Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Habertürk TV'de Türkiye'nin Nabzı programında Didem Arslan Yılmaz'ın sorularını yanıtladı.

Başbuğ'un açıklamalarından satır başları;

Maalesef yine 2 şehidimiz var. Şehitlerimize rahmet diliyorum. 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi cumhuriyet tarihimizin en kanlı, korkutucu... İnanılmaz bir olay yaşadık. 15 Temmuz'dan iki hafta sonra bir TV kanalında oldukça kapsamlı değerlendirmeler yapmıştım.

Bir yıl geçti, Türkiye gerçekten bir travma yaşadı.

Geçtiğimiz bir yıl içinde Türk yargısının büyük çabalarla yürüttüğü faaliyetler var, mücadele var. Daha önce de söyledim, yargının mücadelesini yürekten destekliyorum. Haklı olarak denilebilir, ben de aynı kanaatteyim.

Hiç suçsuzlar yok mu, elbette olabilir. Ama bu geneli zedelememeli.

Temennimiz Türk yargısı, tutuklulardan olsun, yargılama safhasında olsun suçsuz olanları en kısa zamanda açıklığa kavuşturur.

"ABDULLAH ÖCALAN YAKALANDIKTAN SONRA ONU İYİ KULLANAMADIK"

FETÖ'ye karşı mücadeleyi destekliyorum. Ama geçenlerde bir anket var, Gezici'nin. Türk toplumunun büyük bir bölümü FETÖ ile yapılan mücadeleyi destekliyor. İki terör örgütü ile karşı karşıyayız.

Bir terör örgütünün lider kadrosunu etkisiz hale getiremezsiniz mücadeleniz arzu edilenden daha uzun sürer. PKK'da aynı şeyi yaşadık. Elebaşı Abdullah Öcalan yakalanmadı mı diyebilirsiniz.

Yakalandı ama ben Türkiye'nin Abdullah Öcalan yakalandıktan sonra onu iyi kullanamadığını düşünüyorum. Ama şu an Kandil'deki kadroya yıllardır arzu edilen noktada başarı sağlayamadık.

"FETÖ'NÜN LİDER KADROSU ÇÖKERTİLMEDİĞİ SÜRECE RİSK VAR"

FETÖ'nün lider kadrosu hala duruyor. Bir Adil Öksüz vardı, onu da kaçırdık. Lider kadroyu etkisiz hale getiremezseniz... Örgüt duruyor. Örgütün beyin takımı duruyor.

Bunların tekrar aynı noktaya gelemeyeceğinin garantisi yok. Devletin bunu ciddiye alması lazım. 'Çökertildi' gibi şeyler duyuyoruz ben buna katılmıyorum. Tam çökertilmesi için lider kadronun çökertilmesi lazım. Lider kadro çökertilmedikçe risk devam ediyor.

"TÜRKİYE'DEKİ KAYNAKLARINA DARBE VURULDU, PEKİ YURTDIŞI?"

Hala TSK'da FETÖ'cülerin olduğu söylentileri var. Bunu ciddiye almak lazım. Türkiye tekrar bu travmaları yaşayabilecek durumda değil. Lider kadro çok önemli. Devlete düşen temel görev de bu. Burada bir sıkıntı var. Lider kadrosunun hemen hemen büyük bölümü yurtdışında. O ülkelerle ilişkiler önemli. O ülkelerin FETÖ'ye bakış açıları da çok önemli. Devlet burada gücünü kullanmalı. Ekonomik gücü de önemli. Türkiye'deki kaynaklarına büyük boyutta darbe vuruldu. Peki yurtdışındaki kaynaklarını ne yaptık? Bu da düşünüdürücü bir konu. Türkiye'deki ordu, polis, yargı, bürokrasideki ciddi boyutta temizlik yapıldığına inanıyorum. Ama tamamen sıfırlandı demek riskli. Bunlar etkili bir faaaliyette bulunabilir mi ben yorum yapamam ama bu olayı ciddiye almak lazım.

"SİYASİ AYAĞININ MUTLAKA ORTAYA ÇIKARILMASI LAZIM"

Siyasetteki boyutu çok ortaya çıkmadı deniliyor haklı olarak. Siyasi boyutu mutlaka olması lazım. Elbette ortaya çıkarılması lazım. 15 Temmuz'da çok ciddi bir olay yaşadık. Yargı elinden geleni yapıyor. (Doğu Perinçek'in 'Yargı altın çağını yaşıyor' sözlerinin hatırlatılması üzerine) Ben öyle bir tabir kullanmak istemem. Ama ayargı elinden geleni yapıyor. Hatalar elbette vardır, yoktur diyemeyiz.

"GÜLEN'İ KULLANMA SÜRESİ DOLMADAN İADE ETMEZLER"

Fetullah Gülen'in kullanılma zamanı ne zaman dolarsa o zaman iade ederler. Dolayısıyla onun kullanılma süresi devam ettiği müddetçe iade edilmesini beklemek çok zor.

"İFADE VERENLERİN ÇÖZÜLDÜĞÜ KANAATİNDE DEĞİLİM"

15 Temmuz'un tam aydınlatılamadığını, birçok konunun açıklığa kavuşmadığı knaatini taşıyorum. Yargılama süresinde ifadeler vs. baktığımız zaman şu anda sanık durumunda olanların bu konuda biraz eğitimli ve yönlendirilerek çok açık olayı aydınlatıcı bilgiler verme noktasında olduklarını düşünmüyorum. İfade verenlerin çözüldüğü kanaatinde değilim.

YENİ BİR KALKIŞMA İHTİMALİ VAR MI?

Olabilir. Şu an güncel istihbarat bilgilerine sahip değilim. Bu çeşit iddialar ciddiye alınmalı. Artık bitmiştir, bir şey olmaz demek olmaz. Siz ne yapmanız gerekiyorsa yapın.

"TSK İÇİNDE ÇATIŞMA FELAKET OLURDU, KOMUTA KADEMESİ ÖNLEDİ"

Geçmişten gelen darbeler tarihimiz var. Ama 31 Mart vakasını alalım. Orada bile bir harekat ordusu var. Padişahın emrinde olan bir ordu var. Ama Türk ordusu ikisi de. Orada bile Abdülhamit emir veriyor, 'Kesinlikle harekat ordusu ile karşı karşıya gelinmeyecek' diyor. TSK 15 Temmuz'da Allah korusun bölünüp çatışma ortamına girseydi bu felaket olurdu. Bunu kim önledi? TSK'nın komuta kademesi. TSK'nın komuta kademesi olarak baktığınızda tümünün darbeye karşı olduğunu görüyorsunuz. Ya farklı bir tablo olsaydı? Konuşması bile zor TSK içinde çatışma ortamına sürükleyebilirdi. Bu facia olurdu.

ADALET YÜRÜYÜŞÜ İÇİN NE DİYOR?

Yürüyüş ile ilgili bir iki şeyi ifade etmek isterim. Bir kere olaya şöyle bakmamız lazım. Ben çok kimsenin gördüğü gibi bu yürüyüş demokratik ve anayasal bir hakkın kullanılmasıdır. Ben de elbette saygı duyuyorum. Bazı hususların bazıları tarafından eleştiri konusu yapılması da doğal. Belki şunu söylememiz lazım en azından eleştiri yaptığınız kadar bu yürüyüşün hangi amaçla yapıldığını da anlamaya çalışın. Bu yürüyüş, yargı bağımsızlığının tarafsızlığının sağlanmasına en önemlisi de toplumun adalete ve yargıya olan duyarlılığının artmasında önemli rolü olur diye düşünüyorum. Şunu da söçylemek gerekir. Katılanları yargılanmak, onları sorgulamak ne kadar yanlış ise katılmayanları da yargılamak o derece yanlış. Kişisel bir tercih olarak bunu değerlendirmek lazım.

Yürüyüşe neden katılmadı diye eleştiri oldu üzüldüm. Daha yürüyüş devam ediyor. Ne biliyorsunuz? Belki o ismi geçen kişilerden bu yürüyüşe katılma niyeti olanlar belki de bu çıkan haber nedeniyle bu katılma niyetlerini değiştirdiler.

Kaynak:Hürriyet