Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınıp savcılık sorgusunun adından adli kontrol kararıyla serbest bırakılan Danıştay Tetkik Hakimi Ebubekir Başel, yargı içindeki örgütlenmeye ilişkin önemli itiraflarda bulundu. Tetkik Hakim Başel şunları söyledi: “2001’de Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandım. Ailemin maddi durumu kötü olduğu için Etimesgut’ta Yunus Emre isimli pansiyonda kalmaya başladım. Bu pansiyon Fethullah Gülen cemaatine yakın kişilerin kurduğu ve devam ettiği bir pansiyondur. Birinci sınıfın sonunda ışık evlerine geçtim. Bu ev Sincan’da Lale durağına yakın bir yerdeydi. Apartman dairesinde yaklaşık 6-7 kişi kalıyorduk. Ev imamı diye nitelendirdiğimiz kişiler bizden iaşe bedeli diye para alıyorlardı. İmam diye söylediğimiz ve abi diye hitap ettiğimiz kişi bizimle aynı evde kalıyordu. Bu abi bizi sabah namazına kaldırmaktan tutun evin tüm idaresini yapıyordu. Bu evde kimlerin kalacağına bölge imamları karar veriyordu. Sincan’daki bu imamın ismini M.K. olarak biliyorum. Kendisi Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde okuyordu. Bu yurtlarda ve evlerde kalan son sınıf öğrencileriyle mülakat yapılırdı. Hukuk Fakültesini 2005’te bitirdim. Bu mülakatı yapan şahıs, öğrenciyle konuşur ve bu konuşma sonucu hizmet içinde görevine devam edip etmeyeceği, yurt dışına hicret edip etmeyeceği ya da kamuda çalışıp çalışmayacağı konusunda karar verilirdi. Hizmet içinde görev yapmak isteyenlere bölge imamı veya başka görevler verilirdi. Bu kişilerin hizmetten öğretmen maaşı aldığını bilirim. Ancak maaşı kimin verdiğini bilmiyorum. Ben de hakimlik stajını kazandıktan sonra ilk maaşımı bu amaçla abi olarak bildiğim İ.A’ya verdim. İ.A, halen idari yargı hakimidir ve dönem arkadaşım olduğu gibi dönem abisidir. İ.A, bana ilk maaşın Fethullah Gülen’e verileceğini ve onun belirleyeceği yere sarf edileceğini söyledi.”

GÖREVİMİZ; YOK ETMEKTİ 
Başel yargıdaki yapılanma hakkında ise şu itiraflarda bulundu: “Yargı teşkilatındaki yapılanma, kıdeme, sicil numarasına göre, T1, T2, T3 ve T4 şeklinde düzenleniyordu. Yargı teşkilatında bir taşra bir de devre yapılanması vardır. Devre yapılanmasında yazın bir haftalık kamp yapılmaktadır. Sene içindeki düzenli görüşmeler de taşra yapılanması içinde yapılmaktadır. Bu ‘T’ ibaresi taşra ifadesinden kaynaklanmaktadır. Cemaatten olmayan, cemaate sempati besleyen insanlar bize zimmetleniyordu. Zimmet alan kişi, ilgili kişiyi değişik zamanlarda ziyaret ediyor, ilişkisini sıkı tutmaya çalışıyordu. Hizmette olmayan bir kişiyi hizmete dahil etme durumumuz yoktu. Kesinlikle yasaktır. Bu yüzden bu kişilerle sadece ziyaretler ve yakın ilişki içinde oluyorduk. Zimmete aldığımız kişilerin HSYK ve Adalet Bakanlığındaki taleplerini yerine getirmek amacıyla çalışıyorduk ve ilgililere iletiyorduk. Hizmet hareketi olarak bizim konumuz, bürokraside yeni bir durum oluşturmak ve bunu engellemeye çalışan kişileri bertaraf etmektir. Bu harekete uygun olmayan kişilerin görevden alınması ve tekrar yeniden yargı yoluyla görevine dönmesi engelleniyordu. Ankara İdare Mahkemesine atanacak isimler, İ.A. tarafından belirlenirdi. Bağlı bulunduğum “T4” grubunun sorumlusu S.R, gruptakilerin maaşlarının yüzde 10’unu Gülen yapılanmasına aktarmak için toplardı. Hizmet hareketinin yargı içinde bir evlilik birimi vardır. Bekar erkek hakim adayları veya hakimlere bazı kadın hakimlerin CV’sini getiriyorlardı. Burada kadının resmi de bulunuyordu. Eğer erkek beğenirse bu kadın hakimle tanıştırmak için bir araya getiriyorlardı. Resmini gördükleri kadın mutlak suretle hizmet hareketinin içinde olan kişilerden oluşmaktadır.  Ben Şubat 2016’ya kadar Gülen’i din âlimi olarak görüyordum. Şubat 2016’dan sonra bu gruptan ayrıldım. 15 Temmuz 2016’dan itibaren kendisini vatan haini terörist olarak kabul etmekteyim. 17-25 Aralık olarak bilinen operasyonlarda görev yapan hakim ve savcıların yasa dışı işler yaptığını eski düşüncelerim nedeniyle kabullenemedim. Şu an bu iki olayı yapan kişilerin hükümete karşı eylem yapmak isteyen hizmet harekatının mensupları olduğuna inanmaktayım. İfademde Fethullah Gülen hizmet hareketinde olan yargı mensupları ve diğer kişilerin ismini verdim. Buradaki amacım hem örgütün yapılanmasını ortaya dökmek hem de bu arkadaşlara iyilik yapmak istememden kaynaklanmaktadır. Adli kontrol hükümleriyle serbest bırakılmayı istiyorum. Bundan sonraki aşamalarda da adalete yardım etmek istiyorum”