Uluslararası Para Fonu'nun (IMF), 4. Madde Konsültasyon Raporu'nda Türkiye'nin çeşitli şoklara rağmen büyüme direncini koruduğu belirtildi.

RAPORDAKİ DİKKAT ÇEKEN DETAY

IMF Yönetim Kurulunun, Türkiye'nin 2015 yılındaki büyüme performansını memnuniyetle karşıladığı vurgulanan raporda, "Türkiye'de ekonomik büyüme çeşitli şoklara rağmen direncini korumaya devam ediyor. İç talebe dayanan büyüme, genişlemeci para ve maliye politikalarıyla desteklenmeyi sürdürüyor" değerlendirmesi yapıldı.

Raporda, iç tüketimin bu yıl yüzde 30 civarında arttırılan asgari ücret ve gevşetilen makro ihtiyati düzenlemeler çerçevesinde daha da yükseleceği ancak dış dengesizliklerin de artan tüketim ve bankacılık harici sektörlerdeki kambiyo uyumsuzluklarıyla birlikte çoğalacağı kaydedildi.

Buna ek olarak, Türkiye'nin Net Uluslararası Yatırım Pozisyonu'nun (NIIP), düşük petrol fiyatlarıyla azalan cari açığa rağmen negatif kalmaya devam ettiği ifade edilen raporda, dış finansman ihtiyacındaki artışın kırılganlıkları tetikleyebileceği uyarısında bulunuldu.

"EN ÖNEMLİ RİSK SERMAYE ÇIKIŞLAR"

IMF raporunda ayrıca sermaye çıkışlarındaki olası hızlanmanın Türk ekonomisi için risk teşkil ettiği belirtilirken, "Ekonomi dış şoklara karşı kırılganlığını sürdürüyor. Sermaye çıkışlarındaki hızlanma Türkiye için en büyük risk olarak kalmaya devam ediyor. Bu nedenle, ekonominin yapısal nedenlerle düşük seyreden iç tasarruf oranını artırmak ve dış dengesizlikleri düşürmek suretiyle dengelenmesi önceliğini koruyor" ifadelerine yer verildi.

Türk hükümetinin, bu bağlamda iddialı bir reform programı açıkladığına işaret edilen raporda tasarrufları, verimliliği ve kadın iş gücünü artırmayı hedefleyen reformlara öncelik tanınması tavsiyesinde bulunuldu. IMF yetkilileri, aynı zamanda reformların sonuçları ortaya çıkana kadar talep yönetiminde sıkı mali ve parasal politikaların uygulanması gerektiği savundu.

"ENFLASYONU DÜŞÜRMEK İÇİN SIKI PARA POLİTİKASI UYGULANMALI"

IMF'nin 4. Madde Konsültasyon Raporu'nda, dikkati çeken bir başka başlık enflasyon konusu oldu. Türkiye'de enflasyonun yüksek seyrettiğine işaret eden IMF, bu sorunun çözümü için de sıkı para politikası uygulanması önerisinde bulundu.

Raporda, bu konuda şunlar kaydedildi:

"Genel olarak enflasyonu aşağı çekmek için daha sıkı para politikasına ihtiyaç olduğunu düşünen IMF Direktörleri, parasal politikalarda normalleşmenin iletişimi ve parasal geçiş mekanizmasını güçlendireceği görüşünde birleştiler. Direktörler, ayrıca uluslararası rezerv tamponlarının revize edilmesini tavsiye etti."

"BANKALAR İYİ SERMAYELENDİRİLMİŞ"

Türk bankacılık sisteminin yüksek sermaye yeterlik oranları sayesinde iyi sermayelendirilmiş durumda olduğuna işaret edilen raporda, bankaların çekirdek dışı yükümlülüklerindeki azaltmaları ve büyük ölçekli dış finansman vadelerini uzatmaları olumlu gelişmeler olarak nitelendirildi.

Bununla birlikte, raporda AB bankacılık kriterlerini içeren Basel-III’ün kademeli şekilde uygulanmaya başlamasının, bankaların sermaye yeterlik oranını düşürerek sermaye ihtiyacını artırabileceği ve bu ihtiyacın karşılanmaması halinde bankaların kredi verme kapasitesinin düşebileceği uyarısına yer verildi.

Raporda, ayrıca IMF'nin Türkiye'nin ev sahipliği yaptığı Suriyeli sığınmacıları işgücüne entegre etme girişimlerini takdirle karşıladığı vurgulanarak, "IMF Direktörleri, Türk yetkililerine 2,5 milyonu aşkın Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yaptıkları ve onları işgücü piyasasına entegre etmeye çalıştıkları için teşekkürlerini iletti." denildi.

EKONOMİK BEKLENTİLER

IMF'nin 4. Madde Konsültasyon Raporu'ndaki projeksiyonlara göre, Türkiye bu yıl yüzde 3,8 ve gelecek yıl yüzde 3,4 büyüyecek. 2018, 2019, 2020 ve 2021 yılları için öngörülen büyüme oranı ise yüzde 3,5. Kuruluşun Türkiye'ye yönelik Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) tahmini ise 2016 için yüzde 9,8 ve 2017 için yüzde 8,8. IMF ekonomistleri, enflasyon oranının daha sonraki yıllarda düşmeye devam ederek, 2021'de yüzde 6,5'e ineceğini tahmin ediyor. Ayrıca, geçen yıl yüzde 10,2 seviyesinde bulunan işsizlik oranının bu yıl yüzde 10,8'e yükseldikten sonra gelecek yıl yüzde 10,5’e ineceğini ve sonraki 4 yıl boyunca bu seviyede sabit kalacağı öngörülüyor. Cari açığın gayri safi yurtiçi hasılaya oranına yönelik IMF tahminleri ise 2016 için yüzde -3,5 ve 2017 için yüzde -4,1 seviyesinde bulunuyor. 2018 ve sonrasına yönelik tahmin aralığı ise yüzde -4,3 ila -4,4 arasında değişiyor.

Bu oranlar, IMF'nin 12 Nisan'da yayımladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nda açıklanan beklentilerle aynı seviyede bulunuyor.