DİYARBAKIR,() - DİYARBAKIR Bürosu katıldığı bir televizyon kanalındı, "PKK terör örgütü değildir" diyen Baro Başkanı Tahir Elçi'ye yönelik linç, hakeret, küfür ve tehdit kampanyası başlatıldığını belirterek, bu linç kampanyasının karşısında durulmasını istedi. Açıklamada Elçi'nin tamamen anayasal güvence altında olan ifade özgürlüğü kapsamında düşüncelerini belirttiği ifade edilerek, "Baro Başkanımız Tahir Elçi yalnız değildir, Diyarbakır Barosu olarak yanındayız" denildi.
Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu, katıldığı bir televizyon kanalında, "PKK, terör örgütü değildir. PKK'nın bazı eylemleri terör niteliğinde olsa bile PKK silahlı siyasal bir harekettir. Siyasal talepleri olan, toplumda çok ciddi bir desteği olan siyasal bir harekettir" diyerek kişisel görüşlerini belirttiğini açıkladı. Açıklamada, şöyle denildi:
"Baro Başkanımız Sayın Tahir Elçi aleyhine, maalesef bir kısım yazılı basında ve özellikle de sosyal medyada bir linç, hakaret, küfür ve tehdit kampanyasının başlatılmış olduğunu hayretle izliyoruz. Bu tehdit, küfür ve hakaretler sadece yazıya dökülüp yayınlamakla kalmamış, baromuzun resmi telefonları aranarak personelimize bizzat sözlü olarak da iletilmiştir. Yine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı da Baro başkanımızın bu sözlerinden dolayı hiç zaman kaybetmeksizin, 'Terör örgütü propagandası yapmak' suçundan aleyhine resen soruşturma açmıştır. Bir meslek kuruluşu olmakla birlikte kamusal görev icra eden Diyarbakır Barosu'nun kurulduğu günden beri hukukun üstünlüğü, insan haklarının en üst düzeyde sağlanması, özgürlüklerin en geniş şekilde yorumlanması, ülkemizde barışın, birlikte yaşamanın, çoğulcu ve demokratik bir kültürün yerleşmesi konularındaki duyarlılığı ve hukuk mücadelesi herkesçe bilinmektedir. Ülkemizin temel sorunlarının başında gelen ve hepimizin hayatını doğrudan ilgilendiren Kürt sorunun çözümünde silahlı mücadelenin ve çatışma süreçlerinin toplumumuzda hiç kimseye bir şey kazandırmadığı ortadadır. Bu tarz mücadelelerin kazananının da olamayacağı, Türkiye toplumu olarak, tüm sorunlarımızı, açıkça, korkmadan, özgürce konuşarak, diyalog ve müzakere ile çözmek dışında başka bir şansımızın olmadığına dair görüşlerini de Diyarbakır Barosu geçmişte defalarca kamuoyu ile paylaşmıştır."
Açıklamada, devletin gerçekleri gördüğü için anılan örgütün lideri, dağdaki silahlı sorumluları ile son 4 yılda resmi kurum ve temsilcileri aracılığıyla gizli ya da aleni bir dizi görüşme yürüttüğü belirtilerek, şöyle denildi:
"Karşılıklı silahlar susturulmuş, bazı centilmenlik anlaşmalarına varılmış ve hatta PKK liderinin önerdiği ve üzerinde mutabakata varılan anlaşma ve çözüm önerileri, bakan ve başbakan yardımcıları aracılığıyla kamuoyuna basın ve yayın yolu ile de duyurulmuştur. Ülkemizin kuşaklar boyu geleceğini ilgilendiren tüm bu olumlu gelişmeler maalesef bir takım öngörüsüz siyasi ihtiraslar ve kişisel kaprisler uğruna sağlıklı bir sonuca ulaştırılmamış, adeta heba edilmiştir. Toplumumuzca anlaşılamayan ve desteklenmeyen bir takım nedenlerle, devlet ve örgüt tekrar karşılıklı olarak silahlara sarılmış; dağlar, ormanlar, ovalar bombalanmış, şehir merkezlerinde çatışmalar başlamış, dur durak bilmeyen çatışmalı bir sürece girilmiştir. Akabinde de nüfusları yüzbinleri aşan şehirler abluka altına alınmış, özel güvenlik bölgeleri ilan edilmiş, günlerce insanın bazı şehirlere giriş ve çıkışları yasaklanmış, onlarca çocuk, kadın ve yaşlı sivil yurttaşımız çatışmalar arasında kalarak yaşamını yitirmiştir. Son çatışmalı sürecin getirmiş olduğu gerilim ve tarafların karşılıklı olarak birbirlerini düşman ve terörist görmesi sonucu toplumumuzun en temel ahlaki ve manevi değerleri görmezlikten gelinmiştir."
Diyarbakır Barosu, başkanları Tahir Elçi'nin tamamen anayasal güvence altında olan ifade özgürlüğü kapsamında düşüncelerini belirttiğini ifade ederek, "Tarafların birbirlerini artık karşılıklı olarak düşman ve terörist görmekten vazgeçmeleri, ırkçı, hamaset dolu söylemlere kapılmadan, olay ve olgulara sağlıklı ve realist yaklaşmakla, karşı karşıya olduğumuz sorunun çözümünü daha da kolaylaştıracağı anlamında kendi kişisel görüşünü belirterek, 'PKK'nın bazı eylemleri terör niteliğinde olsa bile PKK silahlı siyasal bir harekettir. Siyasal talepleri olan, toplumda çok ciddi desteği olan bir siyasal harekettir' şeklindeki tespiti, 'örgüt propagandası yapmak' anlamına gelmediği gibi, başını kuma gömmüş, yıllardır bu soruna hiçbir çözüm bulamamış, kendi kişisel ihtiras ve çıkarları uğruna, yoksul halk kitlelerinin, çocuklarımızın nesiller boyu geleceğini karartmış haris politikacılara da, ciddi ve samimi bir uyarıdır ve doğrudur. Baro başkanlarının veya hukukçuların düşüncelerini, yargı, yürütme ve yasama görevini yürütenler ile kamuoyuna korkusuzca, ceza ve soruşturma tehditleri ile karşılaşmaksızın paylaşmaları, hukuku amaç edinerek sorunların adil bir şekilde çözüme kavuşturulması sağlıklı ve en aklıselim yoldur. Hakim ve savcıların da güvencesi olan Baro Başkanlarının düşüncelerini açıkladığı için ölümle tehdit edip, küfür edenler aleyhine soruşturma başlatılması gerekirken, Cumhuriyet Başsavcılığının televizyondaki programının ertesi günü Baro Başkanımız aleyhine soruşturma başlatmasını da kabul edilmez ve manidar buluyoruz. Unutulmamalıdır ki, kaygı duyulması gereken; düşüncelerin açıklanması, diyalog ve sorunların tartışılması değil, düşüncelerin açıklanmasının suç sayılmasıdır. Bu nedenle Baro Başkanlarından, hukukçulardan, avukatlardan, hak ve hukuku amaç edinmiş demokratik kitle örgütlerinden, yazarlardan, gazetecilerden ve yetkililerden Baro Başkanımız aleyhine yürütülmekte olan bu tehdit ve siyasi linç kampanyası karşısında durmalarını, Baromuzla destek ve dayanışma içinde olmalarını önemle istiyoruz. Baro Başkanımız Tahir Elçi yalnız değildir, Diyarbakır Barosu olarak yanındayız" denildi.