Muğla’nın Menteşe ilçesinde restoran işleten tekstil ve moda tasarımı mezunu Hasan Şimşek, işinden arta kalan zamanlarda dağlardan topladığı milyon yıllık kayrak taşlarının üzerine yöresel motifler işliyor.

“Ormancı” türküsüyle tanınan Menteşe ilçesine bağlı Çaybükü Mahallesi’ndeki Belen Değirmeni’nin restore edilmesinin ardından burayı restorana çeviren 55 yaşındaki Hasan Şimşek, “sıra dışı” olarak nitelendirdiği restoranındaki boş zamanlarında daha önceki mesleği olan tasarımcılığını da devam ettiriyor. Restorandan arta kalan zamanlarında dekoratif özelliği nedeniyle mimaride dekor ve duvar süsleme malzemesi olarak kullanılan kayrak taşlarını değerlendirmek isteyen Şimşek, bu taşları tuvale çevirdi. Şimşek, boş zamanlarında gezdiği dağlardan topladığı kayrak taşlarını restoranına getirerek üzerine yöresel motifler çizmeye ve eserlerini restoranında sergilemeye başladı.

Milyonlarca yılda oluşan kayrak taşının önemine dikkati çeken Şimşek, Muğla’ya gelene kadar kayrak taşını bilmediğini belirterek, “Muğla’da kayrak taşları çok popüler. Fakat bu kayrak taşları daha çok dekoratif amaçlı olarak kullanılıyor. Yazlıkların bahçelerinde ya da duvarlarda, bazen zeminlerde. Biz de alıp zemine döşedik ama dikkatli bakıldığı zaman aslında hepsi birer sanat eseri, üzerinde fosiller var. Biraz derine inip araştırdığımızda bunların 1 milyon, 1 buçuk milyon yıl yaşında olduğunu öğrendik” dedi.

Şimşek, Muğla yöresinde çok olduğu için kayrak taşının değerinin bilinmediğini ileri sürerek, “Ben bunun özellikle ocaklarına çıktım. 1700, 1800 rakımda. Gittim ucu bucağı yok. O taşların arasında taşları seçmeye başladım. 2, 3 saat çalışma sonucunda bir araç dolusu kayrak taşı topladım. Kendimle özdeşleşebileceğim taşları, çünkü her taş olmuyor. Onları aldım getirdim ama ciddi bir tonaj yapıyorum. Mesela yaptığım çalışmalarda 20, 30 kilo gelen taşlar var. Bu taşları yaparken ciddi bel ağrıları çektik. Bu taşları, fosilleri karşıma alıp saatlerce bakıyorum, yani o taş ilham veriyor size. Ona bakıp nasıl bir kompozisyon yapacağınızı şekillendiriyorsunuz. Daha sonra ona tual gibi ana figürleri yapacağım yerleri buluyorum. Taşın diğer yaşanmışlıklarını bırakıyorum. Yani 1,5 milyon yıllık fosilleriyle beraber kullanıyorum, taşa tamamen hükmetmiyorum, aslında bir kısmını ben kullanıyorum, diğer yerleri taş kendisi veriyor” diye konuştu.

Yaptığı çalışmaları sergilediğini anlatan Şimşek, şöyle konuştu:

“Bu kaynak bol olabilir, ucuz olabilir, bahçelerde kullanabiliriz ama bundan sanat eseri de olabilir. Buna dikkat çekmek için yaptım, ki amacına da ulaştı. Müşterilerimiz, misafirlerimiz buraya geliyor ve çok etkileniyorlar. Hatta çocuklarına küçük taşlar veriyorum, onlar yemeklerini yedikten sonra taşlarını boyuyorlar ve giderken yanlarında hatıra olarak götürüyorlar. Bazen özel okullardan lise çocukları geliyor, kahvaltı yapıyorlar. Kahvaltıdan sonra toplu kayrak taşları yapıyoruz. Çalışma bittikten sonra herkes kendi kayrak taşını yanında alıp götürüyor. Ben şuna inandım; siz bir şey yapar ve halka sunarsanız halk da etkilenir. Yaptığınız iş doğruysa, kendileri de yapmak istiyor. Elinden geldiği kadar, becerebildiği kadar. Yani herkes onun üzerine çok güzel resim yapmak zorunda değil, taş zaten çok güzel. Taşın üzerindeki fosiller müthiş. Siz de onun üzerine küçücük öne çıkarabilecek, kendinizi ifade edebileceğiniz bir şeyler yapabilirseniz zaten amacına ulaşmış oluyor. Bununla ilgili üç sergi yaptık ama devam etmeyi de düşünüyoruz. Çünkü kayrak özel bir taş, ben öyle olduğuna inanıyorum.”