Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Altındiş, hijyen eksikliğinin hepatit virüslerinin yayılmasına zemin hazırladığını söyledi.
Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Hepatit Birliği tarafından belirlenen 28 Temmuz "Dünya Hepatit Günü" dolayısıyla açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Mustafa Altındiş, dünyada yaklaşık 400 milyon Hepatit B, 170 milyon da Hepatit C taşıyıcısı veya hastası bulunduğunu, her iki virüsün de Türkiye'de önemli bir sağlık sorunu olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Altındiş, "Ülkemizde Hepatit B virüsü sıklığı yüzde 4, Hepatit C virüsü sıklığı ise sıklığı yüzde 1 oranlarındadır. Yaklaşık 3 milyon Hepatit B ve 600 bin Hepatit C hastamızın olduğu tahmin edilmektedir" ifadelerini kullandı.

Hepatit C hastalarının yüzde 20'sinin tanıyı ileri evrede aldığını anlatan Altındiş, "Tüm dünyada bir yılda 1,5 milyona yakın kişi Hepatit B ve Hepatit C virüsünün yol açtığı kronik hepatitlere bağlı komplikasyon olarak gelişen siroz ve karaciğer kanseri nedeniyle kaybedilmektedir" diye konuştu. Kronik Hepatit B'nin tedavi ile kontrol altına alınabilir, kronik Hepatit C'nin ise tedavi edilebilir bir hastalık konumuna geldiğini belirten Altındiş, Hepatit B'den aşı ile korunulabileceğini, Sağlık Bakanlığı'nın da 1998'den beri Hepatit B aşısını çocukluk aşı programına aldığını ifade etti.

Hepatit sıklığı fazla olan ülkelerden yeni giriş yapan mültecilerin tıbbi muayeneleri sırasında HBsAg, anti-HBc ve anti-HBs kan testlerinin rutin olarak yapılması gerektiğini vurgulayan Altındiş, Hepatit B ile enfekte olmayan, HBsAg, anti-HBc ve anti-HBs negatif olan aşısız kişiler ile HBV enfeksiyonu için yüksek riskli grupta yer alan kişilerin aşılanmasının sağlanması gerektiğini söyledi. Hepatit etkeni virüslerin çoğunluğunun (A, E gibi) kirli sular ve besin maddelerinin ağızdan alınması ile bulaştığına dikkat çeken Altındiş, şöyle devam etti: "Etken virüslerin diğerleri ise (B, C, D, G gibi) kanla temas, tükürük ve cinsel ilişki yoluyla bulaşabiliyor. Hepatit A, Hepatit A virüsünün neden olduğu bir karaciğer hastalığıdır. Ülkemizde genellikle okul çağı çocuklarında sık görülür. Tuvalet hijyeni kötü olan kişilerin ellerini yıkamaması ve sonrasında yiyecek-içeceklere dokunması sonucu kişiden kişiye bulaşır. Bu nedenle, kişisel hijyenin ve sağlık koşullarının yetersiz ve kötü olduğu toplu yaşanan yerlerde kolayca yayılır. Hepatit B ve C hastalığına sebep olan virüsler sessizdir. Pek çok insan farkında olmadan bu virüsü almış olabilir ve hiçbir belirti olmaksızın bu virüsü taşıyabilir. Tedavi edilmez ise her iki virüs de karaciğer sirozuna neden olabilir. Siroz ise kanama, asit, koma, karaciğer yetmezliği gibi yaşamı tehdit eden hastalıklar ya da ölüm ile sonuçlanabilir. Uzun süreli Hepatit B hastalığında siroz ortaya çıkmadan önce de karaciğer kanseri görülebilir."

Hepatit B ve Hepatit C hastalıklarının kan ve diğer vücut sıvılarıyla, deri bütünlüğünün bozulduğu durumlarda (kesik-açık yara vb), cinsel ilişki sırasında ve hepatit taşıyıcı gebeden bebeğe bulaşabildiğini aktaran Altındiş, Hepatit B risk gruplarını ise şöyle sıraladı: "Hepatit B virüslü anneden doğan bebekler, Hepatit B taşıyıcısı ile aile içi temas edenlerden aşısız olanlar, çok sayıda cinsel eşi olanlar ve para karşılığı cinsel ilişkide bulunanlar, kan ve kan ürünleri kullananlar, hemodiyaliz uygulanan kişiler, damar içi ilaç bağımlıları, hasta ve hasta çıkartıları ile teması bulunan tüm sağlık personeli, toplu halde bulunulan yerlerde (okullar, kreşler, kışlalar, yurtlar, huzurevleri, v.b.) yaşayanlar, steril olmayan aletlerle yapılan sünnet ve kulak delme gibi işlemler."

Altındiş, berberler, kuaförler, manikür-pedikürcüler, itfaiye personeli, askerler, polis memurları, kazalarda ve afetlerde ilk yardım uygulayan kişilerin de hepatit risk grubunda yer aldığını sözlerine ekledi.