Harun GÖKÇEOĞLU/YOZGAT, () - TÜRKİYE'de nadasa bırakılan tarım alanlarının da ekonomiye kazandırılmasının yanında bitkisel yağ ve enerji açığının bir kısmının aspir ekiminin yaygınlaştırılmasıyla karşılanabileceği belirtildi. Yağ ve enerji bitkisi olduğu belirtilen aspirin yaygınlaştırılmasına yönelik hazırlanan proje kapsamında dört profesör, bu bitkinin önemini vurgulamak üzere Anadolu'yu dolaşıyor.
Tarım Kredi Kooperatifleri Birliği Kayseri Bölge Müdür Yardımcısı Yaşar Aydın, Selçuk Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Kazım Çarman, Prof. Dr. Levent Ünlü, Dr. Rahim Ada ile birlikte Yozgat'a gelen Türkiye Aspir Derneği Başkanı, Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof Dr. Fikret Akınerdem, çiftçinin, aspir tarım yapmaları konusunda ikna edilmesi halinde, ülke olarak ithal edilen bitkisel yağ ve enerji ihtiyacının bir kısmının üstelik atıl durumdaki tarımsal alanlardan karşılanabileceğini söyledi. Aspir bitkisinin hem yağ hem de enerji bitkisi olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Akınerdem, "Aspir, biodizel yapımında en avantajlı bitkilerden bir tanesidir" dedi.
Türkiye'de en fazla nadasa bırakılan tarım alanına sahip iller arasında ilk sıralarda Yozgat'ın yer aldığını kaydeden Prof. Dr. Akınerdem, yapılan çalışmalar sonucunda Yozgat'ta yıllık 6 bin dekar civarında ekim yapılırken bugün 50 bin dekar alanda aspir tarımının yapılmasının sevindirici olduğunu anlattı. Türkiye'de çiftçilerin, her yıl arazisinin bir kısmını ekip, diğer kısmına ekim yapmayarak, dinlenmeye yani nadasa bıraktığını kaydeden Prof. Dr. Fikret Akınerdem, bunun önüne geçip, nadasa bırakılan tarım alanlarının da ekonomiye kazandırılabilmesi için bu alanlara aspir ekilebileceğini ifade etti. Prof. Dr. Akınerdem, "Aspir tarımını ülkemizde ekonomik bir ürün olarak yaygınlaştırmak üzere hazırlanan proje kapsamında ülkenin her bölgesini geziyoruz. Projeyi Tarım Kredi Kooperatifleriyle birlikte yaptık. 4 profesör, aspir tarımını ülke genelinde anlatıyoruz. Ekonomisini, mücadelesini, hasadını, üretimiyle ilgili ne kadar teknolojik uygulama varsa anlatıyoruz, çiftçilerimizle istişare ediyoruz. Ziraat mühendislerimizi bilgilendiriyoruz" dedi.
MOTORİNE YÜZDE 2 ORANINDA KATILIYOR
2000 yılında aspir üretiminin Türkiye'de 18 ton civarında olduğunu, yapılan çalışmalar sonucu bu yıl 70 bin ton seviyesine ulaşıldığını kaydeden Prof. Dr. Akınerdem, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Aspir hem bir yağ bitkisi, hem de enerji bitkisidir. Biodizel yapımında en avantajlı bitkilerden bir tanesidir. Biz 5-6 milyon hektar nadas alanımızı bu bitkiyle doldurursak, üretimimizi 6-7 milyon tona çıkartabiliriz. Bunun karşılığı da 2 milyon ton yağdır. 4 milyon ton küspedir. Bunun parasal değeri de, 3 milyon dolar, yaklaşık 10 milyar liradır. Biz enerji ithal eden bir ülkeyiz. Yağ da ithal ediyoruz. Aspir hiçbir şekilde özellikli bir tarım alanı istemeyen bitki. 6 milyon hektar boş nadas alanının değerlendirmeye yönelik bir proje olduğu için, biz hem enerji ithalatının bir kısmını yağ ithalatının tamamını durduralım diye çalışıyoruz. Türkiye'de 3 tane 200-250 bin ton kapasiteli biodizel tesis çalışıyor. Bu tesislerin ürettiği biodizel yakıt motorine yüzde 2 oranında katılıyor. Rafineride, bazı firmalar aspirden üretilen biodizel yakıtı motorine katıyor. Bu da bizim için ve ülke ekonomisi için sevindirici bir durum."
Türkiye Aspir Derneği Başkanı, Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof Dr. Fikret Akınerdem, devletin aspir üretimi konusunda çok büyük fedakarlık yaptığının da altını çizerek, aspir tarımına neredeyse satış maliyeti kadar üretim desteği verildiğini szlerine ekledi.
Yozgat'taki eğitim çalışmasının açılışında konuşan Yozgat Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdür Yardımcısı Özgür Memiş ise, "Nadas alanlarının daraltılması projesi kapsamında nadasa bırakılan alanların değerlendirilmesi amacıyla aspir bitkisinin ekiminin artırılmasına yönelik çalışmalarımız devam etmektedir. Bakanlık olarak da aspir bitkisine fark ödemesi desteği olarak destekleme ödemesi ve sözleşmeli üretim yapıldığı takdirde sözleşmeli üretim desteği yapılmaktadır" dedi.

FOTOĞRAFLI