Çarşamba M.Ö. 4000 yılından bu yana kullanılan bir yerleşim merkezidir.
 
Hititlerin (M.Ö.1650-1200) hâkimiyetinden sonra, M.Ö.7.yy’da Miletoslu denizcilerin İris adını verdikleri Yeşilırmak kıyısında şimdiki Ordu köyü civarında Miskire adında koloni kurdukları bilinmektedir.

İLÇENİN KÜLTÜR TABİAT VARLIKLARI
 
Çarsamba'da; ilk Tunç çağı yerleşmeleri olan üç adet höyük, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı döneminden kalma bir çogu ahşap 15 cami, ilçe merkezinde halen kullanılan 1 bedesten, 1 kale, 1 hamam, 1 Atatürk anıtı, ilçede kaynağı pek açıklık kazanmayan fakat insanların günden güne kutsallaştırdığı 18 tekke ve ziyaret yeri, 3 adet yeraltında eski kent kalıntıları, 3 adet şehit mezarlığı, 7' si koruma altına alınmış bir çok anıt ağaç, 2 kuyu tası, 35 ahşap ev, bir çok mağara, şelale, mesire yerleri, kumsallar ve av sahaları bulunmaktadır.

Çarşambamızda mevcut olan kültür ve tabiat varlıklarının bazıları asağıda sıralanmıştır:
 
HÖYÜKLER
 
a. TEPECİK: Beyyenice ( İlk Tunç çağı yerleşmesi vardır.)
b. KİLİSE TEPE: Beyyenice ( İlk Tunç çağı yerleşmesi vardır.)
c. TÜNBÜ TEPE: Eğnel köyü, derelik mahallesi ( İlk Tunç çağı yerleşmesi vardır.)
 


CAMİLER
 
a. Göğceli camii- Çay mahallesi göğceli mezarlığı.
b. Değirmenbaşı camii- Kirazlık çaymahallesi değirmenbaşı caddesi.
c. Rıdvan Bey camii- Orta mahalle.
d. Yeni (Keten ) camii-Orta mahalle.
e. Abdullah Paşa camii-Sarıcalı mahallesi.
f. Karagöz(Ahşap) camii-A.Donurlu.
g. Zeyfelli (Mezarlık-Ahşap) camii-Kaydan.
h. Tugutlu (Çivisiz- Ahşap) camii-Turgutlu.
i. Şeyh Habil (Çivisiz-Ahşap)  camii-Yaycılar.
 
TÜRBELER (Tekkeler)
 
a. Yeşil Tekke- Dikbıyık A.Güzpınar mahallesi.
b. Çıban Tekkesi- Dikbıyık A.Güzpınar mahallesi.
c. Semail Tekkesi- Ahubaba.
d.Yeşil Tekke -Beyyenice.
e.Ülfi Tekkesi-Karaağaç.
f. Sarlık Tekkesi-Sefalı.
g.Yel Tekkesi-Yenikaracali(ağrı ve sizi, yel girmesi hastalığına şifa bulmak amacı ile ziyaret edildiği söylenmektedir.
h.Gazi Hasan Bey Türbesi- Ordubaşı köyü(İki kardeşi ile birlikte Orta Asya' dan savaşa geldiği, burada şehit düstüğü ve savaşta kullandığı kılıcın türbesinde bulunduğu söylenmektedir.)
 
DOĞAL ALANLAR
 
a. Eski kent-Kilise kalıntıları-Gülören köyü(5 dönüm alana yayılmış kalıntıların Bizans dönemine ait olduğu söylenmektedir).
b. Sivritepe' de tarihi yer altı çarşısı –Karakaya.
c. Göller mevkii toprak altında eski kent kalıntıları- Kürtün
d. Ordu kalesi –Ordu
 
SU DEĞİRMENLERİ
 
a. Su Değirmeni- Konukluk.
b. Su Değirmeni- Porsuk.
c.Su Değirmeni-Kirazlıkçay mahallesi.
 
DİĞER SİVİL YAPILAR
 
a. Büyük bedestan-Orta mah.
b.Eski hamam.
 
ANIT AĞAÇLAR (Anıtlar kurulu tarafından tescillenip, koruma altına alınan ağaçlar.)
 
a. Çınar Ağacı- Çay mahallesi canlı sokak.
b. Çınar Agacı- Çay mahallesi göğceli mezarlığı.
c. Çınar Ağacı- Kirazlıkçay mahallesi değirmenbaşı caddesi (Değirmenbaşındaki meşhur değirmenin su oluklari üzerindeki bu çınarın altında Arap Dede' nin mezarı bulunduğuna inanılmaktadır .)
d. Çınar Ağacı- Kızılot.
e. 3 adet dişbudak ağacı- Kızılot.
 
