ve arzu ediyoruz.”