Zeytinburnu’nda Dünya Astım Günü dolayısıyla düzenlenen "Rahat Nefes Al Mutlu Yaşa" seminerinde konuşan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. İsmet Bulut, astım ile ilgili bilgi vererek, dünyada yaklaşık 300 milyon, ülkemizde ise 5 milyon astım hastasının olduğunu söyledi.
Zeytinburnu Belediyesi ve Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği tarafından 5 Mayıs Dünya Astım Günü’ne dikkat çekmek amacıyla düzenlenen "Rahat Nefes Al Mutlu Yaşa" seminerinde, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. İsmet Bulut, astım hakkında merak edilenleri açıkladı.
Astım’ın, vücuttaki hava yollarının değişik nedenler sebebiyle daralması sonucu ortaya çıkan mikrobik olmayan iltihaplı bir hastalık olduğunu ve ataklar halinde kendini belli ettiğini söyleyerek konuşmasına başlayan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. İsmet Bulut, “Astım, genellikle kuru öksürük, nefes darlığı, hırıltı ve göğüste baskı hissi ile ortaya çıkan bir hastalıktır” dedi.
“TÜRKİYE’DE YAKLAŞIK 5 MİLYON ASTIM HASTASI VAR”
Dünyada yaklaşık 300 milyon, ülkemizde ise 5 milyon astım hastası olduğunu belirten Bulut, “Bunların 2 milyonu maalesef çocuklardan oluşuyor. Her 100 erişkinden 5 ila 7’sinde, her 100 çocuktan 13 ila 15’inde astım hastalığı görülmektedir. Astım hastalığının nedenleri arasında kişisel faktörler, çevre faktörleri ve tetikleyiciler bulunmaktadır” dedi.
Obezitelerin, fırıncıların ve oto boyacıların riskli guruplar arasında yer aldığını belirten Bulut, sigara, hava kirliliği, aşırı sıcaklar, nemli hava ve rutubetli ortamların astımı tetikleyen en büyük etmenler arasında yer aldığını ifade etti.
“ASTIM HASTALARI EVDE HAYVAN BESLEMEMELİ”
Astımı tetikleyen alerjenlerin, iç ortam alerjenleri ve dış ortam alerjenleri olarak ikiye ayrıldığını belirten Bulut, “Ev toz akarı, hamamböceği ve hayvan mantarları iç ortam alerjenlerini oluşturuyor. Ve tüm bunlar astım ataklarına sebep olan etmenler arasında yer almaktadır. Bu yüzden astım hastaları, evde evcil hayvan beslememelidir” diye konuştu.
Astım hastalarının spor yapabileceklerini belirten Bulut, hastaların, yüzme, bisiklet, jimnastik ve aerobik gibi sporları yapmasında herhangi bir sakınca olmadığını ifade etti. Bulut, “Yalnız, astım hastaları havuzda değil denizde yüzmeli çünkü havuz suyundaki klor, astım hastalığını tetikleyen bir bileşime sahiptir.”dedi. Konuşmasında, sualtı sporlarına değinen Bulut, sualtı dalışları, astım hastaları için uygun değildir, çünkü su altında nefes alma zorluğu çeken astım hastaları, o sırada ataklar yaşayabilir ve bu hiç iyi sonuçlar doğurmaz” dedi.
ASTIM BULAŞICI BİR HASTALIK MIDIR?
Astımın bulaşıcı bir hastalık olmadığını fakat anne-babası astım hastası olan bir çocuğun, genetik sebepler sonucu astım hastası olarak doğma oranının yüzde 25 olduğunu belirten Bulut, astımın erken yaşta teşhisinin tedavi açısından önemli olduğunu vurguladı.
Astım hastalığının geçici olamayan kronik bir hastalık olduğunu altını çizen Bulut, “Bu durumda hastalarımız astımla bir ömür boyu yaşamayı öğrenmek zorundadırlar. Çünkü bizler sadece astımı çeşitli ilaçlarla kontrol altına alabiliyoruz. Hastalığı tamamen kaldırmamız şu an için mümkün görünmüyor” dedi.
Hastaların, astım ilaçlarını bir ömür boyu kullanacak olmaları sebebiyle bağımlık korkusu ve özellikle bayanların kilo alma korkusu yaşadığını belirten Bulut, “Endişe edilecek bir durum yoktur. çünkü astım ilaçları kilo aldırmaz, bağımlılık da yapmaz” şeklinde konuştu.
Ayrıca astım hastalarının, ambalajlı içecek ve yiyeceklerden uzak durması gerektiğini belirten Bulut, “Ambalajlı gıdalarda “sülfit” katkı maddesi bulunuyor, sülfit, astımı tetikleyen bir içeriğe sahiptir” dedi.
Konuşma sonunda astım hastalarına 3 ila 6 ayda bir kontrole gitmelerini öneren Bulut, hastalıkta hekim ve hasta ilişkisinin çok önemli olduğunu, ilaçların düzenli kullanılmadığı takdirde istenilen sonuçların alınamayacağını ve bu yüzden doktorların, hastaları daha fazla bilinçlendirmesi gerektiğini vurguladı.