Doç. Dr. Tansu Sav, “Hipertansiyon uzun yıllarda ve yavaş yavaş ortaya çıkarsa bir belirti vermeyebilir” dedi.
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Tansu Sav, hipertansiyon hastalığı ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Hipertansiyonun, yüksek kan basıncı olduğunu belirten Sav, “Hipertansiyon, kanın, kalbin pompalaması ile damarlara dolması ve tekrar geri dönmesi esnasında oluşan basınç olarak tanımlanabilir. Hipertansiyon uzun yıllarda ve yavaş yavaş ortaya çıkarsa herhangi bir belirti vermeyebilir. Bunun dışında genellikle hastalarda halsizlik, yorgunluk, çarpıntı, baş ağrısı gibi şikayetlere yol açabileceği gibi aniden ortaya çıkan ve çok yüksek kan basıncı ile burun kanaması, ani böbrek ve kalp yetmezliği ile beyin kanaması gibi önemli sorunlar ortaya çıkabilir” dedi.
Hipertansiyonun önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunun ve toplumumuzun yaklaşık üçte birinde bu hastalığın görüldüğünün altını çizen Sav, “Hipertansiyondan tüm organlar etkilenir. Böbrek, kalp ve beyin bunların başında gelmektedir. Özellikle uzun süreli hipertansiyon hastalarının diyaliz ihtiyacını ortaya çıkaracak kalıcı böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği, koroner arter hastalığı, beyin damarlarında tıkanıklık ve kanama gibi önem belirten sağlık problemleri ile karşı karşıya kalabilmektedir” diye konuştu.
Hipertansiyonun tedavi süreci hakkında bilgi veren Öğretim Üyesi Sav, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hipertansiyon tedavisi sürekli bir tedavidir. Bazı özel durumlarda ortaya çıkabilen geçici hipertansiyon vakaları hariç hipertansiyon tanısı konmuş bir hasta artık ömür boyu hipertansiyon hastası olarak yaşamını sürdürmek durumundadır. Dolayısıyla hipertansiyon tedavisi sürekli bir tedavidir. Hastalar ilaçlarını düzenli olarak ve hiç ara vermeden kullanmak zorundadır. Ancak önemli bir hasta grubunda ilaç kullanıldığı halde kan basıncı normale gelmeyebilmektedir. Bu hastaların yakın takip, uygun ilaç ya da ilaç kombinasyonları ile kan basınçlarının normale getirilmesi çok önemlidir. Aksi halde hasta ilaç kullanıyor olsa bile kan basıncının normal olmaması nedeniyle hastalığın komplikasyonları ile karşılaşabilecektir.”
Düzce Üniversitesi hastanesinde hipertansiyon hastaların tedavi programlarının hazırlanma aşamalarını paylaşan Sav, sözlerine şöyle devam etti: “Hipertansiyon polikliniğimize başvuran hastaların öncelikle kan basıncının düzenlenmesi amacıyla ideal kiloya gelmeleri, diyet alışkanlıklarını gözden geçirmeleri ve egzersiz yapmaları için yaşam tarzlarında değişiklikler içeren planlar yapılmaktadır. Hastaların bir kısmının bu değişikliklerle ilaç kullanmadan bile kan basınçları normale gelebilmektedir. Ancak önemli bir kısım hastaya tetkik sonuçlarına göre uygun ilaç tedavisi başlanmakta ve hasta takip altına alınmaktadır. Takiplerde hastanın kan basıncı düzene girmemişse ek ilaç ya da ilaçlar tedavisine eklenmektedir. Aynı zamanda gerekli görüldüğü hallerde hastaların 24 saatlik kan basıncı takibi yapan cihazlarla gün içinde veya gece kan basınçlarının nasıl seyrettiği araştırılmakta ve gerekli müdahale yapılabilmektedir.”
Hipertansiyon polikliniği olmasının hastalar açısından avantajına dikkat çeken Doç. Dr. Tansu Sav, “Sadece hipertansiyona odaklanmış bir polikliniğin olması hastaların konuyla ilgili bilinç düzeyini artırmakta ve hastalığın önemine dikkat çekmektedir. Hipertansiyon hastalarımız tek bir merkezden birçok taramanın yapılabilmesi ve tedavisinin düzenlenebilmesinden memnun olduklarını ifade etmektedirler” diye konuştu.
Doç. Dr. Tansu Sav, Düzce ve çevre bölgelerdeki tüm hipertansiyon hastalarına hizmet verildiğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı: "Böyle özelleşmiş bir merkezin olması, bu konuda uzmanlaşmış hekimlerin kontrolünde hipertansiyonun ve bununla ilişkili olabilecek birçok hastalığın ortaya çıkmasını önlemede önemli bir rol oynayabilecektir. Hastaların sorunlarına tek bir merkezden yönetim ile daha kolay ve etkili çözüm bulunabilecektir. Etkili kan basıncı kontrolü ile uzun dönemde kalp, böbrek ve beyin başta olmak üzere ortaya çıkabilecek birçok hastalığın önlenmesine Hipertansiyon Polikliniğinin önemli katkıları olacaktır.”