İlk kez İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan bir fezlekede "paralel devlet yapılanması" ve "Fethullahçı Terör Örgütü" (FETÖ) ifadesi kullanmıştı. Ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dahil siyasi partiler ve çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafından da FETÖ olarak tanımlanan örgüte akademik dünyadan yeni bir tanımlama geldi. Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi İnsan ve Toplum Bilimleri bölümü öğretim görevlisi Doç. Dr. Süleyman Doğan, örgütün eğitim ve dini göstermelik esas alarak farklı çıkarlara hizmet ettiğini belirtti. Doç. Dr. Doğan, FETÖİST olarak tanımladığı örgütün amacının devletin kılcal damarlarına girerek farklı bir devlet kurmak olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “ Eğitim bilimci olarak bu yapının bir FETÖİST, FETÖ deniliyor ama ideolojik bir yapı gibi komünist, faşist ateist yapı gibi bir FETÖİST yapı ile karşı karşıyayız. Bu yapı içinde eğitim önemli bir taşıyıcı ama onun arkasında duran başka bir zihniyet. Ve bu yapının amacı devletin tüm kılcal damarlarına girerek ele geçirme hareketidir. Eğitim ve terbiye gibi masum kavramların arkasına gizlenerek hedef saptırmış ve sürekli takiye yapmışlardır. Bunlara dini grup veya cemaat demek mümkün değildir. İdeolojik bir örgüttür ve bu örgütün ismi de FETÖİST’tir. Eğitim paradigması pedojik değil ideolojik bir paradigmadır.”

Kadyani hareketi benzetmesi
Türkiye’de 40 yılı aşkındır ciddi bir eğitim öğretim modeli boşluğu olduğunu dile getiren Doğan, “ Türkiye’de hala eğitim açığı önemli bir sorun teşkil ediyor. 65’inci hükümetimizde 65 tane MEB geçmiştir. AK Parti hükümetinde 6 Milli Eğitim Bakanı gelip geçmiştir. Burada ciddi bir açık var. Dolayısı ile bunlar 40 yıl önce buradaki açığı görerek çok masumane bir alanı tespit ederek çok bilinçli ve sinsice çalışmışlardır. Ve devletin belli grupları cemaatler STK’lar bu alanı ihmal etmişlerdir. Burada da sinsi yapılanmaya neden olmuştur. Asıl eğitime hizmet etmeyen devşirme bir yöntem kullanarak halkın gözünü boyamışlardır. Bir nevi İngilizler ’in Pakistan’da geliştirdiği Kadyani hareketi gibi bir strateji benimsemişlerdir. Eğitimi gizli hedefleri için bir araç olarak kullanmış ve paranın kontörlünü de buradan sürdürmüşlerdir. Milli Eğitim Bakanlığı burada tüm STK’lara eşit durarak liyakate önem vererek bir yapılanma içine girmelidir” dedi.