Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, 4 Kasım Öğretmenler Günü öncesinde öğretmenlerin ekonomik, sosyal ve mesleki sorunlarını tespit edebilmek amacıyla bir anket çalışması düzenlediklerini belirterek, “Öğretmenler kadrolaşma ve yoksulluk sarmalında” dedi.
Türk Eğitim-Sen olarak 24 Kasım Öğretmenler Günü öncesinde öğretmenlerin ekonomik, sosyal ve mesleki sorunlarını tespit edebilmek amacıyla bir anket çalışması düzenledi. Türk Eğitim-Sen internet sitesi üzerinden 5-19 Kasım 2014 tarihleri arasında düzenlenen ankete 23 bin 562 kişi katıldı. Ankete katılanların, yüzde 78. 5’i erkek, yüzde 21. 5’i kadın. Yüzde 79.8’i evli, yüzde 20.2’si bekar. Yüzde 66. 6’sının çocuğu var, yüzde 33. 4’ünün çocuğu yok. Yüzde 36’sının 1, yüzde 48. 6’sının 2, yüzde 12. 7’sinin 3, yüzde 2. 7’sinin de 4 ve üzerinde çocuğu var. Yüzde 85. 2’si öğretmen, yüzde 8. 6’sı müdür yardımcısı, yüzde 1’i müdür başyardımcısı, yüzde 5. 2’si müdür olarak görev yapmaktadır.
Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, yapılan anket ile ilgili bir açıklama yaptı. Bostan yaptığı yazılı açıklamada, “Ankete katılanların yüzde 49. 7’si 2 bin 140-2 bin 300 TL, yüzde 30. 3’ü 2 bin 301-2 bin 500 TL, yüzde 18. 8’i 2 bin 501- 3 bin, yüzde 1. 2’si de 3 bin 1 TL’den fazla kazandığını ifade etmiştir. ‘Genel olarak ekonomik durumunuzu nasıl tanımlarsınız?’ sorusuna ankete katılanların yüzde 0. 5’i çok iyi, yüzde 15. 3’ü iyi, yüzde 63. 6’sı orta, yüzde 20. 6’sı da zayıf cevabını vermiştir. Ankete katılanların yüzde 35. 3’ü hanesinde işsiz birisi ya da birileri olduğunu belirtirken, yüzde 64. 7’si hanesinde işsiz birisi ya da birileri olmadığını ifade etmiştir. Ankete katılanların yüzde 93. 9’unun kredi kartı var iken, yüzde 6. 1’inin kredi kartı bulunmamaktadır. Kredi kartı olanların yüzde 50. 1’i her ay kredi kartı borcunun tamamını ödeyebildiğini belirtirken, yüzde 49. 9’u ödeyemediğini ifade etmektedir. Ankete katılanların yüzde 81. 4’ü son 5 yıl içinde bankalardan kredi çektiğini belirtirken, yüzde 18. 6’sı çekmediğini söylemiştir. Son 5 yıl içinde bankalardan kredi kartı çektiğini belirtenlerin yüzde 21. 2’si 1 kez, yüzde 30. 2’si 2 kez, yüzde 23’ü 3 kez yüzde 10. 4’ü 4 kez, yüzde 15. 2’si de 5 ve üzeri kez kredi çektiğini belirtmiştir. ‘Kredi ödemelerinizi aksattığınızdan dolayı bankaların kara listesinde misiniz?’sorusuna yüzde 14. 8’i evet, yüzde 85. 2’si hayır cevabını vermiştir. Ankete katılanlara ‘Bankalara ne kadar borcunuz bulunmaktadır?’sorusunu yönelttik. Buna göre ankete katılanların yüzde 12. 7’si bankalara herhangi bir borcum bulunmuyor derken; yüzde 4. 4’ü bin 500 TL’den az, yüzde 5. 2’si bin 501-2 bin 500 TL, yüzde 3. 1’i 2 bin 501-3 bin 500 TL, yüzde 4. 9’u 3 bin 501-5 bin, yüzde 8. 7’si 5bin 1-10 bin TL, yüzde 12. 7’si 10 bin 1-20 bin TL, yüzde 10. 5’i 20 bin -30 bin TL, yüzde 13’ü 30 bin 1-50 bin, yüzde 24. 8’i de 50 bin 1 TL’den fazla cevabı cevabını vermiştir. Ankete katılanların yüzde 81.1 ’i alışverişlerini genelde kredi kartı ile yüzde 18. 