Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin 2014 yılındaki yüzde 3’lük büyümemesinin çok küçümsenmemesini gerektiğini belirterek, "İyi bir performans" dedi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Antalya’nın Kemer ilçesindeki bir otelde düzenlenen Gelir İdaresi Başkanlığı Vergi Dairesi Başkanlıkları Yıllık Değerlendirme ve Hedef Toplantısı’na katıldı. Bakan Şimşek yaptığı konuşmada, merkezle taşranın uyum içinde çalışması gerektiğini belirterek, performansın taşradaki birimlerin çalışması ile ortaya çıktığını kaydetti. Bakan Şimşek, 2014 yılının bütün zorluklara rağmen iyi bir yıl olduğunun altını çizerek, 2014 yılının bölge açısından ise sıkıntılı bir yıl olduğunu, bölgedeki gerginliklerin Türkiye’nin performansına yansıdığını aktararak, "Aynı şekilde Avrupa Birliği bizim en büyük ticaret ortağımız. Oradaki durgunluğun devam etmesi bizim için önemli bir ayak bağı oldu. Bütün bunlara rağmen Türkiye iki seçim geçirmesine rağmen maliye olarak, özellikle de vergi gelirleri hedeflerini tutturmada iyi bir performans ortaya koydu. Geçen yıl vergi gelirleri yıllık bazda yüze 8,1 artarak bütçede yüzde 6,3’lük bir hedef koymuştuk. Mütevazi bir hedef koymuştuk. Zor bir yıl olacağını biz 2013’den biliyorduk. 2013 yılında 2014’ün bütçesini yaparken sıkıntılı geçeceğini tahmin etmiştik. Buna rağmen bu hedefin üzerine çıktık. Geçen sene 352 milyar liranın üzerinde bir gelir elde ettik. Bu hedef üstü performansın tutturulmasında en büyük hedef Gelir İdaresi çalışanlarınındır. Hepinize teşekkür ediyorum. Hakikaten zor bir yılda hedefleri tutturmakla kalmadık, hedefleten daha iyi bir performans ortaya koyduk. Vergi daireleri itibariyle bu performans farklılık gösteriyor ama bu kendi içimizde yapılan değerlendirmelerdir" diye konuştu.
"GELİR EKONOMİK FAALİYETİN FONKSİYONUDUR"
Bu sene yaklaşık 390 milyar liralık gelir öngörülerinin olduğunun altını çizen Bakan Şimşek, "Umuyorum ki o da geçen sene olduğu gibi muhafazakar bir tahmin olur. Maliye her zaman olduğu gibi güzel çalışmalarla hedeflerini rahat bir şekilde tuttur ve hedef üstü bir performans ortaya koyar” dedi.
Küresel ekonomi hakkında da değerlendirmede bulunan Bakan Şimşek, "Gelir ekonomik faaliyetin fonksiyonudur. Tahsilat idarenin performansıyla ilişkili olmakla birlikte kısmen de genel ekonomik şartlarla da ilişkilidir. Türkiye bir ada değil, Türkiye etrafında olup bitenlerden etkileniyor. Antalya’dayız, hakikaten Türkiye’nin turizm açısından dünyanın en önemli merkezlerinden bir tanesi. Ama Rusya’daki gelişmeler, Orta Doğu’daki gelişmelerden bağımsız burada turizm performansı düşünemeyiz. O gelişmeler bir şekilde yansıyor. Türkiye ekonomisi de küresel ekonominin bir parçası olarak ister istemez bizim dışımızdaki gelişmelerden etkileniyor. Biz dünya ekonomisine entegreyiz. Dünya ekonomisine baktığımız zaman kriz sonrası dönemde maalesef potansiyelin altında büyüme ile yolumuza devam ediyoruz" diye konuştu.
