Garanti Bankası tarafından gerçekleştirilen ‘Garanti Anadolu Sohbetleri’nin 89’uncusu Eskişehir’de gerçekleştirildi.

Bir otelde düzenlenen programın açılış konuşmasını Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere yaptı. Karadere, çevre ve şehircilik anlayışı gelişen, etkin yerel yönetim politikaları uygulayan Eskişehir’in, ekonomik göstergelerinin ve imajının yükselişini sürdürdüğünü söyledi. Karadere, ‘‘Bu noktada kent planlama pratiğinin, çağdaş ve günümüzün ihtiyaçlarına cevap verebilecek yeni alanlar oluşturmadaki önemi karşımıza çıkıyor. Bölgenin koşullarına uygun ve yaygınlaşabilir modellerle, şehrin geleceği için uygulanabilecek yeni kentsel kurgular değer kazanıyor’’ dedi.

Bankanın finansal bilgileri hakkında sunum yapan Karadere ayrıca şu ifadelere yer verdi:

‘‘190 milyar lira aktif büyüklüğümüz ile Türkiye’nin ikinci büyük özel bankasıyız. Ayrıca 113 milyar dolarlık kredi hacmimizle ülke ekonomisinin kesintisiz destekçisiyiz. Eskişehir’de 1 milyar lira kredi desteği alan, 116 bin 134 adet kredi kartı kullanıcımız, 5 bin 241 üye işyerimiz var.’’

Açılış konuşmasının ardından Kentsel Strateji Şirketi’nin sahibi Faruk Göksu, kentsel kurgunun önemini ve Eskişehir’in geleceği için bu alanda neler yapılabileceğimi anlattı. Daha sonra konuşma yapan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) Uçak Grup Başkanı Özcan Ertem, TUSAŞ’ı tanıtarak uçak sektörünün yapılanması hakkında bilgi verdi.

TUSAŞ’ın 1984 yılında kurulduğunu ve 2005 yılında bir şirket konumuna geldiğinden söz eden Ertem, ‘‘2012 itibari ile 833 milyon dolarlık satışımız var ve bunun 600 milyon doları ihracattan elde ediliyor. Ayrıca 4 bin 500 çalışanımız ve bin 650 mühendisimiz var. İnsan kaynağı bizim yatırımlarımızın en önemli kısımlarını oluşturuyor. 2005 senesinde 2 bin kişi ile başladığımız macerada bugün 4 bin 700 kişi ile devam ediyoruz’’ şeklinde ifade etti.

2004 yılından bu yana uzay konusundaki faaliyetlerinden bahseden Ertem, uydu tasarımı konusunda odaklanarak çalıştıklarını ve geçtiğimiz yıl Göktürk-2 uydusunu Çin’den fırlatarak en büyük ödülü gökyüzüne yerleştirdiklerinden bahsetti.

F16 savaş uçaklarının üretiminden de söz eden Ertem, şu ifadelere de yer verdi:

‘‘F16’yı ortak üretirken şirketi büyük bir atölye olarak değerlendirebilirsiniz. Her türlü malzemenin ham olarak içeri girdiği ve bir F16’nın uçarak çıktığı bir fabrika olarak bakabilirsiniz. Kendimizi dönüştürme sürecindeyiz ve bu dönüşümün bize getirdiği şey şu; artık üretimden ziyade tasarlayarak üretmek, kendi ürünümüzü tasarlamak bizi için önemli görev. Ortak üretimden ziyade, daha fazla kendimizi geliştirme yöntemini ortaya koyuyoruz. Eskiden her türlü parçayı kendimiz yapardık ama artık daha çok entegrasyon sürecine kendimizi çekerek bunu yurt çapına yaymaya çalışıyoruz. Eskiden uçağın sadece kabuğuna odaklanırdık, şimdi yeni ürünlerimizle birlikte sisteme entegre eden, tümünü tamamlayan ihtisas sanayini çalıştıran bir proje sorumlusu olarak kendimizi görüyoruz. Eskiden sadece tedarik etme üzerine çalışıyorduk şimdi ‘Bir yan sanayiyi nasıl bizimle birlikte kalkındırabiliriz?’ diye düşünüyoruz.’’

Eskişehir’in TUSAŞ'ın ihracatı için demiryolu merkezi olması ve deniz yoluna mesafesinin yakın olmasının bir avantaj olduğunu aktaran Özcan Ertem, ‘‘Eskişehir aslında bizim için vazgeçilmez bir ortak. Eskişehir, coğrafik olarak bizim için çok önemli. Yurt içi ve yurt dışı ihracatımız için demiryolu deniz yoluna mesafesi bizim için büyük bir avantaj. Eskişehir üretici ve tasarımcı kimliği ile öne çıkan bir şehir. Kentte motor konusunda uzmanlaşan firmalar var. İhtisas sanayi açısından çok güzel bir altyapı var. Örneğin insansız hava aracı olan ANKA bizde tasarlanan bir üründür, ancak bir çok alt sistemi, elektrik ve haberleşme sistemi Eskişehir’den gelmektedir. Hürkuş uçağının içindeki birçok sistem Eskişehir’de çalışılıyor’’ diye belirtti.

Özcan Ertem, daha sonra Hürkuş'u anlatan tanıtıcı bir belgesel sundu.

Program, Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen ve Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Başkanı Savaş Özaydemir'in kapanış ve değerlendirme konuşmalarının ardından son buldu.