MAĞARALAR
 
a. Mağara- Kestane pınar.
b. Mağara- Ulupınar.
 


GÖĞCELİ CAMİİ (ÇİVİSİZ CAMİ)
 
Çarsamba, Çay mahallesi, Göğceli Mezarlığı içinde yer alan camii Anadolu ahşap mimarisinin en güzel örneklerinden birisidir.1206 yılında  yapılan camiinin giriş revakları 1335 yılında onarım geçirmistir.Yapının kim tarafindan yaptırıldığı bilinmemektedir. Tek katlı yapının üst üste yığma tekniğiyle yapılmış duvarlarını  tek parça kalaslar oluşturur. Duvarlarda, direklerde, direk başlarında, kirişlerde, merteklerde, mahya ışığı gibi yapının birçok yerinde karaağaç, diş budak, kestane gibi ağaçlar kullanılmıştır. Duvarlarda tek parça olarak kullanılan kalaslar, yaklaşık 15-18 cm. kalınlığında, 50-70 cm. eninde ve yaklaşık  12.60 ve 20 metre uzunluğundadır. Ahşap yapı taşınabilir özelliğe  sahiptir. Alttaki derinlik yapının hava almasını, nemi ve çürümeyi önlemek için açılmıştır yapıda dövme demir çivi, yalnız direk başlarının kirişlere bağlantısında ve harim kısmında revak bölümlerine doğru uzanan merteklere yapılan eklerde kullanılmıştır. Kuzey kısmı hafif dönel olan çatı; üç omuzlu bir çatıdır çatının taşıyıcıları ahsap duvarlar ve dikmelerdir. Harim kısmında çatı direklerle (6 direk desteklenmiştir.)
 
Yapı, dıştan 17.75/17.50m.x21.15/22.20m. ölçülerinde olup, kapalı alanı 254 metre kare  açık alanı 140 metre kare, toplam 394 metre karedir. Caminin etrafındaki mezarlık garipler mezarlığı olarak bilinmektedir. Camii, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu' nun 16.05 1986 tarih ve 2289 sayılı kararıyla, korunması gerekli Taşınmaz Kültür varlığı olarak tescil edilmiştir.

TARİHİ HİKAYESİ
 
M.Ö. 8.yy’da yörede Amazonların yaşadığı rivayet edilmektedir. Ancak bunların İskit kadınları olma ihtimali daha yüksektir. Daha sonra Amasya merkezli Pontus Krallığı (M.Ö.302-71) hâkimiyeti yaşayan yöre, Roma İmparatorluğu (M.Ö.71 M.S. 395) ve Bizans (395-1086) gibi devletlerin hâkimiyetinde kalmıştır. Ayvacık çevresinde yerleşik İtilbaşı ve Tuna oymağını oluşturan Türklerin 750-925 yılları arasında Kafkasya ve Tuna üzerinden buraya gelmeleri muhtemeldir.  1071 Malazgirt zaferinin ardından Danişmentliler zamanında, 1158 yılında Yağıbasan’ın, Yeşilırmak ve Kızılırmak ağızları arasındaki alanı ele geçirmesine karşın, Bizanslılar yeniden yöreye hakim oldular. Yöre daha sonra Anadolu Selçukluları Moğol İlhanlı Devleti, Trabzon Rum Devleti ve Taceddinoğulları Beyliği yönetiminde kalmıştır. Taceddinoğulları Canik-i Göl, yani Terme ve Arım (Bugünkü Çarşamba ve Ayvacık ile Salıpazarı, Tekkeköy ve Asarcık’ın bir kısmı,)ın yanında Niksar çevresini yönetmekteydi.
 
Osmanlı Devleti yöreyi ilk kez Yıldırım Bayezıd (1389-1402) zamanında ele geçirmişti. Ankara savaşında Timur’un Yıldırım Bayezid’i yenmesinden sonra Taceddinoğulları yörede yeniden hakim oldular. Fetret Devrinde(1402-1413) Amasya’yı merkez edinen Çelebi Mehmet Osmanlı Ülkesini yeniden birleştirmeye çalışırken, beylikler arasındaki iktidar mücadelesi devam ediyordu. Çarşamba yöresini ellerinde bulunduran Tâceddinoglu Alpaslanoğlu Gazi Hasan Bey ve kardeşi Mehmet Yavuz Bey’dir. Mehmet Yavuz Osmanlının Çarşamba Beyi iken 1422’den sonraki bir tarihte burada öldü. 1422 tarihli vakfı mevcuttur. Hasan Bey 1423-1425 yıllarında Osmanlının Canik Sancak Beyi olarak Taceddinoğulları’nın son temsilcisidir.
 
Taceddinoğulları Trabzon Rum devleti ile savaşmış, yörenin Türkleşmesi ve İslamlaşmasında en önemli güç olmuşlardır. Taceddinoğulları Karadeniz sahilindeki en büyük beyliklerden biridir. O sıralarda bazılarının imparatorluk diye adlandırdığı Trabzon Rum Devletinin 4000 askeri varken Taceddinoğulları’nın 12000 askeri vardı. Taceddinoğulları zaman zaman Trabzon Rum Devleti ile zaman zamanda doğu komşusu Hacıemiroğulları Beyliği ile mücadele etmişlerdir.
 
Taceddinoğulları daha sonra Osmanlı hâkimiyetini tanıdılar. Osmanlıların bir müddet Canik (Samsun) Sancak beyliğini yaptılar. Tacettinoğulları’nın yönetim merkezi Niksar’dan sonra Ordu Köyü daha sonrada Eskiyurt denilen bugünkü Sarıcalı Mahallesi olmuştur. Daha sonra Canik Sancak Beyleri merkezden atanmaya başlayınca Taceddin oğulları’nın yöredeki etkinliği azalmıştır.
 
Yöre Osmanlı döneminde başlangıçtan itibaren Amasya-Tokat-Sivas merkezi etrafında kurulan Rum Beylerbeyliği (eyaleti) içinde yer almıştır. 19.yüzyılın ikinci yarısındaki düzenleme ile Trabzon Vilayeti’ne bağlanıncaya kadar Rum, daha sonraki adıyla Sivas vilayetine bağlı kalmıştır. 
 


ÇARŞAMBA BÖLGESİ ESKİDEN GÖLDÜ!
Bugünkü Çarşamba ile Terme çevresi yakın zamanda onlardan ayrılarak kaza olan Salıpazarı, Ayvacık, Tekkeköy ve Asarcık 15.yy’da Canik-i Göl ya da Gölcanik olarak bilinmekteydi. Tarihçi Bıjışkyan Çarşamba’nın bulunduğu yerin göl olduğu ve daha sonra nehrin yatak değiştirerek denize ulaştığı bilgisini vermektedir. 16. asırda bu yöre Arım ve Terme kazaları olarak bilinmektedir. 1300 yıllarda kurulduğu rivayet edilen Çarşamba pazarı 1455 tarihli tahrir defterlerinde mevcuttur. Çarşamba ( ilk zamanlar söylenişi Ceharşenbe: Farsca haftanın 4.günü) günleri kurulan pazar daha sonra etrafında oluşan kasabanın ve kazanın (ilçenin) adı olacaktır. Çarşamba pazarı etrafında Hasbahçe, Kücelü, Kuştoğanlı, Sarıcalı ve Sungurlu köyleri mevcuttu. Buralar daha sonra mahalle olmuşlardır. Bugünkü Çarşamba, Ayvacık, Salıpazarı, Asarcık ve Tekkeköy ilçelerini kapsayan alan 15. ve 16. yy’da Osmanlı Devleti’nin Canik sancağına bağlı Arım kazasını oluşturuyordu. Çarşamba Arım kazasına bağlı bir kasabadır.
 
Arım (Çarşamba) yöresinin Osmanlı tarihindeki önemli rollerinden biri de tersane-i amirenin bazı ihtiyaçlarının buradan karşılanmasıdır. Kereste ihtiyacının karşılanması yanında en önemli fonksiyonu, kendir üretimidir.
 


KIRIM’IN ZAHİRE İHTİYACI ÇARŞAMBA’DAN SAĞLANMIŞTIR
 
Yöre; 1750’li yıllara kadar merkezden atanan sancak beyleri tarafından yönetilmiştir. Sonra yörede etkili olan ayanlar (Ayan: güçlü ve ileri gelen kişi) idareyi ele aldılar. Önce Canikli ailesinden Canikli Süleyman Paşa, Canikli Hacı Ali Paşa, Battal Hüseyin Paşa,  Hayrettin Paşa (mezarı Rahtıvan camii haziresindedir.) ve Tayyar Paşa yöreyi yönetmiştir. Tayyar Paşa Çarşamba’da Medrese, Kütüphane, okul yaptırmıştır. Şu an Sungurlu mahallesinde Tayyar Paşa Sokağı mevcuttur. Tayyar Paşa Sadaret Kaymakamlığına kadar yükselmiştir. Tayyar Paşa’dan sonra Canikli ailesinin etkinliği azalmış ve yerine Hazinedarzadeler etkili olmuştur. Kırımın zahire ihtiyacı çoğu zaman Çarşamba ovasından sağlanmıştır. 18.yy’ın ikinci yarısında Kırım’da savaşan askerlerin çoğu Çarşambalıdır.
 
HAZİNEDARZADE SÜLEYMANPAŞA ÇARŞAMBALI'DIR!
Yrd. Doç.Dr. Abdullah Bey Canik muhassıllığı için yapılan siyasi mücadeleler adlı makalesinde: Hazinedarzâde Süleyman Paşa’ya ait vakıf kayıtları incelendiğinde, ailenin çıkış yerinin ve menşeinin Çarşamba kazasındaki Kurd Ahmetli köyü olduğu anlaşılmaktadır. Çay Mahallesini şehrin merkezi yapan ve hükümet konağını buraya getiren Süleyman Paşa’dır.Hazinedarzade Süleyman Paşa’nın mezarı Rahtvan Camii haziresinde olduğu gibi, eşlerine, çocuklarına ve torunlarına ait mezarlar da buradadır. Kurt Ahmetli köyü Paşa mezarlığında da Süleyman Paşa’nın eşine ve yakınlarına ait mezarlar mevcuttur. Yine aynı köyde Osman Bey adlı mera mevcuttur. Osman Paşa Çarşamba doğumludur. (Mezarı Trabzon’dadır.)

ÇARŞAMBA'DA PAŞA İZLERİ
1834 tarihli ilk nüfus sayım defterine baktığımızda; Çarşamba Çay mahallesinde Çarşamba ayanı devletlü Osmanpaşazade Süleyman Bey taifesi diye başlayan bir bölüm mevcuttur. Süleyman Paşa ve küçük oğlu Abdullah Paşa (mezarı İstanbul Cihangir’dedir) Çarşamba'da cami yaptırmışlardır. Ayrıca Osman Paşa’nın Süleyman Paşa mescidinin doğu tarafındaki köşede bulunan konağı 1920’de yanmış ve konakta başlayan yangın hükümet konağına da sıçramış tapu, nüfus ve diğer kayıtların çoğu yanmıştır. Süleyman Paşa, Osman Paşa ve Abdullah Paşa Canik sancak yöneticiliği ve vezir rütbesiyle Trabzon eyalet valiliği yapmışlardır.  Bu dönemde Çarşamba ticarette çok gelişmiş, Canik Sancağı ve Trabzon Eyaleti Hazinedaroğulları tarafından çoğu zaman buradan yönetilmiştir.
 


RUMLAR ÇARŞAMBA’DA BEDESTAN YAPTI
1826’ da Orta mahallede Rumlar tarafından iki Bedestan (kapalı çarşı) yapılmıştır.Kırım Savaşı sonrası yöreye Çarlık Rusya’sından Çerkez ve Gürcü göçü başlamış ve göç 1864-1869 yıllarında yoğunlaşmıştır. Daha sonraki yıllarda da siyasi amaçlı olarak Çarlık Rusya’sından yöreye Rumların göçü başlamıştır.1870 tarihli Trabzon vilayet  salnamesinde  Çarşamba Kaza olup 119 köyü 9200 hanesi ve 32153 erkek nüfusu vardır. Bu nüfusu ile Çarşamba Trabzon vilayetine bağlı Canik sancağının en büyük kazasıdır. Terme Çarşambaya bağlı bir nahiyedir.
 
1870 Trabzon Vilayet Salnamesine  göre Çarşamba İlçesinde ilçe yönetimi üç meclis tarafından yürütülüyordu bunlar;  
1.       Meclis-i idare  (idare meclisi) olup başkanı Kaymakam
2.       Meclis-i deavi (davalar meclisi) başkanı Başkadı
3.       Meclis-i daire-i belediye (belediye idare meclisi) başkanı Belediye Reisidir.
Bu idari yapılanma cumhuriyet dönemine kadar sürmüştür 1892' deki Yönetsel bölümünde Canik sancağı, Trabzon vilayetine bağlıydı. Çarşamba ilçesi, Trabzon iline bağlı Canik (Samsun) sancağının ilçesi olarak kurulmuş, Samsun bağımsız il olunca Samsun iline bağlı ilçe olarak yönetilmiştir. Aynı yıllarda salgın sıtma hastalığı ölümlere neden olmuştur. 1895’de kuraklık nedeniyle Çarşamba’da büyük bir kıtlık yaşanmıştır.
Çarşamba belediyesi 1923 yılında kurulmuştur.
 
ATATÜRK’ÜN ÇARŞAMBA’YA GELİŞİ
1924 yılında temelini bizzat Atatürk’ün attığı Samsun Çarşamba demiryolu yapılmıştır. 1930 ‘da Atatürk Çarşamba Türkocağını ziyaretinde “ Çarşamba’da gördüğüm gençlik iftihara layıktır.” demiştir. 1930’da yapılan Yeşilırmak köprüsü Çarşamba Belediye amblemi olmuştur.