İSTANBUL (AA) - Maliye Bakanı Naci Ağbal, şu anda ülkelerin değişen rekabet koşulları içerisinde vergiyi bir silah olarak kullandığını belirterek, “Türkiye’de bu anlamda küresel ekonomik rekabet içinde yerli üretimin artırılmasını sağlayacak vergi politikalarını uygulayacak, geliştirecek, Türkiye’ye yatırım çekecek yeni vergi uygulamalarını devreye sokacağız.” dedi.

Marmara Üniversitesi ile İstanbul Yüksek Ticaret ve Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Mezunları Derneği tarafından üniversitenin eski rektörü Prof. Dr. Ömer Faruk Batırel anısına "14. Türkiye Vergi Kongresi" gerçekleştirildi.

Kongrenin açılışında konuşan Bakan Ağbal, 2009 global ekonomik krizi ortaya çıktıktan sonra 2017 yılına kadar hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde büyüme oranlarının kriz öncesi dönemlerin altında kaldığını anımsattı.

Ağbal, dünyanın en önemli gündem maddesinin ekonomik büyümede sürdürülebilirliğin sağlanması olduğunu ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti:

“2017 yılından itibaren genele yayılan bir büyüme trendi ortaya çıktı. Dileriz ki genele yayılan bu büyüme olgusu önümüzdeki yıllarda dünya refahının artması noktasında önemli bir ivmenin başlangıcı olur. Gelir dağılımı konusu birkaç yıldır uluslararası kuruluşlar başta olmak üzere herkesin gündeminde. Özellikle 2009 sonrası küresel ekonomik kriz sadece ülkelerin büyüme oranlarını etkilemedi, sadece ekonomi aktivitelerinde yavaşlamaya etken olmadı, hem servet dağılımında hem de gelir dağılımında gerek ülkeler arası gelir uçurumlarını artırdı gerekse ülkelerin içindeki toplum kesimleri içindeki gelir açığını daha da yukarılara çekti. Dolayısıyla bugün gelir dağılımındaki bozulma algısı global bir olgudur, bu gelir dağılımının bozulması uzun vadede aslında dünya hasılasını, ülkelerin büyümesini aşağı gelmesini tetikleyecek önemli faktörlerden birisidir.”

Kongrede ana temalardan birinin gelir dağılımı olarak belirlenmesinin içinde bulunulan konjonktür açısından son derece önemli olduğuna işaret eden Ağbal, “Ekonomik büyümeden bütün toplum gruplarının pay alması, buna katkı yapması, katma değerin, büyümenin toplumun katılımcılığının artırılarak sağlanması. Bu konuda da bir süredir gelişen literatür var. Ekonomik büyümeyi sağlamış olabilirsiniz, bunu belirli bir süre devam ettirmiş olabilirsiniz ama bu büyümeye ekonomik ve toplum kesimleri katılmıyorsa o zaman bu büyüme sağlıklı, sürdürülebilir bir büyüme değildir, gelir dağılımını düzeltecek bir büyüme değildir. İnanıyorum ki bu konu da mutlaka oturumlarda tartışılacaktır.” diye konuştu.

Ağbal, vergi politikalarını çevre faktöründen bağımsız uygulanamayacağını aktararak, kamu maliyesi politikalarının ekonomilerin ve ekonomideki gelişmelerin yansımalarını göstereceğini dile getirdi.

1. Türkiye Vergi Kongresi’nde tartışılan konularla bugün tartışılan konular arasında dağlar kadar fark olduğunu belirten Ağbal, global ekonomi çok değiştiğini ve dinamiklerin alt üst olduğunu, klasik sanayiye dayalı üretim yapısının bilgiye dayalı üretim yapısına evrildiğini söyledi.

Ağbal, dünyanın güç merkezleri ve üretim merkezlerinin batıdan doğuya kuzeyden güneye doğru kaydığını ifade ederek, Çin, Hindistan, Brezilya, Rusya, Endonezya, Türkiye’nin gelecek yıllarda öne çıkacağını bildirdi.

Bugün hala IMF ve Dünya Bankası’nın konuşulduğunu ama gelecek on yıllarda özellikle Asya Pasifik bölgelerinde kurulacak yeni kalkınma bankalarını ve yeni global bankaların konuşulacağını belirten Ağbal, o bölgelerde entelektüel bilginin daha fazla üretileceğini, Ar-Ge ve inovasyonun daha fazla yapılacağını, dolayısıyla vergi politikalarının küresel ekonomideki kaymalardan etkilenmemesinin mümkün olmadığını aktardı.

Ağbal, Avrupa nüfusu başta olmak üzere dünya nüfusunun yaşlandığını ifade ederek, bunun getirdiği birçok fırsatların olacağını, yaşlanan Avrupa karşısında Afrika’nın parlayan bir yıldız olduğunu kaydetti.

Türk Hava Yolları’nın Afrika’da aşağı yukarı bütün ülkelere uçuyorsa burada stratejik bir vizyonun bulunduğunu anlatan Ağbal, “Gelecek on yıllarda ucuz işgücünün yeni merkezi Afrika olacak.” dedi.

- “Artık vergi savaşları başlamıştır”

Ağbal, yaşlanmanın Türkiye’yi de etkileyen bir faktör olduğunu aktararak, “Bizim de mutlaka yaşlanma olgusuna bağlı birçok alandaki yansımalarla ilgili politika ve stratejiler geliştirmemiz gerekiyor.” diye konuştu.

Dijital ekonominin vergi hukuku kavramlarını da alt üst ettiğini belirten Ağbal, “Bugünlerde korumacılığı, vergi savaşlarını konuşuyoruz. ABD belirli ürünlerde korumacılık sayılması gereken vergi artışları yapıyor, Çin buna karşılık vergi artışları yapıyor. Yani artık vergi savaşları başlamıştır. Küreselleşme olgusu dünya ekonomilerini yepyeni evreye taşımış, değişen güç dengeleri ülkelerin pozisyonlarını değiştirmiştir.” şeklinde konuştu.

Ağbal, korumacılığın çare olmadığını anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çünkü bilgiyi kim üretirse, araştırma ve geliştirmeye, inovasyona, eğitime kim değer verirse iç kontrol mekanizmalarını doğru kurarsa o ülkeler başarılı olur. Bugün geçici olarak ortaya konulan korumacılık politikaları sadece basit bir ekonomik savaştan ziyade aslında dünya ekonomilerindeki ciddi, derinden gelen değişimin habercileri. Türkiye bütün bu fotoğrafın içerisinde bir taraftan fırsatlarla diğer taraftan çok ciddi meydan okumalarla karşı karşıya. Devletimize, milletimize dair tasavvurumuzu oluştururken stratejilerimizi geliştirirken küresel alandaki bu derinden değişimi anlamadan, bunun getirdiği fırsat ve meydan okumaları dikkate almadan eski söylemler üzerine politikalar geliştiremeyiz.”

Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı gelişmelere rağmen büyümeyi başardığını anlatan Ağbal, “Özelleştirme uygulamaları tek başına bir gelir toplama uygulaması değildir. Serbest piyasa ekonomisine dayalı anlayışın bir sonucudur. Bu dönemde kamunun çekildiği sektörler özel sektör tarafından dolduruldu, özel sektör üretim ve verimlilik artışı sağladı.” diye konuştu.

Ağbal, geleceğe dönük vergi politikalarındaki perspektifine değinerek, şunları kaydetti:

“Yine vergi adaletinden hiçbir şekilde vazgeçmemiz söz konusu değil. Ama yatırımı, üretimi, istihdamı ve ihracatı yani ekonomik büyümeyi destekleyecek vergi politikası miksi oluşturacağız ve buna devam edeceğiz. Yatırım ve üretim üzerindeki vergi yüklerini düşürmeye devam edeceğiz. Özellikle istihdam sağlayan sektörlere hem vergi hem sosyal güvenlik primleri üzerinden destek vermeyi sürdüreceğiz. Türkiye’nin orta ve uzun vadede büyümesini yukarı çekecek en önemli faktör verimlilik artışıdır. Bunu sağlarsak hem cari açık meselesini çözeriz hem de ekonomideki büyümeyi sürekli kılarız.”

Küresel vergi rekabetinin bir olgu olduğunu belirten Ağbal, “Şu anda ülkeler değişen rekabet koşulları içerisinde vergiyi bir silah olarak kullanıyor. Türkiye’de bu anlamda küresel ekonomik rekabet içinde yerli üretimin artırılmasını sağlayacak vergi politikalarını uygulayacak, geliştirecek, Türkiye’ye yatırım çekecek yeni vergi uygulamalarını devreye sokacağız.” şeklinde konuştu.

Ağbal, Süper Teşvik’in aslında ihtiyaç olan önemli bir aracı kendilerine sunduğunu ifade ederek, “Önümüzdeki günlerde Sayın Cumhurbaşkanımız bu kapsamda yapılacak yatırımların boyutlarını, miktarlarını açıklayacak. Türkiye’nin orta ve uzun vadede büyüme eğrisini yukarı çekecek, derinliğini artıracak, cari açığı aşağı çekecek katma değeri yüksek sektörlerde çok iddialı yatırımların Türkiye’ye geldiğini göreceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.