Sakarya Cumhuriyet Başsavcısı, başsavcı vekili ile 5 savcı tarafından  hazırlanan iddianame, 6 bölüm ve bin 353 sayfadan oluşuyor.
 
 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, FETÖ elebaşı  Fetullah Gülen, örgütün "Hava Kuvvetleri imamı" Adil Öksüz ile meslekten ihraç  edilen eski 1. Motorlu Piyade Tugay Komutan Vekili Piyade Kurmay Albay Uğur  Coşkun, Kurmay Albay Bahri Gürhan, Sakarya İl Jandarma Komutan Vekili Yarbay  İlhan Aysan, Albay Ahmet Üzer, Yüzbaşı Yavuz Soyer, Binbaşı Ali Şahin, Üsteğmen  Kayhan Demir, Yarbay İsmail Öcal ve 149 şüpheli asker hakkında TCK'nın  "Anayasa'yı ihlal" suçunu düzenleyen 309. ile "kasten öldürme" suçunu düzenleyen  81. ve 35. maddeleri uyarınca birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 185,5 yıldan  319 yıla kadar hapis cezası istendi.
 
İddianamede ayrıca, subay, astsubay, erbaş ve erlerden oluşan 41  şüpheli hakkında çeşitli suçlardan hapis cezaları talep ediliyor.
 
"150-200 asker görev aldı"
 
Şüpheli Uğur Coşkun'un, görevine 13 Temmuz 2016'da atandığı belirtilen  iddianamede, "Yurtta Sulh Konseyi" adı altında oluşturulan "WhatsApp" grubuna  dahil edildiği kaydedildi.
 
 İddianamede Coşkun'un Sakarya'daki darbe girişimini yönettiği  bildirilerek, "Bu bağlamda emir komutası altında görev yapan diğer şüphelileri,  Çark Kışlası'na toplayıp Yurtta Sulh Konseyinin darbeye ilişkin gönderilen  emirlerini okuduğu, talimatlar verdiği ve darbeye teşebbüs eylemini yönettiği,  verdiği talimatların diğer FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensupları tarafından  yerine getirildiği, dolayısıyla FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün mahalli  yöneticisi konumunda bulunduğu belirlenmiştir." değerlendirmesinde bulunuldu.
 
İddianamede ifadesine yer verilen Coşkun, 15 Temmuz 2016'da akşam  saatlerinde kendisine gizli ibareli mesaj geldiğini belirtti.
 
 Kışlada mesajı okuduğunu ve mesajın diğer birliklere iletildiğini  anlatan Coşkun, Jandarma Yarbay İlhan Aysan'la görüştüğünü, yol kontrolü  yapmasıyla ilgili talimat verdiğini, mesajın Genelkurmay Başkanlığından  gönderilmiş olması nedeniyle emrin uygulanması gerektiğini alt rütbelilere  okuduğunu dile getirdi.
 
Coşkun, askerlere silah ve mermi dağıtıldığını, darbe girişiminde  görev alan personel sayısının 150-200 olduğunu aktararak, çevredeki kışlalardan  zırhlı araçlar ile tank talep ettiğini söyledi.
 
 "Askerleri kamu kuruluşlarının bulunduğu valilik yerleşkesine  yönlendirdim"
 
 Emri altındaki rütbeli askerlere bölgenin kontrol altına alınması ve  tahliye edilmesi, direnişte bulunulmaması için uyarı atışı yapılması talimatı  verdiğini kaydeden Coşkun, şu ifadeleri kullandı:
 
"Direnişte ısrar edilmesi hatta kendilerine saldırıda bulunulması  durumunda direktif doğrultusunda askerin silah kullanması çerçevesi içinde ateş  edebileceklerini söyledim. Bu talimatlar doğrultusunda valilik önünde komuta  kademede görevli Binbaşı Ali Şahin, Yarbay Alaattin Baştan ve Albay Ahmet Üzer'in  bu talimatlar doğrultusunda ateş ettiklerini düşünüyorum.
 
Komuta kademesinin başı olarak birlik içinde kaldım. Bir kısım asker  ve rütbeliyi de bütün kamu kuruluşlarının bulunduğu valilik yerleşkesine  yönlendirdim."
 
Coşkun, yönetime el konulması durumunda "sıkıyönetim komutanı" olarak  mesaj formunda ismi geçen Mahmut Çağlayan'ı tanıdığını belirterek, "Darbe  girişiminin Genelkurmay Başkanlığı komuta kademesi tarafından  gerçekleştirildiğini düşündüğüm için bu emri yerine getirdim. Herhangi bir terör  örgütü ile ilgi ve bağlantım yoktur. Yaptıklarımın suç olduğunu düşünmediğim için  pişman değilim." beyanında bulundu.