9’u da nakit yaptığını belirtmiştir. ‘Ödeme ve harcamalarınızı yaptıktan sonra ay sonunda elinizde ne kadar paranız kalıyor?’ sorusuna ankete katılanların yüzde 22. 3’ü hiç param kalmıyor derken; yüzde 17’si 100 TL’den az, yüzde 15. 8’i 101-200 TL, yüzde 13. 9’u 201-300 TL, yüzde 13. 5’i 301-500 TL, yüzde 9. 3 ’ü 501-700 TL, yüzde 8. 2’si 701 TL’den fazla demiştir. ‘Süper loto, şans topu, at yarışı v.b. şans oyunları oynar mısınız?’ sorusuna ankete katılanların yüzde 1. 3’ü her gün, yüzde 28. 2’si ara ara, yüzde 3. 8’i sık sık derken; yüzde 66. 7’si de hiç oynamam cevabını vermiştir. Ankete katılanların yüzde 2. 5’i tefeciye borçlandığını söylerken, yüzde 97. 5’i tefeciye borçlanmadığını belirtmiştir. Tefeciye borçlandığını belirtenlere ‘Borcunuzu zamanında ödeyebildiniz mi?’ sorusunu yönelttik. Buna göre yüzde 24. 5’i evet derken, yüzde 75. 5’i hayır cevabını vermiştir. Ankete katılanlara ‘Borçlarınız nedeniyle herhangi bir malınızı/birikiminizi kaybettiniz mi?’ sorusunu yönelttik. Buna göre yüzde 67. 2’si hayır kaybetmedim derken; yüzde 18. 8’i altın-döviz yüzde 7. 3’ü araba, yüzde 1. 7’si ev, yüzde 1. 2’si arsa, yüzde 3.8 ’i de diğer cevabını vermiştir. ‘Önümüzdeki birkaç yıl içinde herhangi bir yatırım yapmayı planlıyor musunuz?’ sorusuna ankete katılanların yüzde 35. 7’si evet, yüzde 64. 3’ü hayır cevabını vermiştir. ‘Son 10 yıl içinde herhangi bir yatırım yaptınız mı?’ sorusuna ankete katılanların yüzde 63. 6’sı evet, yüzde 36. 4’ü hayır cevabı vermiştir. Son 10 yıl içinde herhangi bir yatırım yaptığını ifade edenlere ne aldıklarını sorduk. Buna göre yüzde 52. 6’sı ev, yüzde 38. 5’i araba, yüzde 2. 9’u arsa, yüzde 3. 2’si altın, döviz, yüzde 2. 8’i de diğer cevabını vermiştir. ‘Yatırım yaptıysanız bunu ne şekilde edindiniz?’ sorusuna yüzde 11. 5’i birikim yaparak, yüzde 5. 3’ü eşe-dosta borçlanarak, yüzde 74. 8’i kredi kullanarak, yüzde 4. 2’si miras yoluyla, yine yüzde 4. 2’si de diğer cevabını işaretlemiştir. ‘Kışın gelmesiyle birlikte son dönemde doğalgaz, elektrik ve suya yapılan zam oranlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?’ sorusuna ankete katılanların yüzde 90. 2’si yüksek, yüzde 8. 5’i orta, yüzde 1. 3’ü de düşük cevabını vermiştir. ‘Yılsonu enflasyon hedefi yüzde 9,4 olarak revize edilmiştir. Enflasyon hedefi değişmesine rağmen son yapılan toplu sözleşmeye göre 2014 yılında enflasyon farkı verilmeyecektir. Bu durum memurun bütçesini nasıl etkileyecektir?’ sorusuna ankete katılanların yüzde 97. 2’si olumsuz yönde etkileyecek, yüzde 2. 1’i hiçbir değişiklik olmayacak derken, yüzde 0. 7’si de diğer cevabını vermiştir. ‘Toplu sözleşme döneminde çalışanlara 2014 yılında 123 TL, 2015 yılında yüzde 3 artı 3 zam verilmesinin, enflasyon farkı alınamamasının sorumlusu kimdir?’ sorusuna ankete katılanların yüzde 14. 7’si hükümet, yüzde 79. 7’si yetkili sendika, yüzde 1. 5’i yetkili sendika dışındaki sendikalar, yüzde 3. 3’ü eğitim çalışanları derken; yüzde 0. 8’i de diğer seçeneğini işaretlemiştir. ‘Hakim ve savcılara 1.155 TL zam yapılması planlanmaktadır. Memurlara verilen zam miktarı göz önüne alındığında bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?’ sorusuna ankete katılanların yüzde 44. 6’sı memurlara haksızlık yapılmaktadır, yüzde 1. 9’u olağan karşılıyorum, yüzde 52. 2’si HSYK seçimleri öncesinde seçim yatırımıydı derken; yüzde 1. 3’ü diğer seçeneğini işaretlemiştir. Ankete katılanların yüzde 81. 7’si mesleğini Avrupa Birliği ülkelerinden birinde yapmak istediğini belirtmektedir. Bunun nedenlerini sorduğumuzda ise yüzde 53. 8’i maaş ve özlük hakları daha iyi, yüzde 24. 3’ü kişi başına düşen milli gelirleri yüksek, refah seviyeleri iyi, yüzde 12. 7’si çalışma koşulları daha iyi, yüzde 7. 5’i sendikal ve demokratik faaliyetlerde daha özgürler derken; yüzde 1. 7’si de diğer cevabını vermiştir. Ankete katılanların yüzde 97. 2’si Yönetici Atama Yönetmeliği ile birlikte okul müdürlerinin görev süresinin uzatılması sürecinin adil, objektif ve hakkaniyete uygun yapılmadığını düşünmektedir. Ankete katılanların yüzde 96. 6’sı ilk defa ve yeniden görevlendirilecek okul müdürlerinin belirlenmesinde belirleyici olan sözlü sınav uygulamasını desteklemediğini belirtmektedir. Ankete katılanların yüzde 93. 1’i yönetici atamalarının tıpkı eskiden olduğu gibi yazılı sınav esaslı olmasını, yöneticiliğin asli görev ve kazanılmış hak olduğuna dair düzenlemenin yapılmasını istemektedir. Ankete katılanların yüzde 96. 8’i ‘Yönetici atama sürecinde bir sendika kayırılmış, yandaşlık yapılmış, isim listeleri elden ele dolaşmıştır’ ifadesine katıldığını belirtmiştir. Ankete katılanların yüzde 68. 2’si dershanelerin kapatılmasını, bunun yerine okullarda kursların açılacak olmasını desteklemediğini belirtmektedir. Ankete katılanların yüzde 85. 1’i okullardaki kurslarda görev almayı düşünmediğini, yüzde 14. 9’u da düşündüğünü belirtmiştir. Kurslarda görev almayı düşünmediğini belirtenlere bunun nedenlerini sorduk. Buna göre yüzde 46’sı verilecek ücretin tatminkar olacağını düşünmediğini, yüzde 33. 7’si bu kursların fayda sağlayacağı inancında olmadığını, yüzde 7. 7’si kurs vermeye ayıracak zamanının olmadığını söylerken; yüzde 12. 6’sı diğer cevabını vermiştir. Ankete katılanların yüzde 78. 6’sı 2015 yılının Şubat ayında ek öğretmen ataması yapılması gerektiğini düşünmektedir. Ankete katılanların yüzde 58. 1’i öğretmenlere getirilmesi planlanan il içi rotasyon uygulamasını desteklemediğini, yüzde 41. 9’u desteklediğini belirtmektedir. Rotasyon uygulamasını desteklemeyenlere bunun nedenlerini sorduk. Buna göre yüzde 36. 8’i rotasyonun adil ve hakkaniyete uygun olarak uygulanacağını düşünmüyorum, yüzde 25. 8’i bazı ilçelerde mesafeler iki il arasındaki mesafeden fazladır. Dolayısıyla aile bütünlüğü zedelenecektir, yüzde 15. 2’si öğretmenin aidiyet duygusu olmayacak, kurum kültürü oluşmayacaktır, yüzde 14’ü öğretmen verimliliğinin artacağına inanmıyorum, yüzde 4. 6’sı öğrencilerin sık sık öğretmen değiştirmesi pedagojik açıdan doğru değildir, yüzde 1. 3’ü öğretmen-öğrenci ilişkisi zarar görecektir derken; yüzde 2. 