42 kilometrelik tünellerden oluşan galeride kamyonlar ve iş makineleri rahatça dolaşabiliyor. Mobil telsizlerin (makineler arası iletişim) kullanıldığı madende iş makineleri, tehlikeli alanlara daha uzak bir noktada bulunan bilgisayarların başındaki operatörler tarafından yönetiliyor.

Özelleştirmede ve işletmede tam bir başarı öyküsünün yaşandığı Eti Bakır Küre Tesisleri’nde, Türkiye tarihinde ilk kez yerin 960 metre altına inilerek rekor kırıldı. 2004 yılında özelleştirildiğinde Eti Bakır’ın tüm tesislerinde olduğu gibi kapanmak üzere olan Küre Tesisleri, bugün modern madenciliğin rol modeli olmayı başarıyor.
Eti Bakır Küre İşletme Müdürü Ahmet Tezcan, Küre’deki işletmenin Türkiye’deki tüm madenlere örnek olabileceğini ifade ederek, “Biz tecrübemizi paylaşmaya her zaman hazırız. Türkiye’de ilk defa 960 metreye inildi. Çıkarılan maden asansör sistemiyle yeryüzüne getiriliyor. 2016 yılında, işçilerimiz de Küre ilçesinin en tepesinde yer alan idari binamızdan asansöre binerek kuyudan yerin 960 metre altına inecekler” dedi.

Madende makineler haberleşiyor

Yer altındaki madende 40 kilometre uzunluğunda yollar olduğunu ve içeride iş makineleri ile çalışıldığını anlatan Tezcan, “İçerisinde bulunduğumuz iletişim çağında teknoloji firmalarının üzerinde çalışmaya devam ettiği makineler arası iletişim modelini biz burada yıllardır kullanıyoruz. Madeni çıkaran iş makinelerini kullanan operatörler madende iş makinesinden uzak güvenli bir alanda, bilgisayarlarının başında, uzaktan kumanda ile makineleri kullanıyor. Madende kaza riski sıfır olmasına rağmen kamera sistemiyle kontrol edilen sığınma odalarımız da mevcut” diye konuştu.

Yer altı madenciliği yüzde 35 daha pahalı

2005 yılında tesisi devraldıklarında yer üstü madenlerinin birkaç yıllık ömrü kaldığını ve kapanmak üzere olduğunu anlatan Eti Bakır Küre İşletme Müdürü Ahmet Tezcan, bu nedenle geniş kapsamlı bir arama faaliyeti ile bitmek üzere olan rezervlerin 20 yıl yetecek miktara ulaştırıldığını ve büyük bir yer altı madenciliği başlatıldığını söyledi. Tezcan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz aldığımızda sadece yerin 150 metre altına iniliyordu. Şimdi 960 metreye ulaştık. Uzun yıllar bu seviyede çalışacağız. Küre için 85 milyon dolar yatırım yaptık. Yer altında çalışmak maliyeti yüzde 35 artırıyor. Bir de en iyi teknolojiyi kullandığınızda maliyet daha da artıyor. Ancak bizim için çalışanlarımızın güvenliği çok daha önemli. Hiçbir maliyet insan hayatından önemli olamaz. Biz devralmadan önceki son 10 yılda ortalama yıllık cevher üretimi 710 bin ton iken şimdi yıllık 1 milyon 250 bin tona ulaştık.”

Rakam değil, insan olarak bakıyoruz

Yapılan yatırıma ve üretim rakamlarına sadece para olarak bakılmaması gerektiğinin altını çizen Tezcan şunları söyledi:
“Küre tesislerimizde 9’u kadın olmak üzere 700 kişiyi istihdam ediyoruz. Nakliyecisini, mal ve hizmet aldığımız esnafını da eklerseniz yaklaşık 3.000 kişiye istihdam sağlıyoruz. Küre’nin nüfusunun 6.588 olduğunu göz önüne aldığınızda, Küre ekonomisine büyük katkı sağladığımızı söyleyebiliriz. 700 personelin 500’ü Küreli, 650’si ise Küre’de ikamet edenlerden oluşuyor. Bu işletmenin en büyük karı, haneleri ayakta tutmak. Bu tesislerin özelleştirilemediğini ve kapandığını düşünün. Buradaki nüfus büyük şehirlere göç etmek zorunda kalacaktı. Biz her zaman bu sorumluluğumuzun farkında olarak çalışmaya devam edeceğiz.”

İlçeye küçük bir orman kurdu

Madenler açılırken, zarar görebilecek ağaç sayısı hesaplanarak, bunun karşılığında oluşturulacak orman için gerekli olan paranın firmalar tarafından peşin olarak devlete ödendiğini söyleyen Eti Bakır Küre İşletme Müdürü Ahmet Tezcan, “Biz parasını daha önceden devlete peşin ödememize rağmen, Orman Bakanlığı ile çalışarak, onların denetiminde 261 bin ağaç diktik, çevre düzenlemesini yaptık. Çevreyle ilgili sosyal sorumluluğumuzu da en iyi şekilde yerine getiriyoruz ve getirmeye devam edeceğiz. 261 bin ağacı dikmek gibi yasal bir zorunluluğumuz bulunmuyordu” diye konuştu.

Yeni rezervler için aramalar devam ediyor

Yer altı zenginliklerinin milli servet olduğunu hatırlatan Ahmet Tezcan, “Ülkemizin yer altı zenginliklerinin tespit edilmesi için arayışlarımız devam ediyor. Yıllık 100 bin metre sondaj çalışması yaparak, önemli bir görev üstleniyoruz. Bu sene içinde, 2 bin 450 metre ile Türkiye’nin en derin karotlu sondajını gerçekleştirdik” dedi.