Organik ya da organik olmayan, gıdalardan makinelere kadar piyasaya sürülen her türlü ürünün güvenliğine yönelik kapsamlı bir düzenleme hazırlığı tamamlandı. Hazırlanan kanun tasarısının referandumdan sonra TBMM gündemine gelmesi bekleniyor. Düzenlemeyle her ürünün güvenli sayılması, riskli sayılması, test kuruluş ve laboratuvarların bu alandaki yetkilerine yönelik esaslar belirlendi. Kanundaki süreçlere uymayan hiçbir ürün, üretilmiş ya da ithal edilmiş olsun Türkiye’de piyasaya çıkamayacak.
 Daha önce görüşe açılan taslağın üzerindeki çalışmanın tamamlandığı öğrenildi. Tasarı haline getirilen düzenlemeyle, ürün güvenliğine yönelik kurumsal karmaşanın ortadan kaldırılması hedefleniyor. Her bakanlık kendi görev alanı içindeki ürünlere yönelik olarak ayrı mevzuatı uyguluyordu. Bu mevzuat ve teknik standartlar korunacak ancak çerçeve bir kanun ile bu yetkilerin kullanımı standartlaşmış olacak. Düzenleme temel olarak Avrupa Birliği’ne uyum amacını taşıyor.


 AB dışındaki ihraç ürününü kapsamıyor
 Tasarı, ürün güvenliğine yönelik olarak kurumsal yapıyı netleştiriyor. Ayrıca, oluşturulan tanımla Türkiye’de kullanıma sunulan her türlü mal kapsanıyor. Tasarıya göre ürünlerin piyasaya uygunluğunun test ve değerlendirmesi için kamu kurum ve kuruluşları akredite kuruluşları görevlendirebilecek. Yetkili kuruluşlar, bir başka yetkili kuruluşa denetim yetkisini verebilecek. Tarımsal ürünlerden, hayvanlara, imalatçıların kendi kullanımları için yaptığı ürünler dahi ürün güvenliği kapsamına alınıyor. Bunların ithal ya da yerli imalat olup-olmaması ayrımı yapılmıyor. Sipariş üzerine üretilen ürünler de ürün güvenliği taşıması gereken ürünler kapsamına alınıyor. Avrupa Birliği dışındaki ülkelere ihracat yapmak üzere hazırlanan ürünler ise kapsam dışında bırakılıyor.
 3 ayrı kategori oluşturulacak
 Tasarıyla, ürünlerin güvenliğine yönelik temel kavramlar da kanun maddesi haline getirildi Buna göre, ürünler ciddi riskli, güvenli, riskli ürün tanımları oluşturuldu. Ciddi risk, etkisi kısa vadede ortaya çıkmayacak dahi olsa müdahale edilmesi gereken risk unsurunu, riskli ürün ise insan sağlığı, çevre, iş güvenliği ve sağlığı açısından standartlara uygun olmayan ve risk doğuran ürün olarak tanımlandı.
 Ürün güvenliğine yönelik olarak standartları belirleme, ürünün üretimden itibaren kullanımı ve sonrasında taşıması gereken teknik unsurları oluşturma, denetimine yönelik mevzuatı oluşturmak için kamu kurum ve kuruluşları yetkili kuruluş olarak tanımlanacak. Bu mevzuatın tamamı ürün güvenliği için geçerli olacak. Bakanlıklar ve kamu kurum ve kuruluşlarının kanun düzeyinde düzenleme yapmasına gerek kalmadan, yetkili kuruluş sıfatıyla daha alt düzey mevzuatlarla bu düzenlemeleri yapabilecek.
 Ürün ithal ise ithalatçı, yerli üretim ise üretici sorumlu olacak
 Tasarıyla, mevzuata uygun olmayan ürünlerin piyasadan toplatılmasına ilişkin süreç de kolaylaşıyor. Herhangi bir şekilde güvenli olmadığı belirlenen ürünler piyasadan çekilecek. Gerektiğinde düzeltilmesi için geri çağırılabilecek. İnsanlara ölüm, yaralanma dahil herhangi bir şekilde zarar veren, maddi tazminat oluşturan ve ürün güvenliği açısından mevzuata uygun olmadığı tespit edilen ürünlerden ithal ise ithalatçı, yerli üretim ise üretici sorumlu olacak. Maddi tazminat için uygun olmayan ürünün bir başka mala zarar vermesi gerekecek. Zarar gören kişi, o ilgili üründen zarar gördüğünü ispat etmekle yükümlü olacak. Zarardan birden fazla üretici sorumlu ise müteselsilen sorumlu olacaklar. İmalatçılar, piyasaya arz ettikleri ürünlere ilişkin teknik dosyaları başka bir düzenleme yoksa en az 10 yıl saklamakla yükümlü olacaklar. Ürünleri piyasaya arzettikten sonra da taşıdıkları riske bağlı olarak test ve incelemeye tabi tutacak.

Kaynak:(Dünya)Vatan