BÜYÜME HIZI YÜZDE 3.3
Geçen sene küresel ekonomide büyümenin yüzde 3,3 civarında olduğunu aktaran Bakan Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu fena bir rakam değil gibi görülebilir ama kriz öncesi dönemlerde dünya ekonomisi yüzde 5 civarında büyüme gösteriyor. Kriz öncesinin çok altında potansiyelinin de oldukça altında. Bölgeler itibariyle Amerika’da iyi bir momentum var. Hızlı toparladı ve iyi gidiyor. Ama bizim için daha önemli olan Avrupa’nın performansı. Avrupa bizim ihracatın en büyük destinasyonu, aynı şekilde turizm anlamında en çok turist oradan geliyor. Doğrudan sermaye girişlerinin yüzde 75’i Avrupa kaynaklı. Orada devam eden durgunluk, maalesef Türkiye’yi olumsuz etkiliyor. Uzun bir süredir bu durgunluk devam ediyor. Enflasyonda neredeyse eksiye geçti. Avrupa sadece durgunlukla karşı karşıya değil, aynı zamanda deflasyon riskiyle karşı karşıya. Bu da en kötü kombinasyon. Bunu gören Avrupa Merkez Bankası aylık 60 milyar avroluk ilave parasal genişlemeye gidecek. Bu önemli bir adım. Ümit ediyoruz ki Avrupa’nın toparlanmasına vesile olur. Avrupa toparlanırsa bu Türkiye’ye de yansır. Dolayısıyla da ülkemizin de son yıllarda dış gelişmelerden olumsuz etkilenme düzeyi bir miktar olsun azalır. Biz yinede sırtımızı bu türden kontrolümüz altında olmayan bir takım değişkenlere, parametrelere dayayamayız. Biz kendi işimizi, bütün çalışmalarımızı en muhafazakar varsayımlara dayalı olarak yapmak zorundayız."
"IMF’YE GÖRE DÜNYA EKONOMİSİ YÜZDE 3.5 BÜYÜYECEK"
Orta Doğu’da devam eden jeopolitik gerginliklerin küresel birliği olumsuz yönde etkilediğini ifade eden Bakan Şimşek, "Eskiden uzun bir süre gelişmiş ülkeler büyürken gelişmekte olan ülkeler çok hızlı büyüyordu. O döneminde sonuna geldik. Gelişmekte olan ülkelerde ciddi bir yavaşlama mevcut. Nedeni, yapısal boyutları var. Batının tüketicisi az tüketince, doğunun ihracatçısı da az satabilir. O nedenle bir yerdeki yavaşlama diğer tarafı da etkiliyor. Emtia fiyatı çöktü denilebilecek bir süreç yaşadı. Yaşıyor daha doğrusu özellikle petrol fiyatlarında. Bu gelişmekte olan birçok ülkeyi olumsuz etkileyecek. Birçok ülkenin en önemli ihracat kalemi emtiadır. En önemli bütçe gelir kaynağı emtiadır. Emtia fiyatlarında düşüş, bir takım yapısal sorunlar, gelişmiş ülkelerdeki borç azaltma süreçleri, bütün bunlar küresel ekonomiyi bütün olarak daha düşük bir büyüme patikasına oturtmuş durumda. Bunun yakın dönemde değişeceğini pek görmüyoruz. IMF’e göre dünya ekonomisi bu yıl yüzde 3.5, gelecek sene de 3.7 büyüyecek. Bunlar güzel rakamlar olabilir. Son yıllarda IMF açıkladığı tahminleri aşağıya doğru revize etmek zorunda kalıyor. Ümit ediyoruz ki bu defa öyle olmaz. AB’nin toparlanmasıyla küresel ekonomi daha iyi noktaya gelir" ifadelerini kullandı.
“AVRUPANIN EN BÜYÜK BÜYÜME ORANLARINDAN BİRİ”
Türkiye’nin geçen sene yüzde 3’e yakın bir büyüme gösterdiğini vurgulayan Bakan Şimşek, şunları kaydetti:
"Bu belki oldukça mütevazi sayılabilir. Ama Avrupa’nın en yüksek büyüme oranlarından birisi. OECD ülkeleri arasında en yüksek büyüme oranlarından bir tanesi. Oldukça zor bir bölgesel ve küresel konjonktüre rağmen büyüme söz konusu. Gelişmekte olan birçok faktörden etkiliyor ama bizi küresel yavaşlama, Avrupa’daki durgunluk, Orta Doğu’daki çalkantı, kuzeydeki jeopolitik gerginlikler vuruyor. Büyük resme baktığınız zaman Türkiye coğrafi anlamda çok güzel bir konumda ama bunun da getirdiği dönem dönem bazı sıkıntılar oluyor. O sıkıntıların Türkiye’ye yansıması var. Yüzde 3’lük büyümeyi çok küçümsememek lazım. İyi bir performans."
