Bakan Soylu, Silivri'de düzenlenen mitingde, bu aziz millete yapılmayanın kalmadığını söyledi.

Ülkenin, idare edilememesi için bazen ekonomik krizlerle, bazen darbelerle, bazen siyasi kaoslarla terbiye edilmeye çalışıldığını belirten Soylu, şöyle konuştu:

"Türkiye burnunu yukarı doğru evrilttiğinde, tam ekonomik olarak zenginliğe, kuvvete, kalkınmaya adım atarken, önü kesiliyor. Bizi terbiye etmeye çalıştılar. Bazen sevdiklerimize seçtiklerimize hakaret ederek bizi terbiye etmeye çalıştılar. Silivrililer! Bizi terbiye etmeye çalıştılar, gecelik 7 bin 500 faizlerle bizi terbiye etmeye çalıştılar. Akşam yattık, Sabah kalktık, döviz operasyonlarıyla devalüasyonlarla bu ülkeyi, bu milleti zayıflatmak suretiyle bizi terbiye etmeye çalıştılar.

28 Şubat'tan sonra herkes için neredeyse bir not tutarak, milletin tüm bireylerine, etnik kökenine bakmadan, mezhebine bakmadan, inancına bakmadan deli gömleği giydirmeye çalıştılar. Krizlerden başımızı kaldırmayalım istediler. Bu cennet coğrafyayı ve büyük medeniyeti, hem geleceğe hem de etrafımızdaki dünyaya taşımayalım istediler."

İçişleri Bakanı Soylu, 15 Temmuz gecesi hiç kimsenin bu ülkede darbe olacağını düşünmediğini, "21. yüzyılda artık böyle şeyler olamaz." dendiğini ancak darbelerin sonucunda kurulan sistemin Türkiye'nin başına yeni bir darbe getirdiğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Hiç birimiz düşünmüyorduk. Aman Allah'ım, F16'larla Türkiye'ye ölüm yağdıracaklarını, birilerinin talimatlarıyla, bu ülkeyi istila etmeye çalışacaklarını, milleti yine o kara günlere sürükleyeceklerini hiç birimiz düşünmüyorduk. Gezi olaylarından bir gün önce de Gezi olaylarının olacağını düşünmüyorduk. Hiç yakıştıramıyorduk Türkiye'ye. Faiz yüzde 4'e düşmüştü. 10 yıllardır bunu bekliyorduk. Yatırım yapmak için, geleceğimizi kucaklama için yetmedi. Bu ülke 100 milyar dolarlık yatırımın önünü açmıştı."

 "Mevcut sistem kriz çözemiyor"

İçişleri Bakanı Soylu, iktidarın birçok yatırım gerçekleştirdiğini ancak bu sistemin önlerine sürekli kriz çıkardığını vurguladı.

Soylu, sistemin krizleri çözemediğinin altını çizerek, 7 Haziran seçimlerinden sonra hükümetin kurulamamasını hatırlattı.

Türkiye'nin, sadece teröristle değil, aynı zamanda terörizmle de mücadele ettiğinin altını çizen Soylu, teröristlere karşı, tüm güvenlik güçlerinin kahramanca mücadele verdiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:

"Ey Silivrililer! Her yerde evlatlarımız onları aslanlar gibi kovalıyorlar, onlar da fare gibi kaçıyorlar. Bakın 4-5 ay oldu. Cizre'nin sokaklarını görmenizi isterim. Hakkari'nin sokaklarını görmenizi isterim. Orada bizim evlatlarımızın neler yaptığını ne büyük hizmetler ortaya koyduğumuzu, çocuk parklarının nasıl yapıldığını, spor sahaların nasıl yapıldığını, kültür merkezlerinin nasıl milletin değerleriyle beraber bezendiğini, nasıl milletin ayaklarının çamurdan kurtulduğunu görmenizi isterim. Yıllardan beri milletin paralarını orada aldılar, çarçur ettiler, terör örgütüne gönderdiler. Yüksekova'ya gittiğimde bir anne kolumdan çekti. 'Sen devletin adamısın, güçlü Ak Parti'nin adamısın. Benim 13 yaşımdaki kızımı kucağımdan aldılar. Dağa götürdüler. Kokusunu özlüyorum. Kızım da benim kokumu özlüyor. Allah'ını seversen buna bir çare bul.' Ne yapmalıyız, ne etmeliyiz? Silivri'den söylüyorum, İçişleri Bakanı olarak, bir evladınız ve kardeşiniz olarak söylüyorum. Eğer, PKK bundan sonra annelerin 13 yaşındaki, 14 yaşındaki kızlarını dağa götürürse İçişleri Bakanlığı bana haram olsun, haram olsun. Biz onları hemşire yapmak zorundayız. Onları, onların idealleriyle birleştirmek zorundayız."

 "Bu coğrafyanın zayıf hükümetlere tahammülü yok"

Soylu, bu coğrafyada zayıf bir hükümete tahammüllerinin olmadığını dile getirerek, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Acaba yarın tek başıma iktidar olamazsam ne olacak?' diye kimse endişe etmeyecek. Kılıçdaroğlu, ne diyor? 'Hayır', diyor. Merak etmeyin bu Kılıçdaroğlu var ya peşine teneke bağlayacaklar arkasına yallah diyecekler. Derdi ne biliyor musunuz? Diyelim ki 2019'da seçim var. Cumhurbaşkanlığı seçimi. Şimdi genel başkanlık yapıyor, milletvekilliği. Diyelim 2019'da aday oldu cumhurbaşkanlığına. O gün kime karşı aday olacak. Tahtı tam tutmuyor ama, Recep Tayyip Erdoğan bir tarafta, Kılıçdaroğlu bir tarafta. Aday oldu. Şimdiki sistemde milletvekilliği devam ediyor. Genel başkanlığı da devam. Sırça köşkler de devam. Ekmek elden, su gölden o da devam. Laf üretmek zaten kendi işi o da devam. Yeni sistemde milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimi aynı gün olacağı için, mebusluk gidecek, genel başkanlık gidecek. Sırça köşkler gidecek. Hepsi gidecek. Derdi bu koltuğu muhafaza etmek.Ey Kılıçdaroğlu, sağa da yatsan sola da yatsan bilesin ki bu millet seni 16 Nisan akşamı gönderecek, gönderecek."

Kaynak:Milliyet