VAN (İHA) – Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Dursun Odabaş Tıp Merkezi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nde görevli Yrd.Doç. Dr. Selvi Aşker, uyku apnesinin gece nefesin durmasına neden olduğunu ve hayati bir risk taşıdığını söyledi.
Yrd.Doç. Dr. Aşker, uyku apnesini tespit için horlayan kişilerin mutlaka hastaneye uğrayıp bazı tetkikler yapması gerektiğini belirtti. Uyku apnesi hastalığının hem tanı hem de tedavisini yaptıklarını ifade eden Yrd.Doç. Dr. Aşker, “Genel Cerrahi Bölümü’nde mide küçültme ameliyatları başladıktan sonra, bu hastalarımızın büyük yarar gördüğünü düşünüyoruz. Bu hastalarımız, bize uyku apnesi şikayetiyle gelen hastalarımız. Çoğu obez hastalardır. Uyku apnesi obeziteyi oluşturuyor. Obezite de uyku apnesini oluşturuyor. Bu yüzden ikisi beraber tedavi edilmesi gerekiyor. Uyku apnesi tedavisi zor bir tedavi. İlaç tedavisi yok, bu hastalar cihaz kullanmak zorunda. Fakat cihaz kullanmak istemeyen hastalarda obezite giderek derinleşiyor. Bazen küçük bir cerrahi girişim, obizitenin düzeltilmesi ve uyku apnesinin azalmasını sağlıyor” dedi.
Birçok etkenin uyku apnesi hastalığını tetiklediğini dile getiren Yrd. Doç. Dr. Aşker; şöyle konuştu: “Daha önce sadece obezitenin olduğu söyleniyordu, fakat bunun böyle olmadığı ailesel faktörlerin olduğu, cinsiyetinin, ırkının etkili olduğu görüldü. Birçok faktör var, birçok faktörü bir şekilde elemek gerekiyor. Bunlardan biri ve en önemlisi obez. Çünkü obez hastaların yüzde 90’ından fazlasında uyku apnesi var. Uyku apnesi olan hastaların yüzde 90’ında obezite hastalığı var. Uyku apnesi hastalar genellikle bize gece horlama, tanıklı apne ve gündüz aşırı uyku şikayetiyle gelenlerdir." Dr. Aşker; tanıklı apne hakkında şu bilgiyi verdi: "Hasta gece horlarken bir anda nefesinin durduğunu hasta yakınları söyler bize, buna tanıklı apne denir. Aslında hastanın nefesi 10 saniyeden fazla durmuştur. Bu geceleyin tekrarlanırsa her insanda horlama olabilir, geceleri nefes durmaları olabilir, belli bir sayısı var, belli oranlarda olabilir. Fakat bunun belli bir sayıyı geçmesi, bunda uyku apnesi sendromu adını alır. Bunu görmek için de hastayı biz bir gece polisomnografi ünitemizde yatırıyoruz. Polisomnografi, geceleyin uykuda birçok parametrenin kaydı anlamına geliyor. Kayıt yaptığımız parametreler, solunum hareketleri, hava akımı, yani hastanın nefesinin durup durmadığını gösteren bazı parametreler. Bunlara göre hastalara uyku apnesi tanısı konur. Ertesi gün de hastayı tedavi etmek amaçlı yatırırız. Bunun için de genelde bu hastalar ilaç tedavisi olmadığı için cihazlarla tedavi ediyoruz. Bu cihazlar, pozitif hava yolu basıncı sağlayan cihazlardır. Hasta apneye girdiği zaman, yani hava yolu kapandığı zaman veya hava yolundaki akım azaldığı zaman dışarıdan itici bir basınçla hava yolunu açıyoruz. Hastalarımızı hastanede yatırmamızdaki amaç, hastanın bu cihazda fayda gördüğü hava basıncını yakalamaktır. Bu cihazın belli basınçları var. Hangi basınç hastayı apneden kurtarıyor, nefes durmasını düzelttiğini ayarladıktan sonra hasta cihazını alır ve evinde kullanır. Bu cihazları her gece kullanır, kullanmadığı gece uyku apnesi devam etmektedir.”