Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ)  hakimiyet kurduğu üniversitelerin yaz okullarında, örgüt üyesi öğretim üyelerine  ait derslerin açılması sağlanarak, havuzda toplanan paranın bu akademisyenler  arasında paylaştırıldığı belirlendi.   Polis Akademisi öğretim üyeleri Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı ile Yrd.  Doç. Dr. Deniz Turan tarafından hazırlanan "FETÖ ve PKK Bağlamında Terör Amaçlı  Kullanılan Kamusal Mal ve Hizmetler" raporunda, terör örgütlerinin eğitim  alanında ne gibi faaliyetler yürüttüğüne yönelik çarpıcı tespitler paylaşıldı. FETÖ'nün, yurt ve evleri, örgüte taban kazandırmada çok önemli bir  araç olarak kullandığı belirtilen raporda, "17-25 Aralık darbe girişimlerinden  itibaren aileler çocuklarını bu mekanlardan uzaklaştırmak istemişlerdir.  Ancak, devlete ait kredi yurt binalarının eksik sunumu, özellikle küçük  illerde öğrencilerin cemaat adı altındaki örgüt evlerinde kalmalarına yol  açmıştır" ifadelerine yer verildi.

Özellikle sol örgütler ile dini motifli terör örgütleri  mensuplarının lise ve yükseköğretimde eğitim gördüğü vurgulanan raporda, şunlar  kaydedildi: "Üniversitelerde terör örgütleri militan ve yandaş kazanmak  amacıyla yoğun faaliyetlerde bulunmakta, 'sivil inisiyatif, dernek, oluşum,  cephe ve kolektif' gibi isimler altında, gençeri birbirine düşürmeye çalışmaktadır. Basın açıklaması ve basit eylemlerde başlangçta masum  pankartlar taşıtılan öğrenciler  zaman geçtikçe  aynı gruptaki kıdemli  üyeler tarafından devlet ve hükümet karşıtı slogan atmaları yönünde teşvik edilmektedirler.

  ÜNİVERSİTELER TERÖR ÖRGÜTLERİNE GÖZ YUMUYOR 

Bazı üniversite yönetimlerinin özellikle terör örgütü PKK'nın  faaliyetlerine göz yummaktadır. PKK özellikle Ege, Mimar Sinan  Güzel Sanatlar Universitesi, İstanbul Üniversitesi, Ankara Üniversitesi,  Hacettepe Üniversitesi, Dicle Üniversitesi, ODTÜ gibi üniversitelerde terör örgütü profagandası, YPG/PKK'lı teröritsler için taziyeler yapmaktadır."

 YÜKSEK ÖĞRETİM FAALİYETLERİNİN AKSAMA İHTİMALİ YÜKSEK 

Raporda, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bölücü terör örgütü PKK'ya  yönelik operasyonlar sonucunda belli ilçelerde öğretmen ve öğrencilerin bölgeyi  terk etmek zorunda kaldığı anımsatılarak, "Operasyonlardan sonra üniversitelerde  öğretim üyeleri  araştırma görevileri  ve öğretim görevililerinin bir  kısmının güvenlik nedeniyle bölgeye dönmeme ihtimali bulunmaktadır. Asker,  polis ve doktorlardan farklı olarak üniversite personelinin rotasyona tabi  olmaması nedeniyle, bölgede yükseköğretim faaliyetlerinin aksama ihtimali  yüksektir" ifadeleri kullanıldı. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki iller için üniversite ve yüksekokul  kadrolarına talep oluşmayacağı ihtimaline işaret edilen raporda, "Burada bulunan  üniversite ve yüksekokul kadrolarına batı illerinden talep gelmemesi durumunda  sadece bolgede yaşayan kişiler kadrolara atanacaktır. Bu durumun bölgede,  terör örgütü PKK'nın bölge üniversitelerinde güç kazanmasına yol açma  ihtimali yüksektir." değerlendirmesi paylaşıldı.

  FETÖ'CÜ ÖĞRETİM ÜYELERİNE YAZ OKULLARINDA KAZANÇ 

  Raporda, üniversitelerin "yaz okulları" uygulamasının terör  örgütlerince istismar edildiğine yönelik tespitlere de yer verildi.    Dersleri zayıf olan öğencilerin bunları yeniden almasına veya  öğrencilerin not ortalamasını yükseltmesine olanak sağlamak amacıyla uygulanan  yaz okullarının, Türkiye'de aynı zamanda terör örgütlerinin sempatizan  kazanmaları ve mevcut militanlarını elde tutmaları için kamusal bir imkan  verdiği vurgulandı.

 Yaz okullarının öğretim üyeleri için ek gelir, öğrenciler  için ise kolay ders geçme kapısı olarak görüldüğünü dikkat çekilen raporda şu tespitler paylaşıldı: "Özellikle yeni kurulan ve FETÖ'ye hizmet eden öğretim üyesi ve  yöneticilerinin sayıca çok olduğu üniversitelerde, ders ücreti kat  sayılarının yüksek tutulması için, öğrencilerin yaz okuluna gelmesinin  teşvik edildigi, dersin açılması  için gerekli asgari öğrenci sayısının yüksek  tutulmak suretiyle özellikle FETO''ye hizmet eden öğretim üyelerine ait  derslerin açılmasının sağlandığı ve böylece havuzda toplanan paranın daha az öğretim üyesi arasında paylaştırıldığı ve yüksek ücretler  elde edildikleri  görülmekter.

   Normal dönemde 14 haftada işlenen müfredat, 5-7 hafta arasında  işlenmeye çalışlmakta, normal dönemde bir dersten neredeyse sınıfın tamamına  yakınının kalmasına karşılık, yaz okulunda büyük kısmının dersten geçiği  görülmektedir. Bu uygulamalar, mesleğin değerine büyük zarar vermekte,  ailelerin gelirlerinin heba olmasına, terör örgütü yanlısı öğretim üyelerinin gelirlerinin artmasına, militanların kontrol altında tutulmasına ve  yeni militanlar kazanılmasına yol açmaktadır."

  AKADEMİK TEŞVİK ÖDENEĞİ

 Hayat Boyu Öğrenme Programı, Lise Değişim Programları ile yurt  dışına giden lise  öğrencilerinin ise buralarda örgüt  evlerine  yönlendirildiği, mali destek verilerek örgüte  bağımlı hale getirilmeye  çalışıldığı anlatılan raporda, "Üniversitelerde örneğin Erasmus programı  gibi uygulamalarla yurt dışına giden öğrencilerin derse devam mecburiyetine  uymadıkları bilinmektedir ve Avrupa'da terör örgütleri  ile daha rahat  iletişim kurmakta ve eğitim almaktadırlar." şeklindeki değerlendirme yer aldı.

Yükseköğretim kurumları kadrolarında bulunan öğretim elemanlarına  2016'dan itibaren devlet tarafından "akademik teşvik ödeneği verilmeye  başlandığı hatırlatılan raporda, şu tespitler yapıldı:  "Akademik teşvik ödeneği uygulamasının, üniversitelerde yayınları  artırma amacı olmasına karşılık, sömürülmeye müsait bir yapısı  bulunmaktadır. TÜBİTAK  kaynaklarının teşviklerle paralel örgüt  yanlılarına  aktarılması sonrasında, benzer bir uygulamanın tüm yayınlar için verilmiş  olması manidardır. Yönetmelik sonrasında ilçelerde bulunan yüksekokullarda  dahi, uluslararası konferans dşzenlenmeye başlanması, paralı ve anlaşmalı  dergilerin sayısında artış olması tesadüf değildir. Bu uygulama mevcut haliyle  bilimsel sahtekarlığa yol açmakta, kamu kaynaklarının israfı ve terör örgütü üyelerinin eline geçmesine yol açmaktadır."

Kaynak:Milliyet