Siyasal İletişim Uzmanı ve Gazeteci-Yazar Veysel Sevinç, ilk siyasal iletişim uygulamalarının Türkiye’ye Demokrat Parti ile girmiş olmasına rağmen henüz bu kavramın istenilen seviyeye ulaşmadığını ifade etti.
Siyasal iletişimin ülkelerin demokratik gelişimiyle sıkı bir ilişki içerisinde olduğuna işaret eden Siyasal İletişim Uzmanı ve Gazeteci-Yazar Veysel Sevinç, "Siyasal iletişim kavramını demokrasinin bir uygulayıcısı olarak değerlendirebiliriz. Nitekim demokrasinin özünde bir birey olarak özgür iradeyle seçim hakkına sahip olma ve beğenmediğini değiştirme imkanı söz konudur. Seçimler yapılırken siyasetçi ve seçmen arasındaki iletişimi kurmaya yarayan, anlama ve anlatmaya dönük tüm araçlar ise siyasal iletişim olarak adlandırılır. Bu nedenle siyasal iletişimi demokrasinin olmazsa olmaz unsurlarından sayabiliriz. Siyasi tarihimiz de bu demokrasi ve siyasal iletişim etkileşimin en güzel örneklerini sunmuştur. Örneğin Türkiye’de ilk çok partili seçimin yapıldığı 1950 tarihinde Demokrat Parti’nin kitle iletişim araçlarından radyoyu kullanması, afişler aracılığıyla propaganda yapması ilk siyasal iletişim uygulamaları arasında sayılır. Akabinde 1977 yılında Adalet Partisi döneminde ise siyasal reklamcılık kavramı kullanılmış olunsa da özellikle 1980 darbesiyle beraber siyasal iletişim kavramı büyük sekteye uğramıştır. Yine 1991 yılında Fransız siyasal iletişimci Jacques Seguela ile çalışmaya başlayan Anavatan Partisi’nden sonra günümüzde en önemli siyasal iletişim çalışmalarının AK Parti döneminde yapıldığını görüyoruz. Siyasal iletişimdeki tüm bu gelişmeler ülkenin demokratik gelişimiyle beraber gerilemiş veya ilerlemiştir" dedi.
“ÜLKENİN BÜYÜK KAYBI”
Türkiye’de siyasal iletişim kavramının henüz sağlam bir zemine oturtulmadığını belirten Sevinç, "Ülkemizde birçok siyasal partinin modern iletişim tekniklerini kullanmasına rağmen adaylar düzeyinde bir gelişimin olmadığına sık sık şahit oluyoruz. Siyasal partilerin seçim kampanyalarını yürütürken gerek genel merkez olarak yapmış oldukları toplantı ve mitingler, gerekse medya üzerinden verilen mesajlar çok profesyonel bir seviyede olmasına rağmen bu iletişim süreci aşağı doğru indikçe yerini ciddi hatalara bırakıyor. Öyle ki bu durum adaylardan ziyade yer yer bakanlar düzeyinde bile siyasal iletişim hatalarına yol açıyor. Örneğin Türkiye’de siyasal reklamlara en büyük bütçeleri harcayan AK Parti’de bile vatandaşa inanmak için kendisinden takla atmasını isteyen bir bakan gerçeğini yaşamıştık. Bunun adaylara inince nasıl siyasal iletişim hatalarına yol açtığını ise varın siz düşünün. Bunun en temel sebebi hiç kuşkusuz siyasal iletişim becerilerinin sadece genel merkez bazlı oluşudur. Kurum içi eğitim modüllerinin seyrekliği ve kurumsal kimliğin yeterinde özümsenmemiş olması da yine bunu etkileyen bir diğer etkendir” diye konuştu.
“TÜRKİYE’DE BİR İLK OLACAK”
Türkiye’de bir ilk olacak olan Siyasal İletişim Akademisi’nin gazetecilik ve sivil toplum kuruluşu kavramlarını bünyesinde bulunduracak bir merkez oluşturma hazırlığında olduğunu ifade eden Sevinç, "Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık’ta görev alan bazı tecrübeli isimlerin de içinde olduğu akademisyen, gazeteci, yazar ve siyasal iletişimcilerden oluşacak bir kadroyla Ankara’da siyasal iletişim merkezi oluşturmak için kolları sıvadık. Bu merkezin en büyük özelliği siyasal iletişim çalışmalarının, danışmanlık hizmetlerinin yanı sıra bütünleşik bir medya ve gazetecilik faaliyetini de kendi içerisinde bulundurmuş olması. Yine bu anlamda seçmen ve siyasetçi arasında köprü görevi görecek bir sivil toplum kuruluşunun da temellerini bu merkezde atmış olacağız. Bu sivil toplum kuruluşunun yönetim kadrosu üzerinde de çalışmalarımız devam ediyor. Kadromuzda alanında birbirinden deneyimli isimlerin yanı sıra, Ankara’nın önde gelen hukukçularına da yer vereceğiz. Bu vesileyle seçmen-siyasetçi-gazeteci dengesinin oluşacağı, Türkiye’nin siyasal sorunlarının bilimsel ve hukuksal verilerle masaya yatırılacağı bir merkezin hazırlıklarına süratle devam ediyoruz" dedi.
“AJANSLARA VE UZMANLARA İHTİYAÇ VARDIR”
Türkiye’nin toplumsal gelişimi için siyasal iletişimcilere büyük bir ihtiyaç olduğunu ifade eden Sevinç, “Siyasal İletişim kavramının doğduğu ve en güçlü olan ülkesi konumunda olan ABD’yi bazı konularda örnek almak durumundayız. Bugün maalesef ki ülkemizde siyaset bilimcilerin, medya planlamacıların, halkla ilişkiler uzmanlarının, reklamcıların, psikologların, sosyologların, tarihçilerin ve ekonomistlerin içinde yer aldığı bir siyasal iletişim ajansı bile halihazırda yoktur. Oysa konsept geliştirebilecek, ortaya vizyon koyabilecek, siyasal stratejileri etkin gerçekleştirebilecek bu tür merkezlere ve bu merkezlerde danışmanlık hizmeti sunabilecek, uzun vadeli düşünebilecek uzmanlara fazlasıyla ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaç giderildiğinde siyasetçi ve seçmen arasında güçlü bir iletişim söz konusu olacak ve bu iletişim Türkiye’nin sosyal, siyasal ve ekonomik politikalarına da olumlu etki yapacaktır" diye konuştu.