3’ü de diğer cevabını vermiştir. Rotasyon uygulamasını destekleyenlere bunun nedenlerini sorduk. Buna göre yüzde 33. 1’i MEB, rotasyonla öğretmenleri emekliliğe zorlayacak; böylece tayin konusundaki tıkanma aşılabilecektir, yüzde 25. 6’sı iş verimliliği artacaktır, yüzde 25. 5’i ilçe/köy ya da kenar mahallelerden merkeze gelmenin yolu olarak görüyorum, yüzde 15. 8’i de diğer cevabını vermiştir. Ankete katılanların yüzde 65’i TEOG uygulamasını başarılı bulmazken, yüzde 27. 8’i kısmen başarılı bulduğunu, yüzde 7. 2’si de başarılı bulduğunu belirtmiştir. ‘Öğretmenlerin toplumdaki itibarını nasıl değerlendiriyorsunuz?’ sorusuna ankete katılanların yüzde 1. 6’sı iyi, yüzde 27. 4’ü iyi değil, yüzde 71’i de hiç iyi değil cevabını vermiştir. ‘Cevabınız iyi değil ya da hiç iyi değil ise, size göre öğretmenlerin itibar kaybı yaşamasının nedeni en çok aşağıdakilerden hangisidir?’ sorusuna ankete katılanların yüzde 56. 9’u ülkeyi yönetenlerin öğretmenlere yönelik tahkir edici sözleri ve bakış açısı, yüzde 20. 7’si öğretmenlerin maddi, sosyal ve özlük haklarında iyileştirmeler yapılmaması, yüzde 13. 8’i eğitim sistemindeki değişikliklerin doğurduğu başarısızlıkların öğretmenlere mal edilmesi, yüzde 3. 4’ü kadrolaşma, yandaş kayırmacılığı, yüzde 1. 9’u öğretmenlik mesleğine yapılan yatırımın yetersizliği, yüzde 1. 4’ü ücretli öğretmen istihdamı, yüzde 0. 6’sı öğretmenlerin kendilerini geliştirmelerinin önüne engeller konulması derken; yüzde 1. 3’ü diğer seçeneğini işaretlemiştir. ‘Günün yorgunluğunu atmak, stres düzeyinizi azaltmak için herhangi bir aktivite yapıyor musunuz?’ sorusuna ankete katılanların yüzde 43. 1’i herhangi bir aktivite yapmıyorum derken; yüzde 22. 5’i kitap okuyorum/müzik dinliyorum, yüzde 13. 4’ü spor yapıyorum, yüzde 2. 9’u sinema ya da tiyatroya gidiyorum, yüzde 1. 4’ü sosyal kulüplere katılıyorum, yüzde 1. 2’si alışveriş yapıyorum, yüzde 15. 5’i de diğer cevabını vermiştir. Ankete katılanların yüzde 77. 1’i öğretmenlere yönelik şiddet olayları nedeniyle can güvenliğinden endişe ettiğini belirtmektedir. Ankete katılanların yüzde 93. 3’ü okulunun herhangi bir ihtiyacını gidermek için kendi cebinden para harcadığı zamanlar olduğunu ifade etti. ‘Okullara yeterli ödenek ayrılmadığı için okul ihtiyaçlarının bir kısmının veliler tarafından karşılanmasını doğru buluyor musunuz?’ sorusuna ankete katılanların yüzde 30. 9’u evet, yüzde 69. 1’i hayır cevabı vermiştir. Ankete katılanların yüzde 26. 8’i ek iş yaptığını belirtti. Ek iş yaptığını söyleyenlerin yüzde 28. 1’i özel ders verdiğini, yüzde 9. 8’i boya/badana, tamirat v.b. işleri yaptığını, yüzde 8. 7’si alım-satım yaptığını, yüzde 4. 1’i dershanede ders verdiğini, yüzde 3. 8’i pazarlamacılık yaptığını, yüzde 2. 1’i taksicilik/şoförlük yaptığını, yüzde 1. 8’i pazarcılık/işportacılık yaptığını, yüzde 1’i özel okulda ders verdiğini belirtirken; yüzde 40. 6’sı diğer seçeneğini işaretlemiştir. Ankete katılanların yüzde 90. 4’ü yapılan uygulamalarla okullarda öğretmen etkisinin azaltıldığını düşünmektedir. Ankete katılanlara ‘Size göre öğretmenlik mesleğinin en avantajlı yönü nedir’ sorusunu da yönelttik. Buna göre yüzde 60. 