HAZİNE ve Dış Ticaret Eski Müsteşarı Dr. Tevfik Altınok, 2014 - 2016 yılları arasını 'kayıp yıllar' olarak nitelendirerek, Türkiye'nin 2023 hedefleri konusunda şansını yitirdiğini söyledi.
İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölümü ile İEÜ Finans Kulüp işbirliğinde gerçekleştirilen 'Güncel Gelişmeler Işığında Ekonomik Beklenti ve Değerlendirmeler' paneli, Hazine ve Dış Ticaret Eski Müsteşarı Dr. Tevfik Altınok, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Eski Başkanı Gazi Erçel ve Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak'ın katılımıyla yapıldı.
Türkiye'de siyasi istikrar sağlanamadığı sürece ekonomik istikrarın da sağlanamayacağını belirten Tevfik Altınok, "Türkiye'nin geleceği için çözüm arıyorsak siyasi partilerin kendi aralarındaki kavgayı bir an önce sonlandırması gerekiyor. Terörün önlenmesi yolunda adım atılması ve bir araya gelinip fikir birliğine varılması şart" dedi. 2014 - 2016 yıllarını 'kayıp yıllar' olarak değerlendiren Altınok, şunları söyledi:
"Bunun tek bir sebebi var; o da seçim. Seçim olan yerde kavga, anlaşmazlık oluyor. 'Bundan sonraki 5 sene bunları yapmayacağız' diyoruz ama yerel yönetimler, cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerin her biri ayrı yıllara denk geldiğinde yine bir huzursuzluk sebebi oluşacak."
Türkiye'nin büyümesinde ve kalkınmasında ekonomik açıdan birinci şartın üretim olduğunu vurgulayan Altınok, Türkiye'nin son zamanlarda üretim yönünü kaybettiğini söyledi. Altınok, "Üretimin şekli Türkiye'nin mevcut kırılganlıkları dikkate alınarak yapılmalı. Bugün her ülkeye nasip olmayan bir iş gücü yapısına sahibiz. Genç nüfusa sahip sayılı ülkelerden biriyiz. Biz eğer 30-40 yıllık süreçte bunu iyi kullanamazsak, ondan sonra bu şansımızı da kaybedeceğiz. Üretmemiz şart olduğu gibi teşvikler de büyük önem taşıyor" diye konuştu.
Uzun vadeli düşünen yeni bir ekonomik programa Türkiye'nin ihtiyacı olduğunu, yeni hükümete büyük görevler düştüğünü belirten Altınok, "2023 hedeflerinin gerçekleşmeyeceği bugün hemen hemen kesinleşti. Tablolara bakıldığında Türkiye 2023'te ilk 10 ülke arasında olamayacak. İlk 10'da olup olmamak çok da önemli değil çünkü Türkiye'nin asıl sorunu kalkınma. Sadece rakamsal büyüme değil, mantığın, kültürün gelişmesi ve her türlü adımın atılması lazım ki biz kalkınabilelim. Ülke olarak ileriye gitmemiz zamana bağlı. Bu da planlı ve programlı yapılırsa mümkün" dedi.
'SANAYİLEŞMİŞ ÜLKELERDE BÜYÜME YAVAŞLAYACAK'
Merkez Bankası Eski Başkanı Gazi Erçel de 2025'te sanayileşmiş ülkelerde yüzde 1-2 oranlarında yavaşlamış bir büyüme görüleceğini, faiz oranlarının negatifte kalacağını kaydetti. Erçel, "Yıllık enflasyon yüzde 2'den düşük olacak. Niye faiz oranları bu kadar küçük? Çünkü tasarruflar fazla. Tasarruflar fazla çünkü Çin'den geliyor. Çin tasarruf etmeyi seviyor. Bu tasarruf geçmiş 20 yılda tüm dünyanın başına dert oldu. Biz ise tasarruf edemiyoruz. Bizim de başımıza tersten bela geliyor" diye konuştu.
Büyüme stratejilerinin değiştirilmesi gerektiğini ifade eden Erçel, ekonomi için Türkiye'de hiçbir önlem alınmadığını anlattı. Türkiye'nin inşaat sektörüne, ihracata sırtını dayadığını belirten Erçel, "Eskiden ihracat yapalım büyüyelim denilen olayda, ürettiğiniz ürünü satmanız lazım. Aksi halde mal stokta kalır. Ama büyüme yavaşlamış, gelirler düşmüş. Kime satacaksınız? O zaman yapılacak şey iç talebe dayalı büyüme gerçekleştirmek. Ama iç talebe dayalı büyüme gerçekleştirmek bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için bir sanat" dedi.
Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak ise Türkiye'nin markalaştırabileceği değerleri olduğunu ama bunun için yeterli çabanın harcanmadığını belirtti.

FOTOĞRAFLI