"İŞSİZLİK ORANI YÜZDE 10’LARDA"
"Biz ılımlı büyümeye rağmen geçen sene 1.4 milyon insanımıza iş bulduk. Bu çok ciddi bir rakam" diyen Bakan Şimşek, "Buna rağmen işsizlik oranları yükseldi. Türkiye’de iş gücüne katılım oranı dediğimiz çalışma çağındaki nüfus giderek artan bir oranla iş arıyor. Çalışma çağındaki nüfus yüzde 1.7 arttı. Ama iş gücüne katılım oranı yüzde 2.6 arttı. İşsizlik oranı bundan dolayı yüzde 10’un üzerinde seyretmeye devam ediyor. Dünyanın hangi ülkesinde bizim ölçeğimizdeki ülkeye 1,4 milyon kişiye iş sağlanmışsa işsizliğin artma ihtimali azalmıştır. Ama Türkiye’de iş gücü piyasasının dinamikleri son derece farklı. İş gücüne katılım oranının artması önemli bir faktör" dedi.
"BU YIL BÜYÜMEYİ YÜZDE 4 ÖNGÖRÜYORUZ"
Geçen sene enflasyonun bir miktar yüksek seyrettiğini ama son aylarda hızlı bir düşüş trendine girdiğini işaret eden Bakan Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"En son yüzde 7.2 oranına kadar düştü ve önümüzdeki aylarda düşmeye devam edecek. Önemli bir sorun alanı cari açıktan Türkiye 2013’de 65 milyar doları buldu. Geçen yıl 47 milyar dolar civarına düştü. Önümüzdeki aylarda 2015 yılında muhtemelen petrol fiyatları nerede duracak bilmiyoruz ama bu seviyelerde istikrara kavuşursa cari açık rahat bir şekilde milli gelire oran olarak yüzde 3,5- 4 civarına iner. Cari açık 2013 ün belki yarısı seviyesine kadar inecek ve daha yönetilebilir bir noktaya gelecek. 2015 yılına büyümeyi yüzde 4 olarak öngördük. Yılın ilk yarısında biraz momentum kaybı ve dış gelişmeler nedeniyle bir miktar düşük seyredebilir ama özellikle haziran sonrasında seçim sonrasında istikrar devam edeceği ve çok kapsamlı bir reform programının uygulanacağı dikkate alınırsa rahat bir şekilde yüzde 4’lük büyümeyi yakalayabiliriz.Avrupa’da toparlanma, para politikasındaki bir miktar son dönemde atılan adımlar bütün bunlara bütün olarak bakılırsa Türkiye yüzde 4’lük büyümeyi yakalayabilir."
"ENFLASYONU YÜZDE 5’İN ALTINA ÇEKMELİYİZ"
Bakan Şimşek, "Maliye Bakanlığı performansına baktığımız zaman bütçe hakkında bir şeyler söylemek lazım. Geçen yıl bütçe açığını öngördüğümüz milli gelire oran olarak öngördüğümüz hedefin altında tuttuk. Yüzde 1,9’luk açık öngörüyorduk. Yüzde 1,3 civarında açıkla kapattık. Bu merkezi bütçe. Genel devlete baktığımız zaman Türkiye’nin açığı yüzde 0,7 i. Yani yüzdenin altında. Bu OECD ülkelerinin ortalama açığının neredeyse 6’da 1’i AB üyelerinin 4’te 1’i, gelişmekte olan ülkelerin 3’te 1’i düzeyinde. Türkiye ortaya koyduğu bütçe performansıyla dünyanın, Avrupa’nın en iyileri arasındadır. Bu önemli çünkü Türkiye’nin en önemli çıpası maliye politikası. Eskiden hep IMF programı denilirdi, AB denilirdi, şimdi maliye politikasında yakaladığımız performans etkinlik. Türkiye’nin risk primini belirleyen en önemli faktör. 2015 yılında da işi sıkı tutmak zorundayız. Henüz rahatlamak için bir sebep yok. Neden açık düşük, borç düşük, o zaman rahatlayalım denilebilir. Fakat hala Türkiye’de cari açık sorunu var ve bizim o sorun yönetilmesini kolaylaştırmamız lazım. Türkiye’de enflasyon uzun yıllar yüzde 80-85 üç haneye çıkan enflasyonu tek haneye indirdik. Yüzde 7, 2 makul bir rakam gelebilir ama Türkiye’nin potansiyelini gerçekleştirmek için enflasyonu yüzde 5’in altına çekmeliyiz. Oraya çekersek ve kalıcı olarak orada tutarsak bizim firmalarımızın uzun vadeli finansmana erişiminin önünü açmış oluruz. Bu da ölçek büyütmenin dünya ile rekabet etmenin en önemli unsurlarından birisidir" ifadelerini kullandı.
"MALİYE VE ÜLKE OLARAK REHAVETE KAPILAMAYIZ"
Kamu borç ve dengelerinde iyi noktada olunmasına karşın bir takım kaygıları ve hassasiyetle bütçeyi sıkı tutmaya devam ettikleriei işaret eden Bakan Şimşek, konuşmasına şöyle devam etti:
"Geçen sene Türkiye’nin kamu brüt borç stoku yüzde 33’e kadar indi. Bu OECD ülkelerinin neredeyse 4’te 1’i. AB’de yüzde 96 bu oran. Petrol zengini gelişmekte olan ülkelerin ortalaması yüzde 40, Türkiye yüzde 33. Dolayısıyla Türkiye iyi bir noktada. Bizim reformlara mali alan oluşturmamız lazım. Reformlar bir kısmı maiyetsiz, bir kısmı örnek olarak, KDV tebliği çıkartıyorsunuz ama onun bir başlangıçta finansman ihtiyacı var. Önemli bir reformdur. Reform bedava değil. Yakın dönemde Başbakan başkanlığında çok kapsamlı bir reform programı açıklandı. Bu reform programı 25 dönüşüm alanını kapsıyor. Bu reformlar maliyetsiz mi. Bir yalıtım Türkiye’de 6,5 milyon binanın yalıtımının yapılmasının teşvik edilmesi ciddi bir kaynak gerektiriyor. Ya da nüfus dinamiğinin korunması, ailelerin korunması, teşvik edilmesi kaynak gerektiren reform alanı. Biz maliye olarak rehavete kapılamayız. Ülke olarak da katılamayız. Geldiğimiz nokta hakikaten çok iyi."
"VERGİ GELİRLERİNİN YÜZDE 86’SI YATIRIMA GİDİYOR"
Türkiye’nin 2000’li yılların başında kamu maliyesini sürdürmesinin imkansız olarak görüldüğünü ve iflasın eşiğinde olarak görüldüğünü aktaran Bakan Şimşek, "Türkiye o dönemde aslında tüccar olsa, şirket olsa kolay kolay kimsenin iş yapmayacağı bir ülkeydi. Ne oldu geldik borcu yüzde 70-80 aralığından yüzde 30’lara indirdik. Açıkları yüzde 11-12’lerden yüzde 1’in altına indirdik. Eskiden bütçeler yatırım hizmet bütçesi değildi. Bütçenin büyük kısmı faize gidiyordu. Vergi gelirlerinin yüzde 86’sı faize gidiyor. Bugün vergi gelirlerinin yüzde 86’sından fazlasını yatırıma millete hizmet olarak sunuyoruz. Cari açık enflasyonla mücadelede ülkenin elini güçlü tutmak için bizim daha çok çalışmamız gerekecek" diye konuştu.
"YAPILANDIRMADAN 4.5 MİLYON KİŞİ FAYDALANDI"
2015 yılı için oldukça iddialı hedefler ortaya koyduklarının altını çizen Bakan Şimşek, şunları söyledi:
"Bir seçim yılı, jeopolitik gerginlikler devam ediyor. Avrupa nasıl toparlanacak bilmiyoruz. O nedenle bizim taşra teşkilatının aynı hassasiyetlerle, aynı iradeyle çalışması lazım. Bir kere her şeyden önce cari yıl performans kriterimiz yüzde 90. Bunu tutturmamız lazım. Bu önemli. Bir yapılandırma yaptık. Başarılı bir yapılandırma aslında. İlk defa af niteliğinde olmayan bir yapılandırma yaptık. Ciddi bir şekilde 4,5 milyon vatandaş faydalandı, 43 milyar liralık alacağı yapılandırdık. İlk defa vergi cezaları affedilmedi. Verginin aslını alıyoruz. Enflasyonla güncelliyoruz, cezasını da alacağız. Buna rağmen 4,5 milyon vatandaşımız yapılandırma için başvurdu. Bunu da yakından takip etmemiz lazım. Cari yılın tahsilat oranı yüzde 96’nın altına düşmesin. Yapılandırmaları yakından takip edin. Bence bizim idaremiz, taşra, merkez iyi çalışırsa zamanında aktif bir yaklaşım içerisine girerse bunlar rahat tutturulacak hedeflerdir. Bizim mutlaka sürekli bir şekilde mükellef ile iyi bir diyalog içerisinde olmamız lazım. Vergi dairesi başkanı olunca büro ortamında oturmak şeklinde görülmemesi lazım. Bir çok kez sahaya inip, mükelleflerle diyalog kurup, varsa bir şikayetler sorunları onları birinci elden dinlemek, varsa sıkıntıları onlara yol göstermek sizin aslı görevinizdir. Tahsilat asli görevlerden bir tanesidir. Gönüllü uyumu arttıracağız. Diyalog kurmadan nasıl gönüllü uyumu artıracağız. Rehberlik yapmadan, yol göstermeden, hayırlı olsuna gitmeden. Çözüm yollarını ortaya koymadan nasıl yapacağız bunu onun için diyalog bu işin en önemli boyutudur. Mutlaka mükelleflerle diyalog içerisinde olacağız. Gönüllü uyumu noktasında teşvik edeceğiz."
"MÜKELLEFLE İYİ BİR DİYALOG İÇİNDE OLUN, ZULÜM ETMEYİN"
Bakan Şimşek, "Başbakanımız bu yapısal dönüşüm 25 dönüşüm alanlarından birisi olarak kayıt dışılıkla mücadele stratejisi eylem planını açıkladı ve sonra benden daha detaylı bir şeklide kamuoyuna bilgi vermemi istediler. Burada tabi tipik merkezden yapılmış önemli politika eylem planı ama bunun uygulanmasında taşraya büyük rol düşüyor. Kayıt dışılıkla mücadele noktasında biz sizden çaba göstermenizi istiyoruz. Hiçbir şekilde idarenin mükellefle ilişkilerde ben şu hedefi tutturacağım diye zorlayıcı bir noktaya gitmemesi lazım. Güç sizde idare olarak ama hiçbir koşulda mükellefe saygı güzel diyalog dışında bir ilişki hakkı vermiyor. Hiçbir şekilde mükelleflere genel zorlayıcı uygulamalara girmeyeceksiniz. Ben sahadayım. Yanlış bir uygulama olduğu zaman bize geliyor ona göre. Mükellefle iyi bir diyalog içinde olun zulüm etmeyin hiçbir şekilde. Varsa sorunları yardımcı olun, sorunları nasıl çözeriz diye kafanızı biraz o çerçevede yorun. Biz idareyiz kanunu bu şekilde değerlendiririz yaklaşımını doğru bulmuyorum. Biz hizmetkarız, mükelleflere hizmet etmekle mükellefiz. Mükellef kendi sermayesini almış risk almış parasını bir işe koymuş o sayede vatandaşlarımıza iş imkanı sağlıyor, katma değer üretiyor. Mükellef olmaz ise ekonomik aktivite olmaz. Onun için bu ince çizgileri iyi gözetmemiz lazım. Maliyede eski devletçi zihniyet bakış açısı yok. Girişimci dostuyuz. Biz 78 milyonun hakkını hukukunu sonuna kadar koruyacağız. Bunu yaparken mükellefin haklarına maksimum düzeyde riayet edeceğiz. Mükellef bizim için değerlidir. Girişimcilerin desteklenmesi için birçok iş yapıyoruz" dedi.
Antalya Valisi Muammer Türker ise, konuşmasında kentte 311 adet 5 yıldızlı tesisin olduğunu belirterek, bu tesislerin sadece Antalya değil Türkiye ve dünyaya hizmet ettiğini söyledi. Eğer o bölgedeki belediye vizyonsuzluk veya parasızlık nedeniyle arıtma tesisini yapamıyorsa otellerin bir kıymetinin kalmadığını ifade eden Vali Türker, "Devlet olarak bizler stratejik öncelikleri koyarak yönlendirmeler yapmalı ve yerine göre milli ekonomi bağlamındaki değerlendirmeler neticesinde katkılar sunmalıyız. Biz burada milli öncelikleri küçük hesaplara heba edemeyiz" dedi.
Basına kapalı olarak devam eden toplantıya Türkiye’deki vergi dairesi başkanları katıldı.