3’ü bilginizi öğrencilere sunmak, manevi tatmin, yüzde 14’ü çalışma saatleri, yüzde 13’ü iş güvencesi, yüzde 6. 8’i belli bir gelire sahip olmak derken; sadece 0. 7’si prestij seçeneğini işaretlemiştir. Bu soruya diğer cevabını verenlerin oranı ise yüzde 5. 2’dir. Ankete katılanlara ‘Görev yaptığınız okulda en büyük sorun nedir?’ sorusunu yönelttik. Buna göre yüzde 28’i derslik açığı ve fiziki alt yapı yetersizlikleri, yüzde 17. 7’si ödeneklerin yetersiz olması, yüzde 14. 6’sı amirlerimin/meslektaşlarımın tutum ve davranışları, yüzde 14. 4’ü kadrolaşma, yüzde 3. 9’u ücretli öğretmen istihdamı, yüzde 3. 4’ü öğretmen açığı derken; diğer seçeneğini işaretleyenlerin oranı yüzde 18’dir. ‘Öğretmenlerin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği Taslağında eş durumu özrü zorlaştırıldı. Önümüzdeki yıllarda eş durumu özrünün tıpkı öğrenim özrü gibi kaldırılacağından endişe ediyor musunuz?’ sorusuna ankete katılanların yüzde 84. 6’sı evet cevabını vermiştir. Ankete katılanların yüzde 87. 1’i herhangi bir sendikaya üye iken, yüzde 12. 9’u herhangi bir sendikaya üye olmadığını belirtmiştir. Herhangi bir sendikaya üye olmayanlara bunun nedenlerini sorduk. Buna göre yüzde 34’ü sendikaların çalışmasını yeterli bulmadığını söylerken; yüzde 25. 3’ü siyasi iktidarın çalışanlar ve sendikal faaliyetler üzerindeki baskıcı tutumu, yüzde 14. 9’u sendika üyeliğinin bir fayda sağlayacağına inanmıyorum, yüzde 11’i siyasi ve ideolojik görüşüme hiçbir sendika hitap etmiyor, yüzde 2’si sendikal çalışmalara zaman ayıramıyorum, yüzde 12. 8’i de diğer seçeneğini işaretlemiştir. ‘Size göre Milli Eğitim Bakanlığı en çok aşağıdakilerden hangisinden sınıfta kaldı?’ sorusuna ankete katılanların yüzde 30. 6’sı yönetici atamaları, yüzde 24. 1’i eğitim çalışanlarına yönelik ekonomik iyileştirmeler, yüzde 23. 8’i çalışanlara tarafsız ve adaletli davranma, yüzde 5’i PKK’nın okulları yakıp, yıkmasına karşı alınan önlemlerin yetersizliği, yüzde 4. 5’i öğretmen atamaları, yüzde 3. 9’u öğretmenlere yönelik şiddetin engellenmesi, yüzde 3. 6’sı TEOG yerleştirmeleri, yüzde 4. 2’si diğer derken; sadece yüzde 0. 3’ü Milli Eğitim Bakanlığının hiçbir konuda sınıfta kalmadığını düşünmektedir. ‘Nabi Avcı başarılı bir Milli Eğitim Bakanıdır ifadesine katılıyor musunuz?’ sorusuna ankete katılanların yüzde 95. 1’i hayır katılmıyorum cevabını vermiştir.‘Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı öğretmenler ve eğitim çalışanları için olumlu icraatlarda bulunmuştur ifadesine katılıyor musunuz?’ sorusuna ankete katılanların yüzde 93. 3’ü hayır katılmıyorum cevabını vermiştir. Öğretmenlere ‘Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın 24 Kasım Öğretmenler Gününde nasıl bir müjde vermesini isterdiniz?’ sorusunu da yönelttik. Buna göre yüzde 59. 4’ü öğretmenlerin maaşlarında ve özlük haklarında iyileştirmeler yapılacağını açıklamasını, yüzde 18’i eğitim çalışanlarına yönelik sergilenen yandaş kayırmacı ve hukuksuz uygulamalardan dolayı özür dilemesini, yüzde 6. 2’si eski yönetici atama sistemine geri dönüleceğini açıklamasını, yüzde 4. 2’si özür grubu tayinlerinin yılda iki kez yapılacağını ve il/ilçe emrinin geri getirileceğini açıklamasını, yüzde 3’ü Şubat ayında ek öğretmen ataması yapılacağını açıklamasını, yüzde 2. 4’ü okullara daha fazla ödenek ayrılacağını açıklamasını, yüzde 1. 8’i öğretmenlere yönelik şiddete son verecek tedbirler alındığını açıklamasını, yüzde 0. 7’si öğrenim özrünün geri getirileceğini açıklamasını isterken; yüzde 4. 3’ü de bu soruya diğer cevabını vermiştir. Ankete katılanlara ‘Size göre Türkiye için en büyük tehdit nedir?’ sorusunu yönelttik. Buna göre yüzde 42. 8’i adam kayırmacılık ve kadrolaşma, yüzde 26. 2’si PKK terörü, yüzde 13. 6’sı işsizlik ve ekonomik sorunlar, yüzde 10’u yolsuzluk, yüzde 2. 7’si dünyada yalnızlaşma, yüzde 1. 6’sı komşularımızla ilişkilerde yaşanan sorunlar, yüzde 0. 5’i IŞİD terörü derken; yüzde 2. 6’sı diğer seçeneğini işaretlemiştir. Görüldüğü üzere MEB birçok konuda sınıfta kalmıştır. Özellikle yönetici atamalarında çok başarısız bir sınav verilmiştir. Öğretmenlerin adam kayırma, kadrolaşma ile ilgili yaşadığı endişelerin endişeden çıkıp gerçeğe dönüşmesi MEB camiasında şok etkisi yapmıştır. Türk Eğitim-Sen olarak bu konuda çok haklı olduğumuz ortaya çıkmıştır. Uzun süredir kadrolaşma tehlikesine dikkat çekiyorduk. Türkiye genelinde eylemler yaptık. Bugün ne yazık ki okulların yandaşlara emanet edilmesi, kul hakkı yenilerek makamların doldurulması ibretlik bir tablodur. Artık okulların büyük kısmı ehil insanlar tarafından değil, elinde ‘hamili kart yakınımdır’ olanlar, sırdaşlar, kapı kulları tarafından yönetilecektir. Milli eğitimin tek sorunu kadrolaşma da değildir. Türkiye’deki ekonomik şartlar artık öylesine ağırlaşmaktadır ki, ücretlere yapılan zamlar çok yetersiz kalmakta, Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri ise bunu sadece seyretmekle yetinmektedir. Öyle ki öğretmenler AB ülkelerinde mesleklerini yapmak isteyecek noktaya gelmişlerdir. Tefeciye borçlu bir öğretmen profili oluşmuştur” ifadelerini kullandı.
Öğretmenlerin öğretmenler gününü kutlayan Bostan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Öğretmenlerin okullarında yaşadığı sorunlar görmezden gelinmekte, öğretmenler can güvenliklerine yönelik derin kaygılar yaşamaktadır. Hele hele öğretmenlerin giderek itibarlarının azalması, öğretmenlerin pasifleştirilmesi, öğretmenlik mesleğinin un ufak edilmesi son derece tehlikelidir. Hal böyleyken Nabi Avcı, olumsuz uygulamalarının neticesi olarak öğretmenler nazarında başarısız bir Milli Eğitim Bakanı olarak addedilmektedir. Bakanlığın bu anket sonuçlarından bir ders çıkarması zorunluluktur. Biz eğitimciler; herkesi kucaklayan, öğretmenlerin, eğitim çalışanlarının dertleriyle dertlenen, onların sıkıntılarına çözüm bulan, hakkaniyete, adalete uygun bir yapıyı tesis eden, hukuka saygılı bir Bakanlık anlayışına hasretiz. Bu vesileyle tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutluyor, Atatürk’ü minnet ve rahmetle anıyoruz.”