Doç. Dr. Mustafa Kemal Başaralı, insanlarda görme duyusunu kaybetme korkusunun yaşam ile eşdeğer olduğunu ifade ederek, "Dünyada 10 milyon kadar kişinin, çoğunlukla önlenebilir nedenler yüzünden görme yeteneğinden yoksun kaldığı düşünülmektedir. Bu konuda en önemli noktalardan birisi, birçok göz hastalığının zamanında teşhis ve tedavi edilmesi ile körlüğün önlenebileceği gerçeğidir" dedi.
Beyaz Baston Körler Haftası ile ilgili açıklama yapan Mersin İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Başaralı, beyaz bastonun 1921 yılında Londra’da trafik kazası sonucu görme yetisini kaybeden bir fotoğraf sanatçısının, dış dünyanın kendisini fark edebilmesi amacıyla bastonunu beyaza boyamasıyla oluştuğunu ve başarılı olduğu düşünüldüğünden Fransa’da Körler Örgütü tarafından 1931 yılında simge haline gelmiş bir engelli hareketi olduğunu söyledi.
Dünyada her yıl Ocak ayının ikinci haftasının Beyaz Baston Körler Haftası olarak anıldığını belirten Başaralı, "Körlük, görme yeteneğinin bulunmaması ya da yitirilmiş olmasıdır. Körlük, beyindeki görme merkezinin ya da görme sinirinin zarar görmesi sonucu ortaya çıkabildiği gibi, doğrudan doğruya gözlerden de kaynaklanabilir. Dünyada 10 milyon kadar kişinin, çoğunlukla önlenebilir nedenler yüzünden görme yeteneğinden yoksun kaldığı düşünülmektedir. İnsanlarda görme duyusunu kaybetme korkusu yaşam ile eşdeğerdedir. Bu derece önemli bir duyu organı olan gözlerimizin sağlığı çeşitli sebeplere bağlı olarak bozulabilir. Bu konuda en önemli noktalardan birisi, birçok göz hastalığının zamanında teşhis ve tedavi edilmesi ile körlüğün önlenebileceği gerçeğidir" diye konuştu.
KÖRLÜK NEDENLERİ
Körlüğe neden olan olaylardan da bahseden Başaralı, şöyle devam etti:
"Doğumsal kaynaklı körlük nedenlerinden bazıları, annenin gebeliği sırasında geçirdiği kızamıkçık, parazit enfeksiyonu, nadir de olsa su çiçeği, bazı ilaçlar, radyasyona maruz kalmak, kazalar ve kalıtımsal etmenlerdir. Kalıtımsal retina bozuklukları, tavuk karası, görme siniri dokusunda gerilik, doğuştan katarakt ve glokom, göz küresinin küçüklüğü veya yokluğu, retinoblastoma ve albinizm, erken doğum, beyin zarı iltihabı, trahom hastalığı, A vitamini eksikliği de körlüğe neden olabilir. Sonradan oluşan körlük nedenlerinden bazıları, katarakt, göz tansiyonu, sarı nokta hastalığı, retina yırtılması, ileri evre şeker hastalığı, iş ve trafik kazaları, göz iltihapları, beyin tümörleri, multiple skleroz ve göz kazalarıdır. Her yaşı ilgilendiren göz kazaları, hafif görme bozukluğundan, gözün tüm kaybına kadar yol açabilmektedir. Bu durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna veya göz merkezine başvurularak acil müdahalede bulunulması, gözün tamiri, iltihabi olayların önlenmesi ve kalıcı zararların oluşmasını engellemek açısından son derece önemlidir. Bu gibi kazaların göze bıraktığı izlerin birçoğu günümüzde kornea nakli ve diğer modern cerrahi yöntemleri ile tedavi edilebilmektedir."