Gaziantep’in tarihinde köklü bir yere sahip olan ve kentin yöresel lezzetleri arasında yer alan ‘kelle paça ve beyran’ vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor.
Sabah kahvaltılarının vazgeçilmez yiyeceği olan beyran kış aylarında gribal enfeksiyonları önleyerek vücudu dinç tutuyor. Sıvı yağ kullanılmadan hazırlanan, kelle paça ve beyran Gaziantep’in tarihi ve kültürel mekânlarını ziyarete gelen yerli ve yabancı turistlerin de ilgisini çekiyor.
Türlü, türlü aşamadan ve zahmetli bir emekten geçerek hazırlanan kelle paça ile beyran, yaklaşık 3 saat pişerek hazır hale getirilen ‘kuzu etinden’ yapılıyor. Gaziantep’in yerlisi olan vatandaşlar beyran ve kelle paça vazgeçemediği tatlar arasında bulunuyor.
Gaziantep’te üçüncü nesil olarak lokantacılık mesleğini devam ettiren Ali Acıoğlu,’’ Gaziantep’te kahvaltı kültürü yokken vatandaşlar sabahları, paça, beyran, ezo gelin çorbalardan içiyordu. Kelle paça ve beyranın en önemli özelliği organik olmasıdır. Dışarıdan giren bir katkı maddesi yok sıvı yağ kullanılmıyor her şey kuzunun kendisidir. Dolayısıyla böyle hazırlanan yemekler çocukların gelişmesinde, yaşlıları kireçlenme durumlarında nezle, grip, bronşit hastalıklarında çok fazla iyileştirici rol oynamakta. Beyranın etleri özellikle yaylım koyunlarını satın alıp onların etinden yapıyoruz’’dedi.
Müşterilere kelle paça ve beyranı sıcak olarak servis ettiklerini belirten Acıoğlu,’’Kelle paça ve beyranın etini bir müddet suda beklettikten sonra kanını alıyoruz ondan sonra tekrar kazana atıyoruz. Büyük kazanlarda bol ilikli kemikleri kaynatıyoruz.. Erime durumuna geldikten sonra et çok güzel olması lazım artı yağsız pilav yapıyoruz. Pilavı alta koyuyoruz hafif yağ ve hafif acı ekliyoruz ondan sonra kendi suyuyla hafif sarımsak vererek beyranı sıcak olarak sunuyoruz. Özellik sabah saatleri ve akşam saatlerinde yenen bir lezzettir. Yani isterseniz kahvaltı niyetine isterseniz akşam yemeği niyetine yiyebilirsiniz.Kelle paça ve beyran doyurucu bir tattır’’ diye konuştu.