Obezite, yalnızca estetik bir problem değil, aynı zamanda şeker hastalığı, hiper tansiyon, uyku apnesi, yürüme bozuklukları ve kanserde artış gibi ciddi sağlık sorunlarına da yol açıyor. Bu sorunlar hastanın yaşam kalitesini düşürürken, sebep olduğu diğer hastalıklardan dolayı insan ömrünü kısaltıyor. 
 
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, günümüzde Vücut Kitle İndeksi (VKİ) 40’ın üzerinde olan kişiler morbid obez olarak tanımlanıyor. VKİ, yetişkin bir insanın kilosunun boyuna göre normal olup olmadığı hakkında bilgi veren bir gösterge. Eğer VKİ’niz 35 ve üzerinde ise sağlığınız risk altında demektir. Peki, aylarca yaptığınız diyetler, saatler harcadığınız sporlar çabalarınızı boşa çıkarıyorsa ve kilo veremiyorsanız, obezite olarak tanımlanan bu durumun cerrahi yöntemlerle tedavisi mümkün mü? 
 
TÜRKİYE’DE İKİ MİLYON OBEZ VAR!
 
Obezite ve Diyabet Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Oktay Banlı, ülkemizde obez olup, kilo probleminin yanında söz konusu hastalıklarla da mücadele etmek zorunda kalan iki milyona yakın kişi olduğunu ve yılda yaklaşık on bin kişinin bu yüzden ameliyat geçirdiğini söyledi. 
 
YAŞAM SÜRESİ KISALIYOR
 
Prof. Banlı, obezite ile savaş veren insanların durumunu şöyle açıkladı: “Aşırı kilo ile mücadele, tıpkı maraton koşmak gibidir. Bu kişiler yıllarca diyet, spor, akupunktur, mucize içecekler gibi yöntemlerde çare arıyorlar ancak sonuç çoğunlukla başarısız oluyor. Bunun yanında şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kalp ve damar hastalıkları, diz ve eklem ağrıları, felç ve inme gibi sorunlarla da boğuşuyorlar. Aşırı kilolu olmanın getirdiği sosyal sorunlar ise durumu tam bir çıkmaza sürüklüyor. Özellikle gençlerde ve genç kadınlarda estetik sorunlar ve kaygılar karşımıza çıkıyor. Eve kapanan, sosyal ortamlardan uzaklaşan ve depresyona girerek kendisini sigara, alkol ve yeme bağımlılığına bırakan obez kişi, çaresiz bir kısır döngüyle günden güne daha da büyük bir çıkmaza giriyor. Kısaca obez kişi, ciddi organik hastalıklar, psikolojik sorunlar, depresyonlar, hayata dair kaygısal problemler yaşıyor.”
 
Banlı ayrıca obezitenin, kişinin sağlık kalitesini ve hayat konforunu ciddi şekilde tehdit eden ve yaşam süresini 13-14 yıl kısaltan bir süreç olduğunu da belirtti. 
 
TEKNOLOJİK GELİŞMELERLE ARTIK AMELİYATLAR GÜVENLİ VE KONFORLU 
 
Teknolojik gelişmeler her yerde olduğu gibi obezite cerrahisine de yenilikler getirdiğini belirten Dr. Banlı, “Aşırı kilolarından ameliyatla kurtulmanız mümkün. Uygulanan ameliyat yöntemleri, klasik ameliyatlara fark atıyor. Ameliyatlar, kapalı yani laparoskopik yöntemle yapıldığından, açık ameliyatlara kıyasla çok daha güvenli, daha az ağrılı ve daha konforlu. Her cerrahi operasyonda olduğu gibi Obezite cerrahisinde de komplikasyon riski var ancak bu oran % 1’in altında olduğu için çok düşük. Hastalar ameliyat sonrası iki-üç gün hastanede kaldıktan sonra normal yaşamlarına dönebiliyorlar” dedi. 
 
AMELİYAT KADAR HASTANIN TAKİBİ DE ÖNEMLİ 
 
11 yıldır obezite ameliyatları yapan Banlı, operasyon öncesi hastaların deneyimli ve tecrübeli bir ekip tarafından iyi değerlendirilmesi ve tedavide farklı disiplinlerden sağlık uzmanlarının bir arada olacağı bir yaklaşımla hastaların takip edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
 
Prof. Dr. Oktay Banlı, cerrahi tedavide sıklıkla uygulanan iki yöntem olduğunu söyleyerek şu bilgileri verdi: “Yöntemlerden biri, halk arasında “tüp mide” olarak bilinen sleeve gastrektomi. Tüp mide ameliyatı esasen hastanın mide hacminin küçültüldüğü ve iştah kontrolünün sağlandığı bir ameliyat. Tüp mide ameliyatlarından sonra hastalar az miktarda yemekle doyabiliyor ve daha az kalori alarak, sağlıklı bir şekilde fazla kilolarından kurtuluyorlar. İkinci cerrahi yöntem ise gastrik bypass ameliyatları. Bu yöntemde, hastanın mide hacmi küçültülürken, bağırsaklarda besin öğelerinin ve kalorinin emildiği alanlar da azaltılıyor. Böylece bypass ameliyatı hastanın hem az gıda tüketmesine hem de aldığı gıdanın kalori ve besin öğesi olarak belirli bir miktarının kullanılmasına neden olduğu için, kişinin kilo vermesi sağlanıyor." (NTV)

Kayank:Vatan