Futbol dünyasının Asker Bülent’i olarak tanınan Bülent Uygun’un kızı Almina Tude Uygun, yıllarca mücadele ettiği diyabet hastalığından ameliyatla kurtuldu. Ameliyat sayesinde 25 kilo veren genç kız, “İnsülin, hap hepsini bıraktım. Yeniden doğmuş gibiyim. İstediğim her şeyi giyebiliyorum. Mutlaka obezite ve şeker problemi olan herkes bu ameliyatı olmalı” dedi.
Henüz 12 yaşındayken böbrek ağrısı ve aşırı susama şikâyetiyle doktora başvuran Almina’ya (19) ‘tip 2 diyabet’ hastalığı tanısı kondu. Yaklaşık 6 yıl bu hastalıkla yaşayan Almina, zaman zaman bir hafta içinde 2 kez şeker komasına girdi. Bir yandan diyabetle uğraşırken diğer yandan da açlık hissini yaşamadığı için aşırı kilo aldı. Yıllarca Fenerbahçe’de top koşturan gol kralı ünlü futbolcu Bülent Uygun işi nedeniyle kızından ayrı kaldığı dönemlerde onun için çok endişeleniyordu. Almina yine bir şeker komasına girip hastaneye kaldırıldığı gün, babası kızına ‘seni bu halde görmeye dayanamıyorum’ deyince, bu işi ameliyatla çözmeye karar verdiler.
“YENİDEN DOĞMAK GİBİ BİRŞEY BU”
Yaptıkları araştırma sonrasında, İzmir’de Doç. Dr. Haluk Ünalp’a başvuran ve “sadi-s” ameliyatı olan Almina’nın ameliyattan önce 500 civarında olan şekeri, ameliyatın üçüncü günü normale döndü, takiplerde de bir daha yükselmediği görüldü. Ameliyattan önce 90 kilo olan Almina, 25 kilo vererek 65 kiloya düştü. Ameliyattan sonra yeniden doğduğunu belirten Almina Uygun, duygularını şöyle ifade etti: “Sürekli hastanelerde geçen düşmeyen bir şeker, aşırı kilo. Hiçbir genç kızın yaşamak istemeyeceği bir durum tabiî ki. İstediğini alamıyorsun, giyemiyorsun, insanların tepkileri, bakışları. Şimdi bunların hiçbiri kalmadı. Hastaneye uğramıyorum. Benim için karar vermek zor olmadı. Sürekli gelen şeker komaları sonunda olmak zorundaydım. Ama çok mutluyum. Çünkü hayatım çok değişti, çok rahatım. Kilo verdim şekerim yok, insülin, hap kullanmıyorum. Benim açımdan çok rahat bir dönem yeniden doğmak gibi bir şey. Artık tüy gibiyim.”
“ARTIK ‘ŞUNU YESEM ŞEKERİM ÇIKAR MI’ DEMİYORSUN”
Ameliyatla birlikte 25 kilo verdiğini ve özgüveninin arttığını ifade eden Almina Uygun, sözlerine şöyle devam etti: “Özgüveniniz artıyor. Çünkü sürekli şuramı, buramı saklayayım, sürekli çekingen tavırlar artık yok, istediğimi giyebilirim. Bu da yakıştı, bu da yakıştı. Gidip büyük reyonlarına bakmak yerine gidip 36-38 beden kıyafete bakıyorum ki ben 42-44 beden giyiyordum. 95 kilodan 65 kiloya düştüm. E tabi bunun verdiği bir özgüven doğal olarak oluyor. Onun dışında tabi gardırobunuzu baştan yeniliyorsunuz. İçimden ufak bir Almina daha çıktı. Ama çok rahatım, sağlıklıyım, daha dinç uyanıyorum. Her gün biraz daha kendime güveniyorum. Dedim ki tamam yeniden başladı hayat. Şimdi her şey sıfırdan daha rahatım daha özgürüm. Hareket etmem yatıp kalkmam, yemem içmem her konuda daha rahatım. Şimdi şunu yesem şekerim artar mı diye düşünmüyorsun. Ben günde 5 defa insülin alıyordum. Onun dışında iki defa ilaç kullanıyordum ona rağmen düşmüyordu. Şimdi öyle bir derdim yok sabah ilaç içmiyorum, akşam iğne vurdurmuyorum. İstediğim her şeyi giyebiliyorum. Onun için çok mutluyum ve hiç pişman olunacak bir şey değil. Mutlaka obezite ve şeker problemi olan herkes olmalı.”
TEK AMELİYATLA OBEZİTE VE DİYABETE ÇÖZÜM
Almina’nın midesi, Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Haluk Ünalp tarafından “sadi-s” denen bir operasyonla küçültüldü ardından onikiparmak bağırsağı kapatılarak, mide çıkışı ile ince bağırsağın daha ileri kısmı birleştirildi. “Sadi-s” operasyonunun tip 2 diyabet hastaları için en ideal yöntemlerden biri olduğunu vurgulayan Ünalp, şu bilgileri verdi: “Bu yöntem obezite ve diyabeti ortadan kaldıran, kapalı teknikle uygulanabildiği için son derece konforlu ve riski düşük bir operasyondur. Ancak, hastanın biraz kilolu olmasını istiyoruz. Çünkü bu ameliyattan sonra muhtemelen 20-25 kilo veriyor. Hastanın vücut kitle indeksi diye matematiksel birimle uygun olup olmadığını anlıyoruz. Bir taşla iki kuş vurmak gibi bu olay. Hem diyabetten hem de obeziteden kurtulmasını sağlayan bir ameliyat. Elbette her ameliyat kadar riski var. Ancak, iyi bir hazırlık yapıldığı zaman hekim ve ekibi deneyimli olduğu zaman ve iyi bir hastanede yapıldığı zaman risk en aza indirgeniyor. Zaten obezite ve tip 2 diyabet bir arada bir insana verilebilecek en büyük iki kötü risk. Açıkçası ameliyatın riski hastalığın kendisinden çok düşüktür.”