Beyin felci geçiren hastaya müdahalede ilk 3 saat hayati önem taşıyor. Bu süre içerisinde yapılacak müdahale, hastanın hayatta kalıp kalmayacağını ve yatalak olup olmayacağını belirliyor.
Türkiye’de ölüm nedenleri arasında üçüncü sırada gösterilen ve halk arasında "inme" olarak bilinen felçli hastaların tedavisinde umut olacak modern tıp uygulamaları Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Kliniği’nde başarıyla uygulanıyor. Sağlık Bakanlığı bünyesinde Türkiye’deki ilk ve tek İnme Merkezi’ne sahip hastanede Nöroloji Klinik Şefi Dr. Fikri Ak’ın koordinasyonunda uzman personel tarafından uygulanan inme cerrahisi hastaları hayata döndürüyor.
Beyin damarı tıkanarak felç geçiren 3 çocuk babası Ali Aşıcı isimli hasta geçirdiği rahatsızlığı İHA’ya anlattı. Ankara’nın Haymana ilçesi Culuk köyünde yaşayan Aşıcı, inmeye uykuda yakalandığını belirterek, "Sol tarafım hiç tutmuyordu, aileme ses veremedim, dil peltekliği oldu, konuşamadım. Sol tarafımın felç olduğunu anlayamadım, çırpımdım ama kalkamadım" dedi.
Olayın ardından eşinin 112’yi aradığını anlatan Aşıcı, "Beni derhal Haymana Devlet Hastanesi’ne kaldırdılar. Hastanede çok güzel karşılandım. Bir dakika bile kaybetmeden Numune Hastanesi’yle temasa geçildi ve ambulansla sevk ettiler. Hastaneye gelir gelmez bizi havada karşıladılar. Çok hızlı bir şekilde tetkikler yapıldı ve operasyon başladı" şeklinde konuştu.
Talihsiz adam, ameliyattan hemen sonra felç geçiren vücudunun sol kısmını rahatlıkla hareket ettirebilecek duruma geldiğini belirtti. Seri bir şekilde gerçekleştirilen müdahale ile Aşıcı hastaneye ulaştıktan 2 saat sonra felç ortadan kaldırıldı.
"MUTLAKA İLK 3 SAATTE GELMESİ LAZIM"
Ameliyatı gerçekleştiren Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi İnme Ünitesi ve Yoğun Bakım Sorumlusu Doktor Erdem Gürkaş ise, inmeyi kalp krizinde olduğu gibi "beyin krizi" olarak görmek gerektiğini belirtti. Bu hastaların kalp krizindeki gibi kısa sürede müdahale edildiğinde kendilerini toparlayabildiğine dikkat çeken Gürkaş, "Yoğun bakımımız, anjiyo ve acil müdahale ekibimiz sürekli hazır halde. Hastayı karşılayıp gerekli tetkikleri yaptıktan sonra bu işleme uygun olduğunu düşündüğümüzde hastayı önce damardan damar açıcı tedavi, ardından anjiyografiye alarak beynindeki pıhtıyı alma şeklinde hastayı eski sağlığına kavuşturmak için elimizden geleni yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkiye’de beyin felci geçiren hastalara müdahale edilen nadir birimlerden olduklarını söyleyen Gürkaş, "İlk 3 saat çok önemli, çünkü o süre içerisinde bize hasta geldiğinde bir hazırlık zamanı gerekiyor. Hastanın mutlaka ilk 3 saatte buraya gelmesi lazım. O yüzden hasta ya da yakınları böyle bir şey fark ettiğinde hemen 112’yi aramaları lazım" dedi.
112 personelinin bu konuda bilinçlendirildiğini dile getiren Gürkaş, 112’nin çağrıyı aldıktan sonra hızlı bir şekilde irtibatı sağlanılarak, hastanın Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne ulaştırıldığını vurguladı. Hastanın 4-5 saat sonra getirilmesi durumunda yapılacak hiçbir şeyin olmadığına dikkat çeken Gürkaş, "Maalesef zaman çok kısıtlı. ’Zaman beyindir’ sloganımız vardır, hiç vakit kaybetmeden bize ulaşmalarını sağlamak gerekiyor" dedi.
"DİREKT 112’Yİ ARASINLAR"
Gürkaş, inmenin çok ani bir şekilde geliştiğini anlatarak, "Hasta ve yakınlarının bu olayı tanımaları gerekiyor. Yani bir konuşma bozukluğu veya tek taraflı güç kaybı olduğunda felç geçirdiğini zaten halkımız genel olarak biliyor. Ama bundan öncesinde halk genelde bir süre hastayı bekletiyor, kendileri müdahale etmeye çalışıyor. Bunu yapmasınlar, direkt 112’yi arasınlar" dedi.
Beyin felci geçiren bir hastanın nasıl bir operasyondan geçtiğini detaylarıyla anlatan Gürkaş, "Önce tetkikler yapılıyor, sonra uygun hastaysa önce damardan damar açıcı, daha sonra anjiyoya alıyoruz, kasıktan giriyoruz. Kasıktan girerek hastanın şah damarına kadar ulaşıyoruz. Şah damarından sonra da çeşitli katater dediğimiz malzemelerle hastanın beyin içerisindeki pıhtısına ulaşıp, bunu bazı özel malzemelerle çıkarmaya çalışıyoruz. Genellikle bu operasyon başarıyla sonuçlanıyor" diye konuştu.
GEÇEN YIL 37 BİN KİŞİ İNMEDEN HAYATINI KAYBETTİ
TÜİK verilerine göre 2014 yılında Türkiye’de 375 binden fazla kişi çeşitli hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetti. İnme ölüm nedenleri arasında kalp hastalıkları ve kanserden sonra üçüncü sırada yer alıyor. Ölümlerin yüzde 10’unun inme nedeniyle gerçekleştiği Türkiye’de sadece 2014’te 37 bin kişi inme yüzünden hayatını kaybetti.
İnme geçirenlerin çoğunluğu akut dönemde hayatını kaybetmese de ciddi kısıtlılıklarla bazen yatağa bağlı kalarak yaşamak zorunda kalıyor. Türkiye’de yaşam süresinin son 10 yılda uzamasıyla daha fazla inmeyle karşılaşılacağı öngörülüyor.