Biz, İzmir'deki filmi çok seyrettik!.. Hani rahmetli Kemal Sunal filmleri gibi olsa 30 kere zevkle seyredelim de bu öyle değil!.. Kirli filmin senaryosundaki kahpelikler, bu milleti ağlattı... Ne ocaklar söndü; anaların, bacıların ağıtları yürek dağladı... Yetmedi mi daha?.. Bu ülkede, bin yıllık Türk-Kürt kardeşliğini kalleşliklerle yıkmak isteyenler, İzmir'deki hain olayla bir fırsatı daha değerlendirme çabası içinde... Bütün siyasi partilerden adam gibi tepkiler yükseldi... Bu olayın bir provokasyon olduğu açıktır... Öyle ki saldırgan, Türkiye'deki birçok siyasi cinayetin faili gibi özel seçilmiş biriydi... Bir de bozkurt işareti yapmaz mı?.. Güler misin ağlar mısın?.. Sanki eli kanlı terör örgütü PKK'nın üst düzey yöneticilerinden birini öldürdü... Dedim ya bu zavallı da seçilmiş biriydi... Tıpkı Hrant Dink'i katleden Ogün Samast gibi... Bu millet, senaryosu aynı, oyuncuları zaman içinde değişen aşağılık filmi, daha kaç kere seyretmek zorunda kalacak?.. Bakalım, bu olayın ardından ne gibi ekonomik, sosyal ve siyasal sonuçlar gelecek?.. Şimdi bize düşen şey; olaylar karşısında soğukkanlılığımızı sürdürmektir!.. İktidara düşen de olayı aydınlatıp, perde arkasındakileri bularak, yargı önüne çıkarmaktır!.. Türkiye'yi, faili meçhul cinayetlerle yüreğinin yandığı 1993 yılının karanlık günlerine sürüklemek isteyenlere karşı, o dönemi iyi analiz ederek, mücadele stratejisi belirlemek gerekir!.. Yoksa, o şerefsizler bu millete huzur vermeyecektir!..