İzmir’de yaşayan Ozan Toprak Kalebaş, mesleği olan bilgisayar yazılımcılığının yanı sıra hobi olarak grubuyla birlikte sahne alıyor. Seyahat etmeyi seven Kalebaş, dünyanın çeşitli yerlerine giderek sokak sanatçılığı yapıyor. Kalebaş’ın maceracı ve özgür ruhu, hızla aldığı kilolarla birlikte sekteye uğramaya başladı. Sahnede oturarak şarkı söyleyebilen, yurt dışına gittiğinde fazla gezemeyen, lunaparkta oyuncaklara binemeyen Kalebaş, bir gün yere düşürdüğü anahtarı almaya çalışırken yuvarlanıp düşünce kilo vermeye karar verdi.

Genel Cerrah Prof. Dr. Ünal Aydın tarafından tüp mide ameliyatına alınan Kalebaş’ın midesinin yüzde 80’i alındı. 9 aylık süre içerisinde beslenmesine dikkat eden Kalebaş, 134 kilodan 79 kiloya düşerek 55 kilo verdi. Sahnede artık daha özgüven sahibi olduğunu belirten Kalebaş, zayıfladıktan sonra ilk iş lunaparkta binemediği oyuncağa bindiğini ve yurt dışında gezemediği yerleri gönlünce gezdiğini söyledi.

“KEBAPÇILAR, ÇORBACILAR SAĞ OLSUN”

Önce diyetle kilo vermeye çalıştığını ancak hep daha fazla kilo alarak diyetlerini devam ettiremediğini dile getiren Kalebaş, “Kebapçılar, çorbacılar sağ olsun. Türkiye’de çok güzel yemekler var. Onları yiyerek kilo aldım. Hormonal bir sorunum yoktu. Önce diyet yaptım. Bir kere 10 kilo verdim, 15 kilo tekrar aldım. Sonra yine diyet yaptım. 13 kilo verdim, 16 kilo tekrar aldım. Hep ‘kilo vereyim’ derken fazlasını geri aldım. Beslenme alışkanlığımı değiştirmediğim için böyle oldu. Yere bir kere anahtar düşürdüm. Almaya çalışırken dengemi kaybedip düştüm. ‘Bir şeyler ters gidiyor’ dedim ve profesyonel bir yardım almam gerektiğini düşündüm. Mide ne kadar genişlerse o kadar gıda ihtiyacı ve açlık hissiyatı oluşuyor. Şimdi gazlı içecek bile içmiyorum, içmeyi de düşünmüyorum” dedi.

“SAHNENİN HER TARAFINDA HOPLAYIP ZIPLAYAN BİR ADAM OLDUM”

Mesleği bilgisayar yazılımcısı olmasına rağmen müziğe tutkuyla bağlı olan Kalebaş, “Sahne aldığımız Ayarsız Band adlı bir grubum var. Rusya, Danimarka, İtalya, Dubai gibi dünyanın çeşitli yerlerinde sokak sanatçılığı yapıyoruz. İnsanlar sahnede görsel bir şey istiyor. Kilo vermemde onun da etkisi oldu. Zayıflayınca vücudun hareketleri değişiyor. Yürümenizden tutun, merdiven çıkışınıza, konuşmanıza bile yansıyor. Zayıfken daha aktif oldum. Sahnede oturup gitar çalarak şarkı söylemekten ise şimdi sahnenin her tarafında hoplayıp zıplayan bir adam oldum” diye konuştu.

“ŞİMDİ S BEDEN GİYİYORUM”

Kilo verdikten sonra çevresindeki kişilerin onu tanıyamadığını belirten Kalebaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “55 kilo verince sizi uzun süre görmeyen arkadaşınızda bir şok etkisi oluyor. İlk başta tanımıyorlar, şoka giriyorlar. Bu 3-5 dakika sürüyor. ‘Hasta mısın?’ diyorlar ama ben daha önce obeziteydim ama farkında değildim. Şimdi normalim. Eski kıyafetlerimi ihtiyacı olan kişilere verdim. 5 XL beden giyerdim, şimdi S beden giyiyorum. Kilolu olunca giyimde çok fazla alternatif yok. Zaten bu da insanda psikolojik soruna yol açıyor. Giydiğimiz şeyler hep aynı oluyor. Ben üstüme bir tişört bulduğumda hep 5-10 tane almışımdır. Bulmuşken alıyordum ama şimdi istediğim markadan istediğim giyimi alıyorum. Bu da insana özgüven veriyor.”

“LUNAPARKA ALMADILAR”

Aynaya baktığında özgüveni yüksek bir insan görmeye başladığını kaydeden Kalebaş, kiloluyken yaşadığı hiç unutamadığı bir anısını şöyle anlattı: “Hiç unutmam, lunaparkta emniyet kemeri kilomdan dolayı kapanmadığı için oyuncağa binemedim, inmek durumunda kalmıştım. Lunaparka alamamışlardı, çok üzülmüştüm. Zayıflayınca ilk işim ona binmek oldu. İtalya’da 250 merdivenli katedraller var. Oraya çıkarken çok zorlanmıştım ama en son gittiğimde patır patır çıkıyordum. Dünyadaki standartlar kilolular için değil. Merdiven sorun, uçak sorun, araba sorun. Her şey belli bir kiloya kadar hazırlanmış.”

9 AY 10 GÜNDE YENİDEN DOĞDU

Operasyonu gerçekleştiren Genel Cerrah Prof. Dr. Ünal Aydın da şunları söyledi: “Toprak Bey çok iyi yazılımcı olmasının yanı sıra müzik yapmaktan çok hoşlanan biri. Hem sahnede çalıyor hem de dünyanın her yerinde sokak müziği yapıyor. Bu seyahatler sırasında yer yer parası kalmayınca yemek yememiş, yer yer çok para kazanmış çok yemek yemiş. Bu da bir düzensiz beslenme ortaya koymuş. Bunun sonucunda çok ciddi kilo alıyor. Kilo aldığı için hayatta tutunduğu en önemli uğraş olan müzik ve seyahati yapamaz hale gelmiş. Tüp mide ameliyatı onun için en idealiydi. Ameliyattan sonra 9 ay içinde kilo verdi. Midesinin yüzde 80’ini aldık. Son kontrolümüz 9 ay 10. günde yapıldı. Bunu sembolik olması açısından bilerek yapıyoruz. Nasıl bir bebek ana rahmine düştükten 9 ay 10 gün sonra vücut buluyorsa, obez birine ameliyat yaptığınızda 9 ay 10 gün sonra ancak yeni hayatına başlayabiliyor. Onun felsefesini, anlayışını, yaşam şartlarını, zevk aldığı şeyleri yeniden dizayn etmeniz gerekiyor. Obezite ameliyatı sadece bir ameliyat değil, aynı zamanda kişinin yaşam tarzını değiştirme işidir. Cerrah aynı zamanda bir psikolog olmak zorunda. Ben hem psikolog hem de yaşam koçluğunu yapmış oldum. Tekrar maceracı ruhuna dönmesini sağladık.”