Davaya konu olay, Kızılay Mahallesi'nde geçen 29 Temmuz akşamı meydana geldi. İlkokul öğrencisi Yağmur K., babasından izin alıp komşularının kızı G.A. ile balkonlarında oynamaya başladı. Oyunda yaşadıkları tartışma sırasında arkadaşı küsüp yanından ayrıldı. Bunun üzerine tek kalan Yağmur K.'nın yanına gelen arkadaşının dedesi Tuncay Ç., iddiaya göre bebek alacağı vaadiyle küçük kızı torununun odasına götürdü. Hem bu odada, hem de evin salonunda, torunu olmadığı sırada Tuncay Ç.'nin tacizine uğradığı öne sürülen Yağmur K., bu durumdan rahatsız olup dışarı çıkarak karşıdaki evlerine gitti. 


Yaşadıklarını annesine anlatması üzerine ailesi polise şikayette bulundu. Gözaltına alınan Tuncay Ç., tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Savcılık soruşturmasından sonra Tuncay Ç. hakkında İzmir 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'çocuğa cinsel istismarda bulunmak'tan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Yağmur K., ilk duruşmadan iki gün önce, geçen 21 Kasım'da kalp krizinden hayatını kaybetti. Mahkeme heyeti, ikinci duruşmaya avukatı ile birlikte gelen sanık Tuncay Ç.'yi tutukladı. 

Davanın bugün yapılan üçüncü duruşmasına, tutuklu yargılanan sanık Tuncay Ç., avukatı Hüseyin Karaboğa, ölen Yağmur K.'nın ailesinin avukatı Sinan Sayman ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği adına Sanem Deniz Kural katıldı. Mahkeme Başkanı Hakim Tamer Bulam, İstanbul Adli Tıp Kurumu'dan gelen otopsi raporunda, Yağmur K.'nın kalp krizi sonucu yaşamını yitirdiğininin belirtildiğini söyledi. Sanığın avukatı, gelen raporu kabul etmediklerini belirterek yeni rapor alınmasını talep etti. 

Üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen, eşinden boşanmış olan üç çocuk babası, servis şoförü sanık Tuncay Ç., "Böyle bir olaya karışmadım. Ben bu konuda daha önce de ifade verdim. Aynen tekrar ediyorum. Mağdur benim torunum yaşında olup aynı yaşta torunum vardır. Ben kendisiyle hiç başbaşa kalmadım. Onun vücuduna da dokunmadım, kendi cinsel organımı da elletmedim" dedi. 

Duruşmada sanığın torunu, Yağmur K. ile aynı yaşta olan G.A. da ifade verdi. Küçük kız ifade verirken, sanık ve izleyiciler duruşma salonundan çıkarıldı. Pedagog eşliğinde mahkeme heyetine ifade veren tanık G.A., "Ben daha önce Yağmur'ların evine bir kez gittim, oyun oynadık. Daha sonra Yağmur bizim eve geldi. Odamda oyun oynuyorduk. Tablet yüzünden aramızda kavga çıktı. Yağmur evden gitti. Dedem Yağmur'a hiç dokunmadı, ellemedi, öpmedi" dedi.

Savcı, kaçma ve delilleri karartma şüphesinin olmaması nedeniyle sanığın tahliyesini talep etti. Sanık avukatı Hüseyin Karaboğa da müvekkilinin düzenli bir hayatı olduğunu, sabit ikametgahının bulunduğunu belirterek tahliyesine karar verilmesini istedi. Müşteki avukatı Sinan Sayman ise tutukluluğunun devamını talep etti. 

Kısa bir ara veren mahkeme heyeti tanık G.A.'yı tekrar çağırdı ve "Dokumaktan ne anlıyorsun" diye sordu. Tanık G.A., kısa bir süre cevap veremedi. Mahkeme Başkanı Tamer Bulam'ın birkaç kez daha sormasının ardından G.A., "Dedem vurmadığında dokunmuyor. Vurulmadığında dokunmadı olarak anlıyorum" dedi. Daha sonra mahkeme heyeti G.A.'ya "Deden Yağmur'a hiç dokundu mu, kucakladı mı" diye soru sordu. G.A. ise "Dedem Yağmur'a dokunmadı, kucaklamadı" dedi. Mahkeme heyeti sanığın tahliyesine karar verip, yeni rapor alınması için dosyanın İstanbul Adli Tıp Genel Kurulu'na gönderilmesine karar verdi, duruşmayı haziran ayına erteledi. 

Duruşma sonrası Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği üyeleri basın açıklaması yaptı. Dernek üyelerinden Sanem Deniz Kural, "Adalet yerini bulana kadar bu davanın takipçisi olacağız. Sanık en ağır cezaya çarptırılmalı" dedi.