İnsan Hakları (İHD) Hakkari Şube Başkanlığı yazılı bir açıklama yaparak 20 Haziran günü Dünya Mülteciler Günü nedeniyle mültecilerin sorunlarına dikkat çekti.
İHD Hakkari şubesi tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Savaş, çatışma ve baskı sonucunda evlerini ve ülkelerini terk etmek zorunda kalan mültecilerin sorunları artarak devam ediyor. Hukuki düzenlemelerin yetersiz kaldığı “mültecilik sorunu”, güvenlik duvarları, tel örgüler ve tekne faciaları ile birlikte insanlık trajedisine doğru yol almaya devam etmektedir" denildi.
Açıklamada, ”Dünya üzerinde milyonlarca mülteci en temel insani ihtiyaçlarından mahrum bırakılmakta, özellikle de çocuk, kadın ve LGBTİ mültecilerin yaşam hakları tehdit altında bulunmaktadır. Öte yandan, yerinden zorla edilenler için kalıcı iyileştirme yollarına gidilmesi yerine geçici ve süreli çözümler geliştirilmeye çalışılması yeni ve bitmeyen sorunlara neden olmaktadır. Türkiye’de kayıtlı Suriyeli sığınmacı sayısı resmi verilere göre 1 milyon 800 bin, gayri resmi rakamlara göre ise 2 milyonu aşmıştır. Türkiye’ye Suriye’den sığınan mültecilerin 260 bini 10 ilde bulunan (Hatay, Kilis, Urfa, Antep, Maraş, Osmaniye, Adıyaman, Adana, Mardin, Malatya) 25 kampta kalırken, geri kalanlar ise Urfa, İstanbul, Antep, Kilis, Hatay başta olmak üzere neredeyse tüm illere dağılmış durumdadır. Bu grubun dışında, Irak’tan IŞİD vahşetinden canını kurtaran on binlerce Ezidi ile yine Irak’tan gelen on binlerce Türkmen, Asuri, Süryani, Kürt, Arap grupları da Türkiye’ye sığınmıştır. Ayrıca, başta Afganistan, İran ve Afrika ülkeleri olmak üzere diğer ülkelerden gelen mültecilerin sayısı da 100 bini geçmiş durumdadır. Mülteci ve sığınmacıların Türkiye’ye sığınırken karşılaştıkları güçlüklerin yanı sıra, sadece İHD verilerine göre 2014 yılında sınır bölgelerinde 10’u çocuk olmak üzere 40 kişi yaşamını yitirmiş, 12’si çocuk olmak üzere 92 kişi yaralı olarak Türkiye’ye geçebilmiştir. Başta Suriye ve Irak’tan gelenler olmak üzere Türkiye’yi geçiş hattı olarak kullanıp Avrupa’ya sığınmak isteyen sığınmacıların Ege ve Akdeniz’de tamamen insanlık dışı koşullarda ve kötü teknelerde seyahat ettirilmeleri sonucu binlerce kişi boğularak yaşamını yitirmiş ve umuda yolculukları hüsranla sonuçlanmıştır. Bu her gün karşılaştığımız ve hükümetlerin hiçbir etkili tedbir almadığı bir trajediye dönüşmüştür” denildi.