KKTC Başbakanı Özkan Yorgancıoğlu, Türkiye Futbol Federasyonu’nun Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FİFA) aracılığıyla ülkede şube açma girişiminde bulunmasıyla Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun yok sayıldığını belirterek, bunun kabul edilemeyeceğini söyledi.
Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, bugün Bakanlar Kurulu toplantısında Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu ile Türkiye Futbol Federasyonu arasındaki ilişkiye de değindi. Siyaseten ve hukuken verilen kavgada bireylerin değil, toplumsal çıkarların ve hakların gözetilir olması gerektiğini vurgulayan Yorgancıoğlu, olaya bu açıdan bakılmasını istedi. “Bu girişim ülkenin futbol federasyonuna ve sporcusuna nasıl değer verildiğinin ortaya çıkmasına yardımcı oldu” diyen Yorgancıoğlu, “Kıbrıslı Türk halkının Kıbrıs sorununun çözümüyle uluslararası hukukun parçası olma yönünde iradesi vardır. Halbuki önerilen bu değil. Kıbrıs Türk Federasyonu’nun yok sayıldığı bir önerinin kabul edilmesi mümkün olamaz” ifadesine yer verdi. “Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş’ın bu konudaki tavrını doğru bulmuyorum” diyen Özkan Yorgancıoğlu, Denktaş ülkeye döndüğünde bu konuyu görüşeceklerini söyledi. Yorgancıoğlu konuyla ilgili açıklamasında şunları söyledi:
“Kurumlarımızın yok sayıldığı bir çözüm önerisini kabul etmemiz mümkün değil. Bu teklif iyi niyetle mi kötü niyetle mi yapıldı, o da ayrı bir tartışma konusudur. Ama doğru bir teklif değildir. Bizim beklentilerimizi karşılayan bir teklif değildir. Keşke bizimle de tartışılsa, önce Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu muhatap alınsaydı. Keşke bir önceki görüşme Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda değil Futbol Federasyonu’nda yapılsaydı.”
Bir basın mensubunun bu başvurunun hayata geçmesinin mümkün olup olmadığını sorması üzerine Yorgancıoğlu, “Hayır bu bizce mümkün değildir, siyaseten de doğru bir yaklaşım değildir” dedi.
Yorgancıoğlu şunu da ekledi:
“Zaten dünyanın ve Rum tarafının Kuzey Kıbrıs Türkiye’nin bir alt birimdir diye iddiası var. Bunu hepimiz biliyoruz. Türkiye Futbol Federasyonu’nun burada bir federasyon varken şube açması bunu güçlendiren bir yaklaşım